Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal’ın laiklik ve cumhuriyet değerlerini öne çıkaran çizgisinden çok Bülent Ecevit’in halkçı çizgisine yakındı. Kılıçdaroğlu, konuşmasında, CHP’nin “devletçilik” ve “laiklik” ilkelerini geride tutarken, “halkçılık” ilkesini öne çıkardı.
‘Laiklik değil işsizlik’
Vurgu yapmak bir yana “laiklik”ten hiç söz etmedi. Konuşmasını devlet de dahil kutsal kavramlara değil doğrudan yoksul halkın sorunlarına ayırdı. Laikliği değil işsizliği konuştu. Mesajları sokaktaki, tarladaki, fabrikadaki, dükkândaki vatandaşa yönelikti. Geçim derdine odaklanmıştı.
Dokunmadan öte dokundurma
Kılıçdaroğlu, doğrudan vatandaşa dokunan bir konuşma yaptı. Bu dokunma zaman zaman “dokundurma”ya kadar vardı. CHP’ye oy vermeyen yoksul kitlelere sadece dokunmadı. Emeklilere hitap ederken yaptığı gibi dokundurdu da...
“Madem” dedi, “Geçinemiyorsunuz, peki niye gidip AKP’ye oy veriyorsunuz?” Sokakta, kahvede vatandaşla konuşur gibi sade, basit ve anlaşılır bir dil kullandı.
Gandi değil Ecevit imajı
Kemal Kılıçdaroğlu, liderlik adımını “Gandi Kemal” sloganıyla atmıştı. Ancak, dün, Atatürk Spor Salonu’nda bir pankart hariç “Gandi Kemal” ifadesi göze çarpmıyordu. “Gandi Kemal” sloganı da pek duyulmadı.
Kemal Bey ve kurmaylarının, “Gandi” sıfatını pek sahiplenmedikleri anlaşılıyordu. Hindistan’dan değil Türkiye’den bir sıfatın daha yerli yerine oturacağını düşünmüş olabilirler. Kurultaya hâkim olan hava “Gandi”den çok “Halkçı Ecevit” imajına daha yakındı.
Rahşan Ecevit simgesi
Bu havanın doğmasında Rahşan Ecevit’in salona gelerek Kılıçdaroğlu’na jest yapmasının etkisi büyüktü. Bu, “Bülent Ecevit’in emanetini ve vasiyetini CHP’ye, Kılıçdaroğlu’na teslim” etmek anlamı da taşıyordu.
Kılıçdaroğlu, bu mesajı ve simgesel önemini çok iyi kavradı. Bu jeste Rahşan Hanım’ın yanında oturarak karşılık verdi.
Bir diğer “halkçı” simge de kürsüden indikten sonra Bülent Ecevit’in kullandığı gibi bir kasketi takması ve salonu o kasketle selamlaması oldu.
Kılıçdaroğlu, halktan biri olduğu mesajını kurultaya kravatsız gelerek de göstermiş oldu. Kurultaya kravatsız gelen ilk genel başkan adayıydı. Bu görüntüsü salonda sempatiyle karşılandı. Vatandaşla arasında mesafe yoktu.
Sessiz dokunuşlar
Laiklik konusunu sessiz geçen Kılıçdaroğlu, “Kürt” ve “türban” sözcüklerini de telaffuz etmedi. Güneydoğu vurgusu yaptı ama “Kürt meselesi” demedi. Bu konuya gönderdiği en önemli selam yüzde 10’luk seçim barajını indirme ve sıfır faizli yatırım kredisi vaadi oldu.
Türbana da girmeyen Kılıçdaroğlu, sadece İstanbul’da merdiven altı atölyelerde çalıştırılan başörtülü kızların sigortasız çalıştırıldıklarına dikkat çekmekle yetindi.
İktidara susamışlık
CHP kurultayına “iktidara susamışlık” hâkimdi. Hem salonda hem dışında gazetecileri durduran CHP’lilerin ilk sorusu, “Buradan iktidar çıkar, değil mi?” sorusuydu. İçeride de dışarıda da en çok duyduğumuz kavram “iktidar”dı.
Salondan daha fazla bir kalabalığın dışarıda olması CHP’lilerin “iktidar umudu”nun en önemli göstergelerinden biriydi. Hem salonda hem de dışarıda hiç dinmeyen bir heyecan ve coşku vardı. Salona girmek bir sorun, içeride adım atmak bir sorun, çıkmak bir başka sorundu. CHP’liler son yılların en gürültülü kurultayını yaptılar.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024