CHP lideri Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasi liderlerle ilgili olarak Hindistan’da dile getirdiği, “Bir hafta herkesin birbiriyle ilgili kötü sözlerini haber yapmamayı deneyin” önerisinin çok yanlış ve temelsiz olduğunu söyledi.
Baykal, Gül’ün basınla ilgili önerisine karşı çıkarken, “Otoriter rejimler genellikle bu tip eğilimler ve önerilerle başlar” eleştirisinde bulundu.
Sorunun kaynağı
Baykal, Cumhurbaşkanı Gül’ün önerisini şöyle değerlendirdi:
“Sayın Cumhurbaşkanı, ‘basın yazmasın’ diyor. Böyle öneri olur mu? Basın, olmayan bir şeyi yazmıyor ki? Bu bir anlamda sansür talebidir. Sorunun kaynağı basın değil, o üslubu kullanan, o şekilde siyaset yapanlardır. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Gül, basını susturmak yerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarmalıdır. Çünkü gerginliğin de kavganın da kaynağı Sayın Başbakan’ın üslubudur. Yaşadığımız son tartışmalar içerisinde ben ve CHP yer almadık. Parlamentodaki kavgada da biz yokuz. Süreci başlatan, Başbakan’ın kavgacı üslubudur. Bu durumda Cumhurbaşkanı’na düşen, sorunun kaynağıyla ilgilenmektir. Yoksa gerçeği yansıtan basını susturmaya çalışmak değil. Bunlar otoriter rejimlerde olur ve otoriter rejimler genellikle bu tür talepler ve eğilimlerden sonra başlar.”
Salı toplantıları
CHP lideri Baykal, salı günleri TBMM’de yapılan ve televizyonlardan canlı yayınlanan siyasi parti grup toplantılarının yapılmaması önerilerine de karşı çıktı.
Baykal, “Elbette bu toplantılar yapılacak. Demokrasinin gereği bu. Bu toplantılar yapılmasın demek, temelsiz ve yanlış bir öneridir” diyerek, şöyle devam etti:
“Bazı köşe yazarları da grup toplantılarının yapılmamasını öneriyorlar. Bu da çok garip bir öneri. Grup toplantıları neden yapılmasın? Birileri kızıyor diye mi, birileri yaptığımız eleştirilerden, halkın gerçeği öğrenmesinden çekiniyor diye mi? Doğrusu bu önerinin hangi mantıkla yapıldığını da anlayabilmiş değilim.”
‘Başbakan tırmandırıyor’
CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ortamı özellikle gerdiğini ve tartışmaları tırmandırdığını öne sürerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sorunun kaynağı, Başbakan’ın üslubu ve siyaset yapma tarzıdır. Başbakan, büyük iddiaların sahibidir. Ancak onları gerçekleştirecek imkâna sahip değildir. Kızgınlığı ve sinirliliği bu gerçekten kaynaklanıyor. Örneğin, Anayasa’yı değiştirmek istiyor, ancak böyle bir referandumu geçirecek gücü olmadığını görüyor. Halk nezdindeki desteği her gün eridiği için bu iddiasını gerçekleştiremiyor. Bunu gördüğü için de sinirleniyor. Ortaya attığı iddialar ile imkânları arasındaki çelişki onu kavga ederek siyaset yapmaya itiyor.”
Baykal, siyasi tartışmaların demokrasinin bir gereği olduğunu belirttikten sonra şöyle devam etti:
“Benim ortamı germek gibi özel bir gayretim yok. Böyle bir üslubum da yok. Kimseyi incitmeyi veya kimseye hakaret etmeyi asla düşünmem. Ancak haksız saldırılar karşısında da sözümü esirgemem. Bunu yaparken de her zaman nezaket çerçevesinde kalmaya özen gösteririm. Sayın Başbakan’ın da bu özeni göstermesi gerekir.”