Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak CHP’nin öncülüğünde açılan iptal davasını kabul etti. Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliğiyle ilgili yetkisi ve kararları genellikle tartışma konusu oluyor.
Tartışmaların başında Anayasa Mahkemesi’nin bu değişikliklerin esasını inceleme yetkisi olmadığı, sadece şekli açıdan denetleyebileceği hatırlatılıyor.
Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği esastan inceleme kararları da karıştırılıyor. Bu kararlara, Anayasa Mahkemesi’nin esastan inceleme yetkisi yoktur diye itiraz ediliyor.
Anayasa Mahkemesi, iki evrede inceleme yapıyor:

İlk inceleme
Anayasa Mahkemesi, önüne gelen dosyayı önce, “dosyanın şekil şartlarına uyup uymadığı” açısından incelemeye tabi tutuyor. Bunun anlamı, söz konusu dosyanın, yeterli sayıda milletvekilinin imzasını taşıyıp taşımadığı; TBMM Başkanı’nın her sayfada onayının bulunup bulunmadığı, milletvekillerinin isimlerinin doğru yazılıp yazılmadığı, aykırılık iddialarının açıkça yer alıp almadığı gibi hususların incelenmesi. Eğer dosya, bu hususlar açısından eksiklik taşımıyorsa, Anayasa Mahkemesi ilk inceleme devresini tamamlıyor. Ve davanın görülmesine karar veriyor.
Anayasa Mahkemesi’nin, dün CHP’nin öncülüğünde yapılan iptal başvurusuyla ilgili olarak verdiği karar, bu anlama geliyor. Yüksek Mahkeme’nin, başvurunun anayasanın öngördüğü şekil şartlarına uygun olduğuna ve böylece davanın görülmesine karar verdiğini söyleyebiliriz. Davanın görüşülmesine karar vermek ise, dosyanın esastan incelenmesi aşamasına geçildiğini gösteriyor. Ancak bu “esas” anayasa değişikliklerinde “şekil açısından yapılacak esas inceleme” anlamına geliyor. Çünkü, anayasa, anayasa değişikliklerinin ancak şekil şartları açısından incelenebileceği hükmünü taşıyor.

İkinci inceleme
Anayasa Mahkemesi’nin ikinci incelemesi davanın esastan görülmesi. Bu aşamada Anayasa Mahkemesi yine iki inceleme yapıyor:
1- Anayasa değişikliğinin, anayasanın öngördüğü şekil şartlarına uyup uymadığı inceleniyor. Gizlilik kuralına bağlı kalınıp kalınmadığı, anayasanın öngördüğü en az 330 oyun verilip verilmediği, ivedilikle görüşülmeme şartına uyulup uyulmadığı gibi.
2- Şekilden hareketle esasın incelenmesi: Bu inceleme ise anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddelerinin dolaylı olarak değiştirildiği iddiasının incelenmesine dayanıyor. CHP, türban davasında olduğu gibi anayasa değişikliğinin, dolaylı olarak anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddeleri arasında yer alan 2. maddesini değiştirdiğini iddia ediyor.
Bu iddia, anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddelerini sayan 4. maddesinin bir şekil şartı oluşturduğu savına dayanıyor. Bu maddenin ihlali iddiası da değişikliklerin şekil şartına uymadan yapıldığı görüşüne dayandırılıyor. Böylece Anayasa Mahkemesi, şekilden hareketle esasa giren bir inceleme yapabiliyor.
Bu yaklaşım içinde Anayasa Mahkemesi denetimini yine “şekil” yönünden yapmış oluyor. Mahkemenin daha önce türban değişikliğini iptal eden kararı bu mahiyetteydi.
Sorun, genel olarak “şekil” ve “esas” kavramları ile Anayasa Mahkemesi’nin inceleme aşamalarının karıştırılmasından kaynaklanıyor. Bu konudaki soruların net yanıtlarını odatv.com’da Anayasa Mahkemesi eski Genel Sekreteri Bülent Serim’in yazısında bulmak mümkün.