Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Taraf’ın öne sürdüğü “Balyoz darbe planı”nı hazırlamakla itham edilen, dönemin 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, tatbikat seminerinde böyle bir plan tartışmadıkları konusunda ısrarlı.
Doğan, sorularıma şu yanıtları verdi:

Dış tehdit mi, iç tehdit mi?
Genelkurmay Başkanlığı, yaptığı açıklamada, “Plan seminerinin gayesi, dış tehdide ilişkin olarak hazırlanan Harekât Planı’nı geliştirmek ve ilgili personelin eğitimlerini sağlamaktır” deniliyor. Ancak sizin dış tehditten çok iç tehdide dayalı bir senaryo tartıştığınız görülüyor. Genelkurmay, dış tehdit demesine karşın, siz iç tehdidi mi esas aldınız?
- Hayır, öyle değil. Elbette dış tehdit var. Bu tehdide göre de zaten hazırlanmış bir plan var. Her planda olduğu gibi, bunun bir de geri bölge emniyet planı var. Biz bunu tartıştık. Bir kalkışma halinde geri bölge emniyetini nasıl alırız, diye. Senaryo direktifini komutan olarak elbette ben veriyorum ama bu direktif zaten KKK’ya ve Genelkurmay’a önceden bildirilen buhran haline dayanıyor.

İki yakada iki alay
İrticai kalkışma senaryosu sizin direktifinize mi dayanıyor?
- Biz en kötü ihtimaller üzerinden tartışıyoruz. Senaryo buna dayanıyor. Nedir bu? Bölücü ve irticai unsurların birleşerek bir kalkışma yaratmaları. Tabii dış tehdit varsayılıyor, hatta savaş hali varsayılıyor ve birliklerimizin büyük bir kısmı savaşa tahsis edilmiş durumda. Bu halde İstanbul’da asayişi sağlamak, doğacak bir kalkışmayı kontrol altına alacak iki alayımız kalıyor. Biri İstanbul’un bir yakasında, diğeri öteki yakasında. İki alayla kalkışma halinde ne yapabiliriz, diye tartışılıyor. Ki bu alayların elinde sadece kalkan ve cop var. Şimdi ben her zaman astlarıma serbestçe düşünün ve rahat konuşun derim. Onlar serbestçe konuşur tartışırlar. En kötü senaryoya göre tartışıyorlar. Senaryoya göre sıkıyönetim talep ediyoruz, ancak bu talep sivil otorite tarafından kabul görmüyor. Sıkıyönetim kabul edilmediği halde biz de birliklerimizin takviye edilmesi gerektiği sonucuna varıyoruz. Olay budur.

Sözlü emir
Önceki gün yaptığımız görüşmede bu tatbikatın yapılmaması yönünde bir yazılı emir almadığınızı, ancak yapılmasa iyi olur gibi bir telkin alıp almadığınızı ise hatırlamadığınızı söylemiştiniz. Bu konuda üst komutanlarınızla bir konuşma hatırlıyor musunuz?
- Hayır. Ben yazılı emir almadığımı söyledim. Zaten öyle emir gelse tatbikat yapılmaz. Ayrıca sözlü olarak yapmayın, iptal edilmiştir diye bir emir gelse yine yapamazsınız. Ben telkin hatırlamıyorum derken, belki biz KKK ve Genelkurmay’a hangi senaryo üzerinde çalışacağımızı bildirdiğimizde karargâhtaki bazı subaylar kendi aralarında, “Sırası mı şimdi?” gibi birtakım konuşmalar yapmış olabilirler ve bu yönde size yansıyan bilgiler buradan kaynaklanıyor olabilir. Yoksa ben yazılı veya sözlü bir emir almış değilim.

Genelkurmay ve KKK’dan temsilciler vardı
KKK ve Genelkurmay’ın verdiği tatbikat semineri çerçevesinin dışına çıkılmış olamaz mı?
- Dediğim gibi, KKK ve Genelkurmay’la zaten gerekli yazışmalar yapılmış ve onay alınmıştır. Genelkurmay, bu tatbikatın yapılmasını istememiş olsa o zaman temsilci gönderir mi? Seminerde hem Genelkurmay’ın hem de KKK’nın temsilcileri vardı. Semineri izlediler. Seminer usulüne uygun olarak cereyan etmiştir. Taraf’ın iddia ettiği gibi Balyoz planı diye bir plan konuşulmamıştır.

Örnek ve Fırtına katıldılar
Taraf’ın yayınlarında dönemin Donanma Komutanı Özden Örnek ve dönemin Harp Akademileri Komutanı İbrahim Fırtına’nın hava ve denizle ilgili eylem planlarında isimlerinin bulunduğu yazılmıştı. Örnek ve Fırtına da bu seminere katılmışlar mıydı?
- Evet, katılmışlardır. Bu da çok doğaldır. Belki 3 gün boyunca izlememişlerdir ama katılmışlardır. Seminer 1. Ordu bölgesini ilgilendiriyor. Biri Donanma Komutanı, diğeri Harp Akademileri Komutanı. Ayrıca onların uyguladığı tatbikat seminerlerine ben de katılmışımdır. Bu gayet normaldir. Başka bir seminere komutanlar da Genelkurmay Başkanı da katılmıştır.

Dış tehdit yok
Seminer neden iç tehdit ağırlıklı çalışıldı?
- Şimdi önce şunu söylemeliyim, ben 1. Ordu Komutanlığı’nı devraldığım zaman, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hilmi Özkök’e, o günkü dünya ve bölge konjonktüründe, benim sorumluluk bölgemde bir dış tehdit kalmadığını söyledim. Zaten o dönemde bütün ağırlığı ABD’nin Irak’a girme olayına vermiş durumdayız. Ancak mevcut plan, benim bölgemde dış tehdide dayalı. Yine de bunu esas alarak, ancak İstanbul’a oluşabilecek geri bölge emniyet sorununa ağırlık vererek bir senaryo çalıştık.

İstanbul EMASYA planı ne zaman değişti?
Çalıştığınız senaryo sonrasında talepleriniz doğrultusunda plan değişikliği olduğunu söylemiştiniz. Bu genel plan mı yoksa İstanbul’la ilgili plan mıdır?
- EMASYA’nın İstanbul planıdır. Bizim yararlı bir çalışma yaptığımız, bu planın değiştirilmesinden bellidir. Bu bizim teklifimizle oldu. Şimdi İstanbul EMASYA planında en son hangi tarihte değişiklik yapıldığına bakın. Bu tarihin bizim seminerden sonra olduğunu ve bizim tekliflerimiz doğrultusunda yapıldığını görürsünüz.