Yargının zirvesindeki hassasiyet

8 Eylül 2009

Yargıtay Başkan Hasan Gerçeker, dün adli yılın açılış töreninde sert olmayan bir üslupla, ancak üzerinde düşünülmesi gereken önemli eleştiriler yaptı.
Gerçeker’in yaptığı eleştiriler, son dönemde tartışılan Kürt açılımı, yargı reformu çalışmaları ve Ergenekon davasıyla ilgiliydi.
Kürt açılımı
Gerçeker, konuşmasının başında yaptığı cumhuriyet ve demokrasi analiziyle söz konusu açılıma dokundurdu.
Yargıtay Başkanı, cumhuriyet ve demokrasinin birbiriyle çelişen kurumlar olmadığını vurguladıktan sonra toplumun, bireylerin ve üniter yapının güvencesi olan cumhuriyetin yıpratılmasından üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Gerçeker’in şu sözleri de aynı mahiyetteydi.
“Bu topraklarda barış ve kardeşlik duygusu içerisinde asırlardır birlikte yaşayan, ülkenin bağımsızlığı ve kurtuluşu için birlikte omuz omuza kanı, canı pahasına mücadele ederek bir millet oluşturan insanlar, yine aynı duygularla, bu çok zor koşullarda kurulmuş bulunan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni koruyup kollayarak, ülkenin birlik ve bütünlüğünü her şeyin üzerinde tutacaklardır. Bunun aksini düşünmemiz mümkün degildir.”

Yazının Devamı

Hükümetin muhalefetle temas ısrarı

6 Eylül 2009

Sürecin başında CHP ile MHP’yi çok fazla dikkate almayan iktidar, son günlerde bu iki partiyle temas kurmakta ısrarlı görünüyor. Anlaşılıyor ki, bir aylık sürecin sonunda, hükümet CHP’yi sürece katmanın gerekli olduğu sonucuna ulaşmış. Daha az umutlu olmakla birlikte MHP’den de katkı bekliyor.

Yığınakta yapılan hata
Bu aşamadan sonra hükümetin CHP ve MHP’den katkı alması bir yana, temas kurmasının bile zor olduğu açık.
Bunun iki önemli nedeni var:
1- Yöntem konusunda yığınakta yapılan hata,
2- İşin özüyle ilgili olarak da, muhalefeti baştan “karşı taraf” olarak ilan edip, Allah ne verdiyse yüklenmiş olmak.

Yazının Devamı

Çiçek’ten Türk’e: Ya hayır söyle, ya sus

5 Eylül 2009

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın bir ay boyunca yürüttüğü çalışmanın sonuçları, önceki gün, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği ve Genelkurmay Başkanı, MGK üyesi bakanlar ve komutanların katıldığı zirvede ele alındı. Süreç devam edecek.
Bu arada son günlerde DTP’nin kullandığı söylem, hükümetle makası giderek açıyor. 1 Eylül’de Diyarbakır’da yapılan mitingde dile getirilen görüşler, DTP lideri Ahmet Türk’ün ısrarla Abdullah Öcalan’ı adres göstermesi, silahlı tehdit içeren ifadeler, Aysel Tuğluk’un “Ayrılmayı tartışabiliriz” sözleri, hükümet nezdinde “makul olmayan” bir yaklaşım...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’le dün, bir aylık süreci ve gelinen noktayı konuştum. Çiçek, DTP lideri Türk ve diğer sözcülerin söylemini şöyle değerlendirdi:

“Ya hayır söyle, ya sus”
“Çok zor, çok hassas bir konuyu konuşuyoruz. Herkesin sorumluluğunu bilmesi lazım. Kelimelerini ona göre seçmesi lazım. Ben de mitinglerdeki Ahmet Türk’ün, diğer DTP’lilerin konuşmalarını izledim. Söyleyeceğim şudur: Anadolu’da çok güzel bir söz vardır, şöyle derler: ‘Ya hayır söyle, ya sus’. Manası açık; eğer hayır söylemiyorsan, susman daha iyidir. Hepimiz bu hassas konuda çok dikkatli

Yazının Devamı

İktidar kanadı tutum değiştiriyor

4 Eylül 2009

“Kürt açılımı” olarak isimlendirilen süreci “Milli Birlik Projesi” olarak anmaya başlayan iktidar kanadı tutum değiştiriyor veya yeni tutum alıyor, diyebiliriz.
Sürecin başlangıcında “sınır” belirlemeyen hükümet, özellikle Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un 30 Ağustos mesajından sonra “paralel” bir çizgide tutum almaya başladı. Gerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşmalarında yaptığı vurgular gerek İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın son basın toplantısı, DTP ile “makasın açıldığını” ortaya çıkardı.
Başlangıçta bir çerçeve çizmeden yola çıkan hükümet, bir ayın sonunda, Anayasa’nın 3. maddesinde ifade edilen niteliklerin tartışma dışı olduğunu ilan etti. İktidar kanadı, DTP-PKK çizgisini ve o çizgiyi henüz içini bilmedikleri açılım yolunda sınırsız destekleyen yazar-çizer kesimini yalnız bırakmış görünüyor.

