Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, 27 Nisan 2007 günü Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) internet sitesinde yayımladığı bildiri, yakın siyasi geçmişimizde en çok tartışılan konulardan biri oldu. Büyükanıt’ın, “Ben kaleme aldım” diyerek tek başına üstlendiği ve her zaman arkasında durduğu 27 Nisan bildirisi, Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahaleye dönük “e-muhtıra” olarak nitelenmişti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, o günden bu yana Cumhurbaşkanlığı’na Abdullah Gül’ün seçilmesini engellemeye çalışmakla eleştiriliyor. 27 Nisan 2007 tarihi de 28 Şubat 1997 tarihinden sonra askerin siyasete müdahale ettiği tarih olarak anılıyor.
Büyükanıt Paşa ise bu yorum ve eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını düşünüyor. 27 Nisan bildirisini bu şekilde yorumlayanları, bildiriyi okumadan yorum yapmakla eleştiriyor.
Büyükanıt, dünkü görüşmemizde bu konudaki değerlendirmelerini şöyle özetledi:

‘Köşk seçimine müdahale değil’
“27 Nisan’la ilgili eleştirileri dinliyorum, okuyorum ve üzülüyorum. 27 Nisan sürekli gündeme getiriliyor. Bu bildiri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahalesi olarak yorumlanıyor. Oysa, öyle değil.
Ben, hizmetteyken Cumhurbaşkanlığı sözünü iki kez kullandım. Birincisi, 12 Nisan 2007’de Genelkurmay Başkanlığı karargâhında yaptığım konuşmada. Bir soru üzerine aynen şöyle demiştim; ‘Seçilecek cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa’da belirlenmiş ilkelerine sözde değil özde bağlı olacağını umut ediyorum. Tabii ki, yetki yüce Meclis’indir’. Benim söylediğim budur. Bunun aksini söylemek mümkün mü? Mümkün değildir. Çünkü, aksini söylerseniz, bundan, Anayasa’da belirlenmiş ilkelere bağlı olmadığı sonucu çıkar ki, bu hem Cumhurbaşkanı’na hem de yüce Meclis’e hakaret olur.”
Bu sözlerin Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale olmadığını vurgulayan Büyükanıt, Cumhurbaşkanlığı sözünü ikinci kez 27 Nisan bildirisinde kullandığını ifade ederek şöyle devam etti:

‘Neresi muhtıra?’
“Cumhurbaşkanı sözünü ikinci kez 27 Nisan’da kullandım. Oradaki ifadem de aynen şöyledir: ‘Son günlerde Cumhurbaşkanlığı seçim süreci laik-antilaik sürecine dönüşmüştür’. Bunun neresi muhtıra?”

‘Laiklik duyarlılığı’
Büyükanıt Paşa, 27 Nisan’ın muhtıra olmadığını vurgularken şu değerlendirmeyi yaptı:
“Şimdi 27 Nisan’a muhtıra dediler, demeye devam ediyorlar. Muhtıra böyle olmaz. Muhtıranın tarihimizde örnekleri vardır. 27 Nisan’a muhtıra diyenler ya muhtıranın anlamını bilmiyorlar veya 27 Nisan bildirisini okumamışlar. 27 Nisan bir muhtıra değildir. Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale değildir. 27 Nisan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin laiklik konusundaki duyarlılığının dile getirilmesidir. Başka bir şey değildir.”

‘Yargı teyit etti’
Büyükanıt, TSK’nın laiklik konusundaki duyarlılığının bilindiğini ve zaman zaman bu duyarlılığını dillendirdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“27 Nisan’dan sonraki gelişmelere baktığımızda, 27 Nisan’da dile getirdiğim duyarlılığın en yüksek yargı organı tarafından teyit edildiği görülüyor. (Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davasında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin laiklik karşıtı odak olduğu ve Hazine yardımının bir kısmının kesilmesi yönündeki kararını kastediyor.)”