Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, “Balyoz darbe planı” iddiasıyla ilgili olarak ilk kez konuştu. Org. Başbuğ’un açıklaması, çok sert ve çok netti. Genelkurmay Başkanı olarak TSK’ya yöneltilen ithamlara ve iddialara karşı açık yüreklilikle yanıt verirken, tartışmanın bütün taraflarına da anlamlı mesajlar gönderdi.

Din düşmanı gösterenlere lanet
1- Org. Başbuğ, en sert tepkiyi, TSK’nın cami bombalamayı planladığını iddia edenlere verdi. “Camileri bombalayacaklardı” diyenlere “vicdansızlar” diye hitap etti. Bu yanıtı verirken kürsüyü yumruklayarak konuşması, bu ithamlara karşı duyduğu öfkenin yansımasıydı.
Başbuğ, “Biz Mehmetçiği Allah Allah diyerek taarruz ettiririz. Bu talimnamemizde var. Şimdi vicdansızlara soruyorum, askerine Allah Allah diye hücum ettiren bir ordu Allah’ın evi camiye bomba atmayı nasıl düşünür?” sözleriyle, “Camiyi bombalayacaklardı” diyenlere çok çarpıcı bir yanıt verdi.
TSK’ya karşı yürütülen karşı propagandanın en etkili yöntemlerinden biri “dinsizlik”le suçlamaktır. Bunun örnekleri tarihte görülmüştür. “Balyoz darbe planı”yla ilgili olarak da en çok işlenen, büyütülen konu “Camiye bomba atacaklardı” iddiası oldu. Bunun TSK’yı en çok yıpratacak iddia olduğu biliniyordu.
Halk nezdinde Türk ordusunu, cami cemaatini bombalayacak kadar dinden, imandan, insanlıktan uzak; kendi uçağını düşürecek kadar ahlaktan, izandan yoksun bir ordu olarak göstermenin en etkili yolu olarak kullanılan bu iddia karşısında, Org. Başbuğ‘un yanıtı oyunu bozacak kadar etkileyiciydi.

Gün bugündür diyenlere uyarı
2- Başbuğ’un, “sevinçli bir telaş içinde” TSK’ya yüklenmek için her fırsatı kullananlara da bir mesajı vardı. Ortamı TSK’yı itibarsızlaştırmak için uygun gören ve “gün bugündür” yaklaşımıyla TSK’yı terör örgütü, her türlü melanetin kaynağı gibi gösterenlere de, “Türk ordusunun da bir sabrı var” diye mesaj gönderdi.

Devlet ve hükümet yetkililerine
3- Org. Başbuğ, “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” yöntemiyle, devlet ve hükümet yetkililerine de sitem etti. Genelkurmay Başkanı olarak TSK’nın sorunlarını çözme sorumluluğu olduğunu söylerken, devletin diğer yetkililerine de hitap etti. Makam sahibi olmanın sorumluluk gerektirdiğini vurgulayarak, makamların şikâyet etme yeri olmadığı mesajını verdi. “Yani sadece şikâyet edeceğiz, yok öyle bir şey. Görev ve sorumluluğu olanların vazifesi aynı zamanda sorunları çözmek, çözme yönünde gayret göstermektir” dedi.

Darbe söyleminden çıkar umanlara
4- Org. Başbuğ’un mesaj yolladıkları arasında siyasiler de vardı. Darbe söylemini ve darbe iddialarını sürekli gündemde tutarak, bunun yaratacağı mağduriyetten siyasi çıkar umanlara da bir soruyla gönderme yaptı. Başbuğ, şöyle sordu:
“Ben de haklı olarak şunu soruyorum: Darbe iddialarının sürekli gündemde tutulmasından kim menfaat umuyor? Bu yararlı bir konu değil.”

Darbe yok mesajı
5- Org. Başbuğ’un verdiği net bir mesaj da darbeler döneminin çoktan kapandığı yolundaydı. Başbuğ, “darbe” sözcüğünü kullanmadan önce, “Bu kelimeyi telaffuz etmekten bile hicap duyduğunu” belirterek söze başladı. Bu konuda duyduğu hassasiyeti yansıtarak, darbe dönemlerinin geride kaldığı değerlendirmesini yaptıklarını vurguladı. 1960’lardan bu yana yaşananlardan her kesimin kendi payına düşen dersleri çıkardıklarını söyledi. “Bugün 2010 yılındayız. Biz diyoruz ki, demokraside en önemli olan husus, iktidarın seçimlerle, demokratik yöntemlerle el değiştirmesidir. Ve herkesin bu düşünceye herkesin yürekten inanması gerektiğini, değerlendiriyoruz” dedi. Böylece TSK’yı sürekli darbe planları içinde gösterenlere ve aynı zamanda darbeden medet umanlara karşı açık tavır aldı.

Darbecileri barındırmam
6- Org. Başbuğ, demokrasiye olan bağlılıklarını bir kez daha vurguladıktan sonra, TSK içine de mesaj verdi. TSK içinde de hata yapanlar olabileceğini, varsa bunları barındırmayacaklarını yineledi.

Bilgi sızdıranlara
7- Org. Başbuğ, TSK içinden bilgi sızdıranlara da sert mesajlar verdi. Bu bağlamda TSK’da 61 soruşturma açıldığını söyledi. 9’unun mahkeme safhasında olduğunu belirtti. Bir subayın 3 yıl hapis cezasına mahkûm edildiği ve TSK’dan çıkarıldığını, çeşitli rütbelerde 10 subayın da tutuklu bulunduğunu ilk kez açıkladı.

Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a
8- Org. Başbuğ, TSK’ya karşı yürütülen faaliyetler konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a göndermede bulundu. Başbuğ, “TSK’ya karşı yürütülen faaliyetlerle ilgili olarak bize düşen görevler var” dedikten sonra, “Mücadeleyi tek başımıza götüremeyiz, elbette devletimizin de yapacağı hususlar var. Bu konulara ilişkin görüş, teklif ve önerilerimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakanımıza çeşitli vesilelerle arz ettim, sonuçlandırılmasını da takip edeceğiz” diyerek Gül’e ve Erdoğan’a mesaj gönderdi.