Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İsrail, Mavi Marmara gemisine yaptığı kanlı saldırıyla bir şey kazanmadı. Aksine çok şey kaybetti.
Sivil ve silahsız bir yardım gemisine tüm askeri olanaklarıyla saldıran İsrail askerlerinin dünyanın gözü önünde 9 sivili öldürmesi, onlarcasını yaralaması bir kahramanlık değildir. İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı, askerlerini kutlasalar da, dünya bu saldırının bir insanlık suçu olduğunu biliyor. İsrail’in savunmasına da kimse inanmıyor.

Neler kaybetti?
Bu kanlı saldırıyla İsrail’in kaybettiklerini sıralayalım:
1- Ortadoğu’da dostluğundan çok yararlandığı Türkiye gibi bir ülkeyi kaybetti.
2- Uluslararası toplum, İsrail’in insanlık ve hukuk tanımaz bir hükümet tarafından yönetildiğini gördü.
3- Bütün dünyanın dikkati İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ambargoya çevrildi ve ambargonun kaldırılması baskısıyla karşılaştı.
4- ABD’nin bile savunamadığı bir hata yaptığı ortaya çıktı.
5- İsrail’in barış istemeyen taraf olduğu; Türkiye’nin belli bir aşamaya getirdiği Suriye ile dolaylı görüşmelerde samimi olmadığı anlaşıldı.

Adım adım kopuş
Ortadoğu’da barışın sağlanması açısından Türkiye’nin arabuluculuğu yeni bir süreç başlatmıştı. Gözlerden uzak yürütülen dolaylı görüşmelerde Türkiye, Suriye ile İsrail’i barışa yaklaştırmıştı.
Böyle bir aşamada İsrail’in eski Başbakanı Olmert, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a söz verdiği halde, Gazze’ye saldırarak, barış sürecini bitirdi. Türkiye ile kopuş süreci, Gazze’ye yapılan operasyon ve kadın ve çocukların da bulunduğu 1400 Filistinlinin öldürülmesiyle başladı.
Arkadan Davos’ta yaşanan gerginlik, Türkiye ile İsrail’i karşı karşıya getirdi. İlişkiler, İsrail’in geri adım atmasıyla pamuk ipliğine bağlı bir şekilde ağır aksak sürdürüldü.
İsrail bununla da yetinmedi ve yardım gemisine saldırarak 9 Türk vatandaşını öldürdü.
Ankara, İsrail’le diplomatik ilişkileri kesmek dahil aldığı sert tutumla ABD’yi harekete geçirerek, yardım gönüllülerini, yaralıları ve cenazeleri Türkiye’ye getirtti. Ancak bu olay, İsrail’in kolayca silemeyeceği bir iz bıraktı.
Bıraktığı iz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından, “Türkiye bunu unutmayacak ve affetmeyecektir” sözleriyle dünya kamuoyuna duyuruldu. Cumhurbaşkanı’nın sözleri, İsrail’in bölgenin en güçlü ve en etkin ülkesini kaybettiği anlamına geliyordu.

İsrail değişmek zorunda
Türkiye ile İsrail ilişkilerinin artık eskisi gibi olması söz konusu değil. Hatta ilişkinin devam etmesi bile zor. Bunun için İsrail’in değişmesi zorunlu. İsrail’in iç muhasebe yapması ve sürüklendiği noktayı gerçekçi biçimde görmesi gerekiyor.
Türkiye-İsrail ilişkilerinin sürmesi ve zamanla normalleşmesi artık İsrail’in tutumuna bağlı. Yaptığı bu saldırı, Türkiye ile işbirliği yapabileceği bütün zeminleri tahrip etti.
İsrail’in, buna değip değmediğini iyi hesaplaması gerekiyor.
Türkiye, bu muhasebeyi bekleyecek ve gelecekteki adımlarını ona göre atacaktır.