Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, henüz koltuğuna oturmadan siyaset gündeminin ilk sırasına oturmuştu. Görevi aldıktan sonra da ilgi odağı olmayı sürdürüyor.
Murat Yetkin’le birlikte yaptığımız, “Kılıçdaroğlu söyleşisi” büyük ilgi uyandırdı. Bunun nedenlerinden biri Kılıçdaroğlu’nun, kurultay konuşmasında fazla yer vermediği veya değinmediği konularda yönelttiğimiz sorulara yanıt vermiş olmasıydı. “Bu konularda neden konuşmuyor” diye eleştirilen Kılıçdaroğlu, konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun “hassas” konulardaki sorularımıza verdiği yanıtlar, nasıl bir lider profili çizeceğinin ipuçlarını da veriyordu.

Kürt sorunu
CHP’nin yeni liderine yöneltilen eleştirilerin başında; neden Kürt demiyor, neden Kürt sorunundan söz etmiyor, sorusu geliyordu.
Kılıçdaroğlu, bu konudaki tutumunu açıkladı. “Kürt demedim ama Türk de demedim, Çerkez de demedim” yanıtı verdikten sonra, “etnik kimliği ve inançları siyasetin merkezine koymayacağını” üstüne basarak söyledi.
Peki Kılıçdaroğlu, siyasetin merkezine ne koyacaktı? Verdiği yanıtlardan da anlaşıldığı gibi CHP’nin yeni lideri, siyasetin merkezine “insan”ı koyuyor. Etnik kimliğine, inancına bakmadan. Bu tutumunu ısrarla sürdüreceği izlenimi veriyor. Etnik veya mezhep esaslı siyaseti, solculuğun gereği sayan ve öyle savunan görüşlere katılmıyor.
Kılıçdaroğlu’nun “insan odaklı” siyaset yapacağı; “önce insan” diyeceği anlaşılıyor.

Askere karşı duruş
CHP, askere yakın durmakla, siyasete müdahalesine müsamaha göstermekle suçlanıyordu. “Askerci” damgası vuruluyordu.
Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki görüşleri de bu suçlamaları geçersiz kılıyor. Kılıçdaroğlu, çok açık biçimde darbelere karşı olduğunu, darbeleri savunmanın mümkün olmadığını vurguladı, bununla da yetinmeyip, “27 Mayıs’ı yapanlar bugün utanıyor” diyerek, açık tutum aldığını da gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun hangi gerekçeyle ve hangi yöntemle olursa olsun askerin siyasete karışmasına güçlü şekilde karşı çıkacak bir lider profili çizeceği de ortaya çıktı.
CHP’nin yeni lideri, partilere ve sivil toplum kuruluşlarına, kitle örgütlerine seslenerek, “Artık demokraside, insan haklarında, hukukun üstünlüğünde, güçler ayrılığında, medya özgürlüğünde ortak payda oluşturmalıyız” çağrısı yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun askere bakışı, çağdaş demokrasilerdeki gibi. Her kurumun kendi asli görevini yapması gerektiğini savunuyor. Her kurumun hesap verebilir ve saydam olması gerektiğini vurguluyor.

Sosyal devlet
Kılıçdaroğlu’nun, sosyal devlet ilkesi üzerinde en fazla duracak lider olacağı anlaşılıyor. Sosyal demokrasinin temel ilkelerinden biri olan sosyal devlet ilkesi, Kılıçdaroğlu’nun en üst sıraya koyduğu ilke. Yoksullukla mücadeleye verdiği önem, açıkladığı ilk projesinin sosyal güvenlikle ilgili olmasından da belli.
Yoksullukla ilgili sözleri kuru-sıkı değil. Konuyu incelediği ve kaynak araştırması yaptığı da sorularımıza verdiği yanıtlardan anlaşıldı. Aile sigortası projesi, nasıl bir sosyal devlet bakışına sahip olduğunu gösterdi.
Yoksulluk envanteri yapılmasına büyük önem veriyor. Bu envanterle saptanacak ama teşhir edilmeyecek ailelere doğrudan yardım yapmayı, kamuya bu ailelerden işçi almayı ve yoksulluk sınırından çıktığında da yardımın kesilmesini planlıyor. Sosyal demokrat bir partiye ve lidere yakışan bir yaklaşım sergiliyor.

Liderlerle barışık olacak
Kılıçdaroğlu’nun çizdiği lider profili, diyaloğu esas alıyor. Kırgınlık, küskünlük politikası izlemeyecek ama fikrini sonuna kadar savunacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la da diğer parti liderleriyle de diyalog içinde olacak; yapılan iyi şeylere sırf hükümet yaptı diye karşı çıkmayacak, doğru bulduklarını destekleyecek bir lider profili çiziyor.