Yıllarca sporda başarıya aç kalmışız. Hatta bu açlık bir kompleks şekline dönüşmüştür de diyebiliriz. En ufak bir başarı ışığı toplumda ve medyada adeta bir deprem etkisi yaratmaktadır.
Esasında bir toplumun spordaki başarı açlığı güzel bir duygudur. Ama ne yazık ki, başarı - başarısızlık ikilisi, ülkemizde anlaşılmaz bir şekilde daha sonra bir sevinç - keder ikilisine dönüşüyor. Adeta bir tahtaravalli oyunu. Bir yukarıda, bir aşağıda. Bir başarı, korkunç bir sevinç. Bir başarısızlık, korkunç bir keder. Pozitif de olsa, negatif de olsa havadaki elektrik gücü günlerce şimşeklere dönüşüyor. Ne yazık ki sorumlu sorumsuzlar yaptıkları konuşmalar ve davranışlarla adeta bu elektrik gücüne yeni bir güç katmak istemektedirler. Ve sigortaları çok defa attırmaktadırlar. Kimse de bu yüzden ortaya çıkan faturalara sahip çıkmamaktadır.
Başarı - başarısızlık tahtaravallisi sporda normal bir gelişimdir. Zira sporda kazanmak da var yenilmek de. Evet, ayrıca üstüne basıla basıla söylenmelidir ki, spordaki iniş ve çıkışları yalnızca teknik adamlar değerlendirebilir. Ne yapalım ki, ağızı olan koşuyor sözü var ya, işte sporda da ekonomide de politikada da başamızın belası.
SPOR
Kartal'dan kaçış yok: 3-1
At yarışları
Avrupa ligleri
Yarı finalistler tamam
İKİNCİ LİG PUAN DURUMU
ABD tam gaz
Filede yas
Kriz 'geliyorum' dedi
Kendin pişir, kendin ye!
Değişim zamanı
Trabzon kenetlendi
Devrim,11Ekim!
Bu kez sobelendi!
Schumi ucuz kurtuldu
Minder keyifsiz
Doktor savunması
Tansiyon düşmüyor
Tchanliev mayoyu kaptı
İsveç'te yarı final günü
Açlık
Beşi bir yerde
'Ben demiştim' tayfası
Usta farkı