Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümet, açıkladığı anayasa değişikliği paketi için yoğun bir temas trafiği başlattı. Basın ve sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler sürüyor. Ancak iki günlük çalışmalar, sürecin çok sıkıntılı geçeceğini ortaya koydu.

Muhalefet yok
Anayasa değişikliği paketinin arkasında siyasal bir uzlaşma yok. CHP ve MHP, pakete karşı olduklarını açıkladılar. BDP’nin ve DSP’nin koşulları var.
İktidar partisi, muhalefet partilerinin desteğini almadan yola devam edecek. TBMM’deki oylamalar sırasında BDP’nin, DSP’nin ve bağımsızların desteğini almaya çalışacak. Bu haliyle değişiklik paketinin referanduma sunulması çok yüksek bir olasılık.

İptal davası
Bu süreçte yaşanacak sıkıntılardan biri, anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi’nde gidecek olması. CHP, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını açıkladı.
CHP’nin referandum öncesinde yapacağı başvuru, yürütmenin durdurulması talebini de içerecek.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, bu olasılığı kastederek, partilerin uzlaşması çağrısını yapmıştı.
Anayasa Mahkemesi’nin vereceği karar, belirleyici önemde olacak.

Yüksek yargı karşı
Paket, TBMM’de siyasal bir uzlaşmaya dayanmadığı gibi, yüksek yargının sert eleştirileriyle karşılaştı. Yargıtay, Danıştay gibi yüksek mahkemeler ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), paketle mutabık olmadıklarını açıkladılar. Yüksek yargı, değişiklik paketinin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu, dolayısıyla Anayasa’ya da aykırılık taşıdığını öne sürdü.
Anayasal organlar olarak yüksek mahkemelerin ve HSYK’nın eleştirileri, hükümet tarafından dikkate alınmadı. Dikkate alınmak bir yana, hükümet ile yüksek yargı arasındaki ilişkiler ciddi şekilde kutuplaşma yaratmış durumda.

Yürürlüğe girmiş gibi
Bu bağlamda dikkati çeken bir gelişme, Adalet Bakanlığı müsteşarının HSYK toplantısına katılmayarak atamalarla ilgili toplantıyı engellemiş olması. HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek’in de belirttiği gibi, HSYK bu haliyle “yok” varsayılıyor. Sanki anayasa değişikliği yürürlüğe girmiş gibi...
Oysa değişiklik yürürlüğe girinceye ve yeni HSYK oluşturuluncaya kadar kurulun görevlerini yapması gerekiyor. Anayasa değişikliği henüz taslak halindeyken, “HSYK artık atama, yetkilendirme yapamaz” gibi anlayışla kurulu kilitlemek, pakete bu yönden yapılan itirazları haklı kılar.

Meclis’teki kilit
Paketin kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu öne sürülen en önemli düzenlemesi, parti kapatma davalarında Meclis’te kurulacak komisyonun yetkilendirilmesi. Bu komisyondan izin alınmadıkça Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı dava açamayacak.
Partilerin kapatılmasının zorlaştırılması yönünde siyasal uzlaşma var. Ancak bunun yöntemi konusunda uzlaşma yok. Düzenleme, Meclis’te grubu bulunan bütün siyasi partilerden beşer kişinin katılımıyla söz konusu komisyonun kurulmasını ve 2/3 ile karar vermesini öngörüyor. Bu, bazı sorunlar doğurmaya aday bir düzenleme.
Örneğin, hakkında kapatma davası açılmak istenen partinin de bu komisyonda yer alacak olması tartışma konusu olacaktır. Hakkında karar verilecek partinin, “Benim hakkımda dava açın” demesi mümkün olmayacağına göre...
Veya TBMM’de iki parti grubu olur ve biri hakkında dava açılırsa bu komisyon nasıl karar üretecek? İkisi hakkında da dava açılması mümkün olmayacak.
İki parti, sürekli birbirini kollayarak oy kullanırsa da durum bundan farklı olmayacaktır. Örnekler çoğaltılabilir.
Anayasa değişikliği paketi, bu haliyle yasalaşıp yürürlüğe girse bile hem siyasi hem hukuki açıdan sürekli tartışma kaynağı olacak.