Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’nda (USAK) konuşmacıydı. Dış politika konulu konferansında geniş bir ufuk turu çizdi. İç politika konularına da girdi ve izleyicilerin sorularını yanıtladı.
Konferansa düşünce kuruluşlarının temsilcileri, diplomatlar, gazeteciler, yazarlar davetliydi. Başbakan’ın dış politika ağırlıklı ufuk turunu haber sayfalarında bulacaksınız.
Başbakan Erdoğan’ın, eşi Emine Hanım’la ilgili olarak verdiği iki tepki, bu konuya haklı olarak içerlediğini gösteriyordu. Geçtiğimiz pazar günü TRT 1’de katıldığı programda, eşi Emine Erdoğan’ın, üç yıl önce GATA’da yatan sanatçı Nejat Uygur’u ziyaret etmek istediğini, ancak başı örtülü olduğu için ziyaret etmemesi yönünde yanıt aldığını açıklamıştı.
İzahı olabilir mi?
Bu konu, dün Başbakan’a TBMM’de çıkan olay da anımsatılarak tekrar soruldu. Başbakan Erdoğan, Emine Hanım’a yapılan muamelenin izahının olamayacağını vurgulayarak tepkisini tekrar dile getirdi. Böyle bir muamelenin laiklikle, kurumsal hassasiyetle izah edilemeyeceğini belirtti. Başbakan, olayı biraz da duygulanarak detaylı biçimde şöyle anlattı:
“Benim ülkemde çok önemli bir sanatçı hasta yatağında. Eşim, onu ziyarete gitmek istiyor. Eşini arıyor, ‘memnuniyetle’ diyor. Biraz sonra tekrar dönüyor, ‘Emine Hanım böyle bir durum oldu, ne olur biz sizinle dışarıda buluşalım’ diyor ve dışarıda görüşüyorlar. Bunun akılla, izanla, kurumsal yaklaşımla izahı olabilir mi? Bunun demokrasiyle, laiklikle, hukuk devletiyle yakından uzaktan alakası olabilir mi?”
‘Başka olaylar da var’
Başbakan Erdoğan, anlattığı olayın, yaşadıkları benzeri olaylardan sadece biri olduğunu da şöyle ifade etti:
“Üç senedir eşim de ben de bu işleri gündeme getirmedik. Gerekli olanları gerekli yerlere söylemediniz mi? Söyledim. Söylenecek çok daha şeyler var ama ben ülkemde gerginlik istemiyorum. Bu konuda yaşadığım başka şeyler de var. Bunları belki siyasetten çekildikten sonra kaleme alarak gündeme getireceğim.”
Başbakan, şunu da söyledi:
“Biz bu işin üzerine gidemez miydik? Gidebilirdik ama biz sadece eşimin gözyaşlarına mahkûm kaldık.”
İkinci tepki
Başbakan Erdoğan’ın verdiği ikinci tepkiyi de MHP milletvekili eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş TBMM’de gündeme getirmiş ve, “Siz peygamber kabul edilen bir Başbakan’ın eşini nasıl içeri almazsınız? Sizi beyaz yakalılar sizi!” biçiminde müstehzi bir ifade kullanmıştı. Başbakan, bu sözlere TBMM kürsüsünden yanıt vermiş, Genel Kurul’da kavga çıkmış ve Türkiye’ye hiç yakışmayan görüntüler ekranlara yansımıştı.
Başbakan, dün kendisi hakkında, “Bizim için ikinci bir peygamber” diyen parti görevlisini istifaya davet ettiğini, istifa etmezse de ihraç edilmesini istediğini de açıkladı.
Peygamber benzetmesi elbette yanlış. Ayrıca politikacıların eşleri üzerinden politika yapılması da yanlış bir davranış. Bu nedenle Durmuş’un sözleri tasvip edilemez.
Keza, Başbakan’ın eşinin GATA’ya yapacağı hasta ziyaretinin başörtüsü nedeniyle engellenmesi de hem insani açıdan hem de nezaket kuralları açısından kabul edilebilecek bir davranış değil.