Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, açılım süreciyle ilgili olarak dün bir basın toplantısı daha yaptı. Atalay, bu konuda hükümetin yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı. İçişleri Bakanı’nın üzerinde durduğu bir konu da anayasa değişikliğiydi. Atalay, önümüzdeki seçimin bir bakıma anayasa seçimi olacağını belirterek, bu konuya verdikleri önemi vurgulamış oldu.

Açılım nereye kadar gider?
Atalay’ın verdiği bilgiler, daha önce de kamuoyuna yansımış bilgilerdi. Çocukların çocuk mahkemesinde yargılanmasına ilişkin yasal düzenleme, cezaevlerinde annelerin çocuklarıyla Kürtçe konuşmaları, özel televizyonlara 24 saat Kürtçe yayın yapma olanağı, yol kontrollerinin azaltılması, açılımı oluşturan adımlardı. Ayrıca Kolluk Gözetim Komisyonu ve Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu kurulacağını da açıkladı.
Bu düzenlemeler açılımın nereye kadar gidebileceğini gösteren sınırlar. Bir kez daha söylemek gerekir ki, bu adımlar ne kadar önemli olursa olsun, PKK-BDP memnun olmayacaktır.

Anayasa değişikliği
Atalay’ın, seçimi belirleyecek faktör olarak gördüğü anayasa değişikliklerinde açılımla ilgili maddeler olacak mı? Bu soruya şimdiden net bir yanıt vermek zor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek daha önce Anayasa ile ilgili bir çerçeve çizmişlerdi. Anayasa’nın ilk üç maddesi, onları koruyan dördüncü madde ve devrim kanunlarıyla ilgili 174. maddede değişikliğin söz konusu olmadığını ilan etmişlerdi.
Bu durumda PKK-BDP çizgisinin talepleri arasında Türklüğü tarif eden 66. madde kalıyor. İlk üç madde değişmeyeceğine göre üniter ve ulus devlet aynen korunacak. Türkçe dışında başka bir dilin resmi veya eğitim dili olması da söz konusu olmayacak.

PKK iner mi?
Bu çerçeve içinde açılım PKK’ya silah bıraktırır mı? Bıraktırmaz. Bugüne kadar PKK ve BDP’nin yaptığı açıklamalar, İmralı’dan gelen mesajlar, terör örgütünün silah bırakmayacağını ve dağdan inmeyeceğini gösteriyor. Bunun için öne sürdükleri şartlarla, hükümetin açılım çerçevesinde yapabilecekleri örtüşmüyor.
Diğer taraftan, PKK’ya silah bıraktırmak yönünde ne ABD, ne Irak ne de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi tarafından ciddi bir adım atılmış değil. Onlar PKK’ya silah bıraktırmaktan önce Türkiye’nin “siyasi çözüm” geliştirmesini istiyor ve bekliyorlar.

Seçim faktörü
Seçimler normal zamanında yapılacaksa 1.5 yıllık bir süre var. Erken seçim olasılığı da beklentiler arasında. Türkiye seçim sürecine girmiş durumda.
Seçim baskısı altında hükümetin, PKK-BDP’nin taleplerini karşılayacak, ancak çoğunluğun tepkisini çekecek radikal adımlar atmasını beklemek gerçekçi değil. Açılım süreci iktidarı yıpratan bir konu. Bu nedenle hükümet dün Atalay’ın açıkladığı sınırları zorlamayacaktır.
Anayasa’da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesi, askeri yargının yetki alanının sınırlandırılması yönünde yapılacak değişiklikler ise yargının yönetimi, parti kapatılmasının çok zor hale getirilmesi, TSK’nın sivil yargıya daha fazla açılması hedeflerine yönelik olacaktır. 66. maddenin radikal biçimde değiştirilmesi ise iktidar açısından riskli olabilir. Eğer hükümet aynı gün iki sandık koymayı düşünmüyorsa, bu değişikliklerle ilgili referandum, iktidar için seçim provası niteliği taşıyacaktır.
PKK-BDP de seçime giderken gerginlik ortamını tercih edeceklerdir. Uzlaşmış görüntü vermekten kaçınacaklar, aksine, etnik milliyetçiliği körükleyen bir çizgi izleyeceklerdir.
Seçime kadar bu tablonun değişmesini beklemek gerçekçi olmaz.