Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İspanya’dan önceki gün gece yarısı dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ayağının tozuyla evinde dar kapsamlı bir toplantı yaptı. Başbakan’a vekâlet eden Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dan Ankara’daki sıcak saatlerle ilgili bilgi aldı.
Çiçek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’la yaptığı görüşme hakkında Başbakan’ı bilgilendirdi. Diğer bakanlar da kendi alanlarındaki gelişmeleri özetlediler.
Başbakan Erdoğan’ın bir yandan bakanları dinlerken diğer yandan Balıkesir’de meydana gelen grizu faciasıyla yakından ilgilendiği, sürekli telefonla bilgi alıp, talimatlar verdiği yansıdı kulislere. Başbakan’ın, daha çok bakanları dinlediği, bazı çalışmalar için talimat verdiği, ancak uzun bir değerlendirme yapmadığı da gelen bilgiler arasında.

Ergin: Biz de izliyoruz
İstanbul Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında eski kuvvet komutanları, emekli ve muvazzaf general ve amirallerin gözaltına alınış biçimleriyle ilgili eleştiriler ve Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan orgeneral ve oramiraller toplantısı konusunda Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Biz de haberlerden izliyoruz” demekle yetindi.
Ergin, dün sorularımı yanıtlarken, polisin, savcılığın verdiği talimatları yerine getirirken adli kolluk işlevi gördüğünü belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Konu yargıya intikal etmiş durumda. Bizim menfi veya müspet bir şey söylememiz mümkün değil, doğru da değil. Polis adli olaylarda hükümetten, idareden talimat almaz. Yargıdan alır. Savcılığın talimatını yerine getirirken adli kolluk işlevi görür. Biz de sizler gibi televizyondan, haberlerden izliyoruz.”
Adalet Bakanı Ergin, dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptığı görüşme çerçevesinde daha çok yargı reformuyla ilgili görünüyordu.

Çelik: İnsani boyut aşılmamalı
Başbakan’ın adının bir parolada hakaret niteliğinde kullanıldığı, Genelkurmay Başkanlığı’nda yapılan toplantı ve açıklama, iktidar partisinde çeşitli kademelerde yapılan toplantılarda değerlendirildi.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ağırlıklı isimlerinden Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, sorularımı yanıtlarken, Genelkurmay’da yapılan toplantı ve ardından yapılan açıklamayla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Şunu söyleyebilirim; gözaltına alınanlar komutanların silah arkadaşlarıdır. Elbette ilgilenmeleri normaldir. Bu ilginin insani boyutunu anlarım. Ama bu aşılırsa, insani boyutun ötesine geçilirse o zaman iş değişir. Yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürmememiz gerekiyor.”

‘Başbakan nottan öğrendi’
Çelik, yürütülen soruşturma ve eski komutanların, bazı emekli ve muvazzaf general ve amirallerin gözaltına alınmaları yöntemiyle ilgili tepkilere ise şu karşılığı verdi:
“Bu yargının yetki alanındaki bir konu. Biz yargıya müdahale etmiş değiliz. Başbakan gelişmeleri yurtdışında, kürsüde konuşurken iletilen bir nottan öğrendi. Bunu bütün Türkiye gördü. Açıkçası yargıya intikal etmiş bir mesele. Bunda ne Sayın Başbakan’ın ne sayın bakanların ne de bizlerin dahli var.”

Parola konusu
Çelik ayrıca, Başbakan’ın bir askeri birlikte yakışıksız biçimde parola olarak kullanılması konusuna da değindi ve şöyle dedi:
“Şimdi Erdek’teki parola olayına bakın. Buna tepki göstermemek mümkün değil. Nitekim Sayın Cemil Çiçek bunu Genelkurmay’a iletti. Genelkurmay da inceleme başlattıklarını söyledi. Şimdi biz de bu incelemeyi bekliyoruz. Bu rahatsızlığa tepki göstermek, iletmek ve beklemek dışında ne yapabiliriz?”

‘Durup dururken gözaltı olmaz’
Çelik, gözaltılar konusunda yargı sürecinin de sükûnetle beklenilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yargı sürecini de beklemekten başka ne yapabiliriz? Türk ordusuna yıllarca hizmet etmiş generaller güçlü bir bağlantı, delil olmadan gözaltına alınabilir mi? Bu nedenle yargı süreci beklenmeli, sonuçlanmadan yorum yapılmamalı. Durup dururken kimse gözaltına alınmaz. Ortada bir iddia, bilgi, belge vardır ve durumu yargı değerlendirip, bir sonuca varır.”

Malta benzetmesi
Çelik, CHP lideri Deniz Baykal’ın gözaltıları Malta sürgününe benzetmesine de şu tepkiyi gösterdi:
“Sayın Baykal’ın benzetmesi gafilcedir. Malta sürgünü, yabancı işgal kuvvetlerinin Türk aydınlarını, komutanlarını Malta’ya sürmesidir. Yürütülen soruşturma ve gözaltıları bu olaya benzetmek kabul edilemez.”