Ergenekon süreciyle başlayan ve arka arkaya gelen soruşturma ve davalardan en fazla etkilenen kurumların başında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı geliyor.
Bu süreçte 7 deniz subayının intihar ederek yaşamına son vermeleri, Deniz Kuvvetleri’ndeki üzüntünün en büyük kaynağı.
Deniz Kuvvetleri’ni etkileyen diğer faktör halen görevde olan çok sayıda amiralin bu süreçte gözaltına alınmış, tutuklanmış veya ifadelerinin alınmış olması.
Amirallerin durumu
Kara Kuvvetleri’yle kıyaslandığında Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri’nden amiral ve general sayısı oldukça sınırlı.
Deniz Kuvvetleri’ndeki duruma yakından bakalım:
Tümamiral Ali Semih Çetin tutuklu, Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz tutuklu, Tuğamiral Cem Aziz Çakmak tutuklu, Tuğamiral Turgay Erdağ tutuklu.
Tuğamiral Levent Görgeç’in ifadesi alındı. Şu anda Poyrazköy iddianamesinde sanık konumunda.
Deniz Kuvvetleri’nde yüksek düzeydeki komutanlıklardan biri olan Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç İzmir’de adliyeye davet edildi ve Kafes Eylem Planı iddiaları çerçevesinde ifadesi alındı.
Keza Tuğamiral Mehmet Fatih İlger de, Koramiral Sağdıç’la aynı gün İzmir adliyesinde ifade verdi. Kafes Eylem Planı’yla ilgili iddianame henüz hazırlanmadığı için bu amirallerin sanık olarak yer alıp almayacakları henüz belli değil.
Bu kadar çok amiralin tutuklu, sanık ve ifadesine başvurulmuş durumda olmaları elbette gözleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na çevirdi. Halen Deniz Kuvvetleri’nde olan bu üst düzey komutanların konumu, kuşku yok ki Deniz Kuvvetleri’ni sıkıntıya sokuyor.
Yargı hızlanmalı
Deniz Kuvvetleri’nde hâkim olan hava, yargı sürecinin bir an önce sonuçlandırılması gerektiği yönünde.
Bunun iki nedeni var:
Birincisi, soruşturma ve davalarla ilişkilendirilen, tutuklu veya sanık durumunda olan amirallerin halen görevde olmaları. İkinci neden ise zaten az sayıda olan amirallerin terfi, tayin, emeklilik gibi işlemleri dikkate alındığında, hukuk sürecinin yaratacağı etki. Yargının uzun zaman alması halinde ve aklanmaları durumunda uğrayacakları zararın telafisinde ortaya çıkacak zorlukların yaratacağı sorunlar.
Deniz Kuvvetleri, görevlerini yerine getirecek personele elbette sahiptir, ancak bu durumun yarattığı moral yıpranma ve kadro sorunlarının çözülmesi açısından sürecin hızlandırılması için önlem alınması gerektiği de açıktır.
Deniz Kuvvetleri’ndeki kuşkular
Bu süreçte Deniz Kuvvetleri’nde ortaya atılan iddialarla ilgili kuşku ve kaygılar da giderek artıyor. Açıklanan iddianamelerde özellikle tarihler konusunda kuşkuları var. Keza Rahmi Koç Müzesi’ndeki denizaltıda bulunan patlayıcılarla ilgili resmi açıklamalar yapıldığı halde bunların dikkate alınmadığı, bulunan patlayıcı miktarı ile iddia edilen eylemin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı, iddialara dayanak gösterilen DVD’lerin oluşturulma tarihleri ile atıfta bulunduğu olaylar arasında çok ciddi zaman farklarının bulunduğu gibi tespitler dikkat çekici. Örneğin amirallerin avukatlığını üstlenmiş olan Murat Ergün’ün, bu çelişkilerin yargı sürecinde hızla açıklığa kavuşturulması yönünde ısrarlı talepleri var.
Kuşkusuz yargı süreci gerçekleri ortaya çıkaracaktır. Ancak bunun çok uzun zaman alması telafi edilmesi zor, hatta olanaksız durumlar yaratabilir.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024