Dört, beş, bilemedin 6 elektrik direği vardı köyümüzün. Sıradan, Balkanlar’da bir dağ köyü. Gündüz börtü, böcek, kuş sesleri yayılan, akşam olduğundaysa kurt, çakal, köpek seslerinin yükseldiği bir köydü bizim köyümüz. Bi evden bi eve giderken, yassı pilli, haki yeşil, ikinci dünya savaşından kalma el fenerleri kullanılırdı. Evdeyse her daim elektrik lambası yanmazdı. Gaz lambası yanardı. 1975 ya da 1976’da tanışmıştık televizyonla. Belli bi saatte açılır yine belli bi saate kapanırdı. En çok onun hakkı vardı elektrik kullanmaya. Ha bi de elektrikçi Yakup amca vardı. Hiç görmedik kendisini ama elektrik kesildiğinde nenem, “Yakııp, Yakıp kestin gene lambaları” diye haykırırdı. Zannederdi ki, Yakup amca kesiyor elektriği. Önemli bi insandı Yakup amca. Gece olunca çıkmazdık kapı önüne. Dedim ya sadece köpek sesleri hakim olurdu köye.
Sessizlik
Sonra 1977 senesinde Anavatan’a göç ettik. Üç yıl sonra da 1980 ihtilali oldu. Sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Altı, yedi yaşlarında köyde duyduğum köpek sesleri yaşadığım mahallede de duyulmaya başladı. Sabah olduğundaysa köpek sesleri son bulur, sokak derin bir sessizliğe bürünürdü. İşte bu sessizlik takıldı şu ara aklıma.
Malum tüm dünya korona denen illetle mücadele ediyor. Şükür bi aşıda bulundu. Memleketin idarecileri var güçleriyle aşı tedarik etmeye, insanlara aşı yapmaya çalışıyorlar.
Lakin bildiğiniz gibi bu süreçte hastalık inanılmaz bir şekilde arttı. O tedbir, bu tedbir derken en son 18 gün sokağa çıkma yasağı geldi. E, iyi de oldu.
Yasağın ilan edildiği gece, yukarıda da anlattığım gibi çocukluğumda dışarı çıkamadığımızda duyduğum köpek sesleri geldi aklıma. Akşam olduğunda uzaklardan bu sesleri de duyunca, öyle eskilere gittim.
Yalnız sabah olduğunda benim hissiyatımın bi hayal olduğunu görmek çok zaman almadı. Ben sabah derin bir sessizlik beklerken sokakların yasaktan önce olduğu gibi kalabalık olduğuna dair fotoğraflar düşmeye başladı sosyal medyaya. Şaşırmadım desem yalan olur. Çünkü geçen yıl kapanma bu kadar katı değilken in cin top oynuyordu dışarıda. Şimdiyse herkes bi iş tutturmuş kendine dışarıda geziyor. Eline torbasını alan, bi yerlere kaydını yaptıran herkes, sanki şengen vizesiyle Avrupa’da gezer gibi dolaşıyor sokaklarda. E, madem o kadar insan sokaklarda olacaktı, lokantalar bari kapanmasaydı demekten alamıyor insan kendini. Görünen o ki, insanlarımızın tamamı aşılanana kadar bu keşmekeş sürecek. O nedenle siz siz olun, ille birilerinin tedbir almasını, yasak koymasını beklemeyin. Zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın. Maskenize, mesafeye, hijyene dikkat edin. Güzel günler, birbirimize tekrar sarılacağımız günler yakın. Kalın sağlıcakla...