Diyarbakır’a yanıt
Başbakan Erdoğan, önceki akşam Polis Akademisi’nde yeni şekillenmeye başlayan tutumu daha netleştirdi. “Devletin ve hükümetin hiçbir koşulda terör örgütünü veya teröristleri muhatap alması, onlarla müzakereye oturması asla ve asla söz konusu olamaz” diyerek, DTP’nin Diyarbakır mitinginde dile getirdiği taleplere hızla yanıt vermiş oldu.
İ

Yazının Devamı

İşin özüne girince durum değişiyor

3 Eylül 2009

DTP’nin Diyarbakır mitinginde bir kez daha görüldü ki, bir aydır oluşturulan hava gerçekleri yansıtmıyor. İşin özüne girince durum değişiyor.
Bir aydır yazılıp çizilenlere bakıldığında, bir tarafta bu işi çözüme yaklaştırmış hükümet ile ona yardımcı olmaya hazır bir DTP görülüyordu. Talepler havada uçuşuyor, hem hükümet hem DTP, muhalefet partileri CHP ve MHP’ye yükleniyordu. İki muhalefet partisi, “pişmiş aşa su katmış” gibi suçlanıyordu.
Oysa iki gün içinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yaptığı açıklama ile Diyarbakır mitingindeki görüntüler ve konuşmalar gerçekleri ortaya koydu.
İçişleri Bakanı’nın çizdiği çerçeveyi reddeden DTP sözcüleri, nasıl bir süreç istediklerini açıklamış oldular. Diyarbakır’dan verilen mesajlara yakından bakalım:

DTP yok, PKK var
1- DTP, Diyarbakır’da “Benim misyonum yok” mesajı verdi.

Yazının Devamı

DTP’nin durduğu çizgi

2 Eylül 2009

İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın ikinci basın toplantısında ortaya koyduğu çerçeveden sonra, DTP de dün Diyarbakır’da durduğu çizgiyi yansıttı. Bir ay önce Atalay’ın süreci başlatması ve Başbakan Erdoğan’ın DTP lideri Ahmet Türk’le görüşmesi sonrasında oluşan hava bugün çok farklı.
Atalay’ın açıklamalarıyla hükümet cephesi, gündemde bir anayasa değişikliği ve Kürtçenin eğitim dili olması gibi maddeler bulunmadığını ilan etti. DTP lideri Türk, aynı gün Diyarbakır’da bu açıklamaya “Dağ fare bile doğurmadı” yorumuyla yanıt verdi. Ahmet Türk, Emine Ayna ve Osman Baydemir de dün Diyarbakır’da yaptıkları konuşmalarla kendi kırmızı çizgilerini açıkladılar.
Gerek İçişleri Bakanı Atalay’ın gerek DTP sözcülerinin yaptıkları açıklamalar, hükümetle DTP arasında, işin özüyle ilgili önemli uzaklıklar olduğunu gösteriyor.
Bu uzaklıkları üç maddede toplayabiliriz:

Öcalan anlaşmazlığı
1- DTP, Abdullah Öcalan’ın muhatap alınmasında ısrar ediyor. Türk, “DTP’nin barış çabaları bir yere kadardır, sınırlıdır, canını vererek mücadele edenler müzakerenin içinde olmalıdır” diyerek hükümete adres gösterdi. Hükümet cephesindeki denklemde ise İmralı yok. Öcalan’ın muhatap alınması konusunda hükümet ve

Yazının Devamı

Bir ayda neler değişti?

1 Eylül 2009

“Açılım” sürecini bir ay önce basın toplantısıyla başlatan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dün ikinci basın toplantısını yaptı. Atalay, bir aylık sürede yapılan çalışmalarla ilgili bir çeşit ara bilanço açıkladı.
Atalay’ın açıklamaları bir aylık süreçte nelerin değiştiğini de ortaya koyuyordu. Bir ayda nereden nereye gelindiğini söyle sıralayabiliriz:

Milli Birlik Projesi
1- Bir ay önce İçişleri Bakanı Atalay’ın, “Kürt meselesi adı verilen meselenin çözülme amacıyla” ifadesini kullanarak başlattığı “demokratik açılım” süreci isim değiştirdi. Bir ay boyunca çoğunlukla “Kürt açılımı” olarak isimlendirilen süreç, “Milli Birlik Projesi” adını aldı. “Kürt açılımı” ifadesine gelen tepkilerin de etkisiyle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Milli Birlik Projesi” ifadesini daha sık kullanmaya başladı. Atalay da dünkü basın toplantısında süreci bu isimle andı.

İmralı devre dışı

Yazının Devamı

Baykal çiftinin tribün açılımı

31 Ağustos 2009

Haber televizyonları günün ilk “son dakika” haberini geçtiklerinde, devletin zirvesi Genelkurmay’da Org. İlker Başbuğ’u kutluyordu. Kutlama görüntülerinin altında “son dakika haberi” değişik televizyonlarda altyazı olarak şöyle geçiyordu:
“Erdoğan ve Baykal buluştu. Erdoğan’la Baykal Genelkurmay’da görüştüler.”
Yayına ara verip muhabirine bağlanan televizyonlar da oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP lideri Deniz Baykal, Genelkurmay’daki kutlama töreni sırasında sohbet etmişlerdi. Nitekim sohbet görüntüleri de birkaç dakika sonra ekrana yansımaya başladı. Baykal, Erdoğan’a bir şeyler anlatıyordu.
“Kürt açılımı” tartışmaları sonrasında hiç bir araya gelmeyen iki liderin ne konuştukları merak konusuydu.
Geçmiş olsunCHP lideri Baykal’a sordum:
- Ne konuştunuz?
- Başbakan bana geçmiş olsun, dedi.

Yazının Devamı