Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Mavi Marmara gemisine saldıran İsrail askerlerinin gözaltına aldıkları yardım gönüllülerine işkence yaptıklarının ortaya çıktığını söyledi.
Çiçek, dünkü görüşmemizde şu bilgiyi verdi:
İşkence izleri açık
“İşin hukuki ve siyasi yönüne girmeden önce şunu söylemeliyim. Sayın Başbakan’la dün yaralıları hastanede ziyaret ettik. Anlattıklarını insanlığın, vicdanın kabul etmesi mümkün değil. Ciddi işkence görmüşler. Yaralarından, vücutlarındaki izlerden bu çok net görülüyor. İsrail bunu nasıl izah edecek, merak ediyorum. Biliyorsunuz birçok uluslararası kuruluş var. En küçük bir kuşkuda hemen Türkiye’ye gelir, inceleme yaparlar. Şimdi bu kuruluşların harekete geçmesini bekliyoruz. İşkenceyi Önleme Komitesi var, alt komiteler var. Bu kuruluşların, İsrail askerlerinin yaptığı işkenceyi görmeleri ve tespit etmeleri gerekir. İşkence bir insanlık suçudur.”
Türkiye doğru yaptı
Çiçek, tartışmaların sağlıklı bir ortamda yapılmadığını da belirterek, şöyle devam etti:
“Türkiye bu hukuksuz saldırı karşısında doğru olanı yapmıştır. Zamanında ve hızlı hareket etmiştir. Türkiye önce uluslararası hukukun gereğini yerine getirip, BM Güvenlik Konseyi’ni toplamış ve ABD’nin de onay verdiği Başkanlık açıklamasını yaptırmıştır. Birkaç siyasi ses dışında dünyada hiçbir ülke İsrail’in yaptığını doğru bulmamıştır. İsrail suç işlemiştir. Türkiye bunu tespit ve tescil ettirmiştir.”
“İsrail’le ilişki sürdürülemez”
Çiçek, İsrail’in Türkiye’yi tatmin edecek bir tutum sergilememesi halinde ilişkinin sürdürülmesinin mümkün olmadığını da vurguladı ve şöyle konuştu:
“Bu atmosferde Türkiye’nin İsrail’le ilişkisini sürdürmesi mümkün değildir. Türkiye hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmıştır, kullanacaktır. İsrail’in tutumu böyle devam eder ve Türkiye’yi tatmin edecek bir tutum sergilemezse, alınan ve alınacak olan kararlar uygulamaya sokulacaktır.”
Sorun uluslararası
Çiçek’e göre, olayı sadece Türkiye ile İsrail arasındaki ikili bir sorun gibi algılamak yanlış. Çiçek’in bu konudaki görüşü şöyle:
“Olay Türkiye ile İsrail arasındaki bir sorun değildir. Uluslararası bir sorundur. O gemide 32 ülkeden insan vardı. Evet Türkler çoktu, öldürülenler Türktü ama 32 milletten insan vardı. O halde o insanların ülkeleri de Türkiye gibi uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını aramalıdır, arayacaklardır.”
Hukuki durum
AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, Milliyet’teki köşesinde İsrail’in uluslararası hukuk karşısındaki konumunu net biçimde ortaya koydu. Buna göre, İsrail’in savunmalarının tamamı hukuki dayanaktan yoksun.
Özetlemek gerekirse:
1- İsrail’in, gemide direndiler, askerlerimiz kendini savundu, yaklaşımının hukuki bir dayanağı yok. Türmen’in saptadığı üzere, gemideki bazı kişiler sopalarla direnmiş olsalar bile bu İsrail askerlerinin ateş açarak sivil insanları öldürmesini meşru kılmıyor.
2- Ellerinde ateşli silah olmayan insanlara ateş ederek öldürmek, meşru müdafaa koşullarını ortadan kaldırıyor.
3- Açık denizde seyir serbestliğine ancak korsanlık, köle ticareti, uyuşturucu kaçakçılığı hallerinde müdahale edilebiliyor. Bunun dışında açık denizlerde seyir halindeki gemilere müdahale edilmesi uluslararası hukukun çiğnenmesi anlamına geliyor.
4- İsrail’in Gazze’yi abluka altında tutması da hukuki dayanaktan yoksun. Ablukanın meşru olup olmadığına BM Güvenlik Konseyi karar veriyor. Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in ablukasıyla ilgili böyle bir kararı yok.
5- Bu nedenlerle hukuki sorumluluk İsrail’e ait.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024