Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargıda yaşanan son gerginlikten sonra yargı reformunun aciliyet kazandığını açıkladı. Adalet Bakanlığı’nın hazırlığının en önemli ayaklarından birini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısının değiştirilmesi oluşturuyor.
HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek ise Bakan Ergin’in açıklamalarını, “HSYK’yı ortadan kaldırmak için zemin oluşturma gayreti” olarak yorumladı.
Hükümet ile yüksek yargının arası çok gerilmiş durumda. Adalet Bakanı Ergin, HSYK’yı ve yüksek yargı organlarını sert biçimde eleştirdi. HSYK Başkan Vekili Özbek ve Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Adalet Bakanı Ergin’in sözlerine aynı sertlikte karşılık verdiler. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hem HSYK’yı hem de Yargıtay Başkanı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nı ağır biçimde eleştirdi.
Tartışma siyasi alana da yansıdı. CHP lideri Deniz Baykal da hükümeti yargıyı siyasallaştırmakla suçladı. Yaşanan gelişmeleri, “cemaat hesaplaşması” olarak değerlendirdi. Türkiye’de yargıyı ve güvenlik güçlerini cemaat örgütlenmesinin yer yer himayesi altına aldığını öne sürdü.
Gül’ün uzlaşma çağrısı
Bu tabloyu gören Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise yargı
Yargıda yaşanan depremin ardından görüştüğüm HSYK Başkan Vekili Özbek, “Hukuksuzluğa göz yumamayız. Yetkisiz savcı soruşturma açıp götürürse, o zaman bu yol Başbakan’a kadar gider”dedi
Yargıda bir “hukuk savaşı” yaşanıyor dersek, abartmış olmayız. Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’ın Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’ın makamında ve evinde arama yaptırması, gözaltına alması ve sorgulamanın ardından da tutuklanıp cezaevine konması, yargıda tam anlamıyla şok yarattı.
Aynı şiddetle bir dalga da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan (HSYK) geldi. Yüksek Kurul, dün yaptığı toplantıda, bu işlemi yapan Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal ve diğer üç savcının bu yetkilerini kaldırdı ve haklarında suç duyurusunda bulunmaya karar verdi.
Erzurum özel yetkili savcılarının bu yetkisini kaldıran kararı almasından sonra HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek ile konuştum. Özbek, sorularıma özetle şu yanıtları verdi:
‘Yetki aşımı’
“Aldığımız karar hukuka, yasalara uygundur. Hukuksuzluğa göz yumamayız. Erzurum Özel Yetkili Savcısı açık bir yetki aşımı yapmıştır. Yapılan işlem Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre yetki aşımıdır. Erzincan Başsavcısı, Yargıtay tarafından
Son dönemde, ağır ithamlar ve intiharlarla sarsılan Deniz Kuvvetleri’ne moral vermek amacıyla 11 Şubat’ta Gölcük’e bir ziyaret düzenleyen Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Deniz teğmenlerinden “Bu mesleği ‘Şövalye Ruhu’ ile icra etmelerini” istedi. Başbuğ, “Güçlü olacaksınız. Yoksa TSK aleyhtarlarını sevindirirsiniz” dedi
Deniz Kuvvetleri’ne yönelik ağır itham ve saldırıların sonuçlarından biri Deniz Kurmay Albay Berk Erdem’in intiharı olmuştu. Daha önce 6 deniz subayının intihar etmesinden sonra, Erdem’in yaşamına son vermesi bardağı taşıran son damla oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Eşref Uğur Yiğit, Erdem’in cenaze töreninde konuşmuş, canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlarken sert tepki göstermişti.
Başbuğ istedi
Oramiral Yiğit’in cenaze töreni sırasında konuşmasını Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ istemişti. Yiğit’in tepkili konuşmasının ardından Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da benzeri tepkiler içeren uzun açıklamalar yaptı.
Org. Başbuğ, Deniz Kuvvetleri’ne yönelik saldırıların artması üzerine Gölcük’e 11 Şubat Perşembe günü bir moral ziyareti de düzenlemişti. Genelkurmay Başkanı Gölcük’te, Deniz teğmenleriyle bir araya geldi. Başbuğ, önce
Kandil’den ve Mahmur’dan gelen PKK’lıların Habur Sınır Kapısı’ndan yaptıkları “giriş”, halkın vicdanında yer bulmadı. Aksine, önemli tepkilere neden oldu. Habur “girişi” bugün de tartışma konusu.
CHP lideri Deniz Baykal, Habur’da “hâkim ve savcıların ayarlandığı” iddiasına dayalı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında gensoru vereceklerini açıkladı.
İddia, eski Diyarbakır milletvekili Hatip Dicle’nin ifadelerine dayanıyor. Buna göre İçişleri Bakanı Beşir Atalay, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’e, gelecek PKK’lılar için, “Hâkim ve savcılar ayarlandı, giriş yapacaklar, geldikleri gibi geçecekler” demiş.
Söz konusu iddiayı, İçişleri Bakanı Atalay ve kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Türk yalanladılar. Aralarında böyle bir konuşma geçmediğini açıkladılar.
