"Kıbrıs Türk'tür, Türk kalacaktır" demedik mi? "Ya Taksim, ya ölüm" demedik mi? Yollara dökülmedik mi? Ya sonrası. Söylemeye lüzum yok. Bilen biliyor.
Şimdi bunları yazmanın sırası mı diyebilirsiniz. Ama hiç de öyle değil. Zira ciddi bir aksiyona, harekete başlamadan evvel enine boyuna tartışıp, düşüneceksin. Bu büyük lokmanın ne kadarını yerim deyip, hesabını ona göre yapacaksın. Yapamazsan, lokma boğazına takılabilir. Tatsız ve onursuz bir geri adım atmak zorunda kalabilirsin. Bu politikada, ekonomide, sporda da böyledir.
Çok dertliyiz. Ve düşündük ki, şu aşağı yukarı dalgalanan emosyonlarımızı, heyecanlarımızı niçin bir türlü kontrol altına alamıyoruz diye. Avrupa Şampiyonası'nda şampiyon olmamıza az kalmamış mıydı? Neler yazmış, ne hayaller kurmuş, ne şiirler düzmüştük. Ya sonrası. Yine o eski unutkanlık huyumuz. Şimdi hayatımız başka baharlara yönelik. Federasyon gidecek, teknik direktör gitmeli diye patırdılar, gürültüler çıkarmadık mı? Ne oldu. Eski hamam, eski tas. Haa sahi, Kıbrıs'tan yeni bir haber var mı?
SPOR
DİKKAT! YANIYORUZ
At yarışları
Avrupa Ligleri
Bir hüzün, bir düğün
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
Sacramento coştu
50. ŞEREF YILI
'12 Dev Adam havalandı'
'Ahmet Dursun çizmeyi aştı'
Bana Alex'i getirin
Canaydın'a kıskaç
Kanatlara takviye
Parma'dan büyük jest
Ayhan nikâha koşuyor!
Haber var mı?
Belek'te golf