İktidar partisi, değişikliğini tek başına hazırladı. Metin bir uzlaşma metni değil. Hazırlığa yöneltilen en önemli eleştirilerden biri bu...
En çok tartışılan konulardan biri de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısı. Değişiklik, HSYK’nın Adalet Bakanı ve müsteşarı dahil 7 olan üye sayısını 21’e çıkarıyor. 7 kişilik kurulun dar olduğu genel olarak kabul gören bir saptama. Kurulun daha fazla üyeye sahip olması savunuluyor. Örneğin, değişikliğe karşı tutum alan HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek de, mevcut dar kurul yerine 1961 Anayasası’ndaki gibi Yüksek Hâkimler Kurulu’na dönülebileceğini söylemişti.
Yüksek yargının ağırlığı
Öngörülen değişikliğe göre, 21 kişilik heyette 13 yargı mensubu olacak. Bunların 5’i yüksek yargı mensuplarından seçilecek. Yargıtay’dan 3, Danıştay’dan 1 ve Anayasa Mahkemesi’nden 1 üye. 8 yargı mensubu ise birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve savcılar arasından, tüm hâkim ve savcıların oy kullanacağı bir seçimle belirlenecek.
HSYK’nın şu andaki seçilmiş üyelerinin tamamı yüksek yargı mensubu. Değişiklik yürürlüğe girerse HSYK’da yüksek yargı mensuplarının ağırlığı azalacak. Sadece kurulun tümünde değil, yargıdan gelen üyeler açısından da azınlıkta kalacaklar. Yüksek yargı üyesi olmayan birinci sınıf yargı mensuplarından 8, yüksek yargıdan 5 üyenin kurulda yer almasına itiraz ediliyor.
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, dün bu itirazı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu. Keza Yargıtay’a 3, Danıştay’a 1 kontenjan tanınması da Danıştay’ın eleştirileri arasında.
İki gerekçe
Yüksek yargıdan gelen itiraz iki gerekçeye dayandırılıyor. Birincisi, mesleki açıdan daha üst konumda olmalarına karşın, HSYK’da azınlıkta bulunmaları. İkincisi, kürsüden gelecek hâkim ve savcıların tüm hâkim ve savcıların oylarıyla seçilecek olması.
Böyle bir seçimin, hâkim ve savcıları politik etkiye açabileceği kaygısını dile getiriyorlar. Adalet Bakanlığı’nın mesleğe giriş sürecinde etkili olması nedeniyle kıdemsiz meslek mensupları üzerinde baskı kurabileceklerini ifade ediyorlar.
Meslek mensubu olmayan üyeler
Yüksek yargı üyelerindeki bir diğer kaygı da kurulda yer alması öngörülen meslek mensubu olmayan üyeler. Üniversitelerden ve yüksek idareci sınıfından gelecek üyelerin, hâkim ve savcıların özlük haklarıyla ilgili kararlara katılmalarının doğru olmayacağı görüşü hâkim.
Bakan ve müsteşar
Kurulda Adalet Bakanı ve müsteşarının üye olarak yer almaya devam edecek olmalarına da itiraz var. Yüksek yargı mensupları, bakan ve müsteşarın kurul üyesi olmasının yargı bağımsızlığına gölge düşüreceği görüşünde ısrarlılar.
Yüzde 51 yetmez
Değişikliğin referanduma gitmesi halinde de yüzde 51’lik çoğunluğun yeterli olmayacağı görüşü dillendiriliyor. Anayasa’nın toplumda mümkün olan en geniş mutabakatla düzenlenmesi gerektiğini savunan bazı yüksek yargı mensuplarına göre, referandumda nitelikli çoğunluk aranmalı.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024