Kürt açılımı konusunda TBMM’de açık görüşme yapılmadan önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP lideri Deniz Baykal ile görüşme ısrarı sürüyor. Başbakan’ın bu talebi içeren mektubu dün CHP lideri Baykal’a ulaştı. Baykal bir iki gün içinde yazılı yanıtı gönderecek.
Ancak gelen mektubun Baykal’ın beklentilerini karşılamadığı anlaşılıyor. CHP lideri iki aydır yapılan görüşmeler sonucunda hükümetin somut olarak hangi adımları atmaya karar verdiğini ve hangi kararları verdiğini bu mektupta görmek istiyordu. Alınan kararlara ilişkin kendi görüşlerini yansıtmayı planlıyordu. Ancak anlaşılıyor ki, Başbakan’dan gelen davet mektubu Baykal’ın beklediği gibi hükümetin atmayı planladığı somut adımlara değinmiyor, genel bir görüşme talebini içeriyor.
Usul hatası
İçişleri Bakanı Atalay da CHP ile temasa önem verdiklerini tekrar vurguladı. Atalay da MHP’den umudu kesmiş durumda, ancak CHP ile temas kurulabileceğini düşünüyor. İçişleri Bakanı, CHP tarafından hazırlanmış üç Kürt raporunu da çok iyi incelediğini belirttikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bende bu raporlar var. Hepsini inceledim. Aslında bizim uygulamaya koyduğumuz birçok konu CHP’nin 1989 raporunda öneri olarak yer alıyor. Yani o raporda talep edilen birçok düzenleme yapılmış ve uygulamaya geçirilmiş durumda.”
Hükümet bu yaklaşım içinde CHP’nin bazı uygulamalara destek verebileceğini düşünüyor. Sürecin başlangıcında bazı usul hataları yapıldığına ilişkin eleştirileri de Atalay anlayışla karşılayarak, “Olabilir, hata yapmış olabiliriz ama düzeltilmez değil” yaklaşımı içinde.
Kürtçe eğitim
Kürt açılımı konusunda TBMM’de yapılacak açık oturumdan sonra uygulama safhasına geçileceğini İçişleri Bakanı Beşir Atalay önceki günkü görüşmemizde ifade etmişti. Atalay, uygulamaların daha çok kültürel ve özellikle de dil ağırlıklı olacağını eklemişti.
Kürt açılımı süreci içinde “Kürtçe ders” en çok tartışılan konu oldu. DTP-PKK çizgisinin talebi Kürtçenin, Türkçe gibi eğitim dili olması. DTP bu talebinde ısrarlı. Tartışmalar içinde Kürtçenin bütün eğitim kademelerinde “seçmeli ders” olabileceği üzerinde de durulmuştu.
Üniversiteler karar verecek
İçişleri Bakanı Atalay, bu konudaki sorumuzu yanıtlarken çerçeveyi de çizdi:
“Lise ve ilköğretim okullarında böyle bir uygulama düşünmüyoruz. Üniversiteler yapabilir. Nitekim YÖK bazı imkânlar tanıdı. Bu durumda isteyen üniversite böyle bir seçmeli ders koyabilir.”
Dil konusunda hükümet, inisiyatifi özerk kurumlara bırakmış görünüyor. TRT-6 gibi 24 saat Kürtçe yayın hakkının özel televizyonlara verilmesi RTÜK’ün kararıyla gerçekleşecek. Kürtçe seçmeli ders ve/veya enstitüler ise üniversitelerin inisiyatifinde olacak. İhtiyaç duyan üniversite böyle bir seçmeli ders koyabilecek. Ancak, bu liselere ve ilköğretim okullarına yayılmayacak. Kürtçe eğitim konusunun sınırı böyle çizilmiş durumda.
Kürtçe eğitim itirazı
Ancak CHP, milli eğitim sistemine Kürtçenin girmesine itiraz etmişti. CHP lideri, milli eğitime Kürtçenin girmesinin birleştirici değil özellikle gelecek nesiller için ayrıştırıcı olacağını savunmuştu. Hükümetin lise ve ilköğretim okullarında değil de üniversitelerde seçmeli ders veya enstitü uygulamasına da CHP soğuk duruyor. CHP lideri Baykal, bu girişimlerin de ilk adım olacağını, ardından Milli Eğitime de Kürtçenin sokulacağını düşünüyor. Üniversitelerde ise Kürtçe öğretecek öğretmenlerin yetiştirilmesinin hedeflendiğini öne sürmüştü.
Hükümetin çerçevesi
Atalay’ın verdiği bilgilerden hükümetin çizdiği çerçeve de ortaya çıktı. Anayasa’nın ilk üç maddesi ve 66. maddesinin değiştirilmesi düşünülmüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinin yeniden tarif edilmesi söz konusu olmayacak. Kürtçe yayının özel televizyonlara bırakılması CHP’nin de savunduğu bir girişimdi.
Ancak Kürtçe eğitim sorunu CHP’nin itirazını sürdürdüğü bir alan. Ayrıca CHP’nin ileriye dönük kaygıları da sürüyor. Erdoğan-Baykal görüşmesi gerçekleşse bile CHP’nin, hükümetin girişimlerine destek vermesi çok zor görünüyor.