Atalay ile Türk arasında böyle bir konuşma olmamış olsa da, Kandil ve Mahmur’dan gelenler, sınır mahkemesinden geldikleri gibi geçtiler. Ayrıca bu geçişi bir siyasi şova da dönüştürdüler. PKK’nın dağ kıyafetleriyle, otobüs üzerinde zafer işaretleriyle dolaştırıldılar, nutuklar attılar. Yarattıkları bu hava Türk halkından büyük tepki gördü. O kadar ki, Başbakan dahil yetkililer,
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un son açıklamaları “feryat”, “çığlık” olarak değerlendirildi. Başbuğ, bir süredir “Bıçak kemiğe dayandı” mesajı veriyor.
Önce, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) de bir sabrı var” dedi. Sonra dozu biraz daha artırdı: “Sabrımız taşarsa...” diye konuştu.
Bu “görürsünüz” anlamı yüklü ifadeler, doğal olarak kuşku yarattı. Ve hak ettiği soruyla karşılaştı:
“Taşarsa ne yaparsınız?”
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, bu soruyu yönelttiğinde Başbuğ’un yanıtı, “Bildiklerimizi açıklarız” oldu:
“Bizim elimizde de bilgiler var. Bütün olayların ve yapılanların arka planını biliyoruz. Sınır aşılırsa bildiklerimizi halkla paylaşmaya başlayacağız.”
“Halkımızın nazarındaki bizim itibarımız, onun sevgisi her şeyimizdir.” Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, “Susmak artık mümkün değil” diye tepki gösterirken böyle diyordu. İntihar eden Deniz Kurmay Albay Berk Erden’in cenazesinde konuşan Yiğit, bugüne kadar suhuletle durmalarının nedeni olarak da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) halk nezdindeki itibarına verdikleri önemi gösterdi.
Yiğit’in de vurguladığı gibi, Türk halkı nezdinde en itibarlı, en güvenilir kurum hep TSK olmuştur. Yapılan bütün anketlerde birinci sırada yer almıştır. Ancak yapılan son bir ankette TSK’ya duyulan güvenin azaldığı kamuoyuna yansıtılmıştı.
İtibarın korunması
Kuşku yok ki, son dönemde yaşananlar, TSK ile ilgili olarak ortaya çıkan belgeler ve gündeme getirilen iddialar, bu kurumun halk nezdindeki yerini hırpalamış durumda.
TSK’ya olan güvenin aşağıya doğru inmesinin gösterdiği bir diğer sonuç da Genelkurmay’ın ortaya çıkan belgeler, iddialar ve iddianameler karşısında, kamuoyunu yeterince tatmin edemediği. Yaptığı savunmaların, açıklamaların, basın toplantılarının kamuoyundaki soru işaretlerini ortadan kaldıramadığı.
CHP lideri Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siyasi liderlerle ilgili olarak Hindistan’da dile getirdiği, “Bir hafta herkesin birbiriyle ilgili kötü sözlerini haber yapmamayı deneyin” önerisinin çok yanlış ve temelsiz olduğunu söyledi.
Baykal, Gül’ün basınla ilgili önerisine karşı çıkarken, “Otoriter rejimler genellikle bu tip eğilimler ve önerilerle başlar” eleştirisinde bulundu.
Sorunun kaynağı
Baykal, Cumhurbaşkanı Gül’ün önerisini şöyle değerlendirdi:
“Sayın Cumhurbaşkanı, ‘basın yazmasın’ diyor. Böyle öneri olur mu? Basın, olmayan bir şeyi yazmıyor ki? Bu bir anlamda sansür talebidir. Sorunun kaynağı basın değil, o üslubu kullanan, o şekilde siyaset yapanlardır. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı Gül, basını susturmak yerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarmalıdır. Çünkü gerginliğin de kavganın da kaynağı Sayın Başbakan’ın üslubudur. Yaşadığımız son tartışmalar içerisinde ben ve CHP yer almadık. Parlamentodaki kavgada da biz yokuz. Süreci başlatan, Başbakan’ın kavgacı üslubudur. Bu durumda Cumhurbaşkanı’na düşen, sorunun kaynağıyla ilgilenmektir. Yoksa gerçeği yansıtan basını susturmaya çalışmak değil. Bunlar otoriter rejimlerde olur ve otoriter rejimler
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, pek alışık olmadığımız bir şey yaptı. Önceki gün intihar eden Güney Deniz Saha Komutanlığı’nda görevli Kurmay Albay Berk Erden’in cenaze töreni öncesinde meslektaşlarımızın sorularını yanıtladı.
Kuvvet komutanları genellikle resepsiyon, tatbikat gibi vesileler olmadıkça konuşmamaya özen gösterirler. Özellikle de ayaküstü demeç vermezler, soru yanıtlamazlar.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Yiğit de bu konuda özen gösteren bir komutandır. Ancak dün bu kuralı bozdu ve cenaze töreninde meslektaşlarımızın sorularını yanıtladı.
Yiğit’in bu tutumu, artık dolduğunu gösteriyor. Anlaşılıyor ki, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile ilgili iddiaların ulaştığı boyutlar, komutanı konuşmaya mecbur etti. Yargı süreci devam etmesine karşın, kendisine suikast düzenlemekle suçlanan subayları hakkında kişisel görüşünü açıklama ihtiyacı duydu.
Cenazeye katılmıştı
Oramiral Yiğit, daha önce, kendisine suikast planlamakla suçlanan ve intihar eden Deniz Yarbay Ali Tatar’ın cenazesine de katılmıştı. Yiğit’in cenazeye katılması, iddialara inanmadığı biçiminde yorumlanmıştı.