Neydi felsefemiz?
“Lez-zetin muhabbetine âşık olmak.”
Peki, lezzet dediğimiz ille damağımızda dönen, kursağımızdan geçen midir? Yoksa zihnimizde hissettiğimiz bi tat, hoş bi hatıra mıdır?
Çarşamba günü epeydir davet aldığımız ama bi türlü fırsat yaratıp gidemediğimiz bi yere gittik. Oğlum Efe, Karşıyaka’da bir engelliler okuluna gidiyor. Öğretmeni Semra Benli Hanım’ı çok seviyor. Semra Hanım’ın eşi Ozan Bey’le, okul ziyaretlerimiz sırasında tanıştık. Ozan kardeşim, eşinin öğretmenlik yaptığı okula ziyarette bulunuyor. Çocuklarla iletişimi gerçekten takdire şayan. Oğlum Efe de çok seviyor Ozan Amcasını.
Ozan Bey, seramik işiyle iştigal eden, kendi halinde, el emeği, göz nuru işlerini satmaya çalışan, bununla yaşamın içinde var olmaya çalışan, naif bir insan. Neredeyse iki yıldır bizleri ve özellikle de oğlum Efe’yi atölyesine davet ediyorlar eşiyle. Bugüne kadar bi fırsat yaratıp gidememiştik. Ama çarşamba günkü ziyaretimiz sonrasında “Keşke daha önce gitseydik” demekten kendimizi alamadık.
Örnekköy’de bir apartmanın altında Ozan Bey’in atölyesi. Öyle görüntü olarak ahım şahım bi yer değil. Fakat atölyeden içeriye adım attığınızda, Ozan-Semra Benli çiftinin sizi, sıcak bir samimiyetle karşılamaları gerçekten pek hoş. Ve bu karşılamanın, kendilerini tanıyan bizlere özel olmaması, gelen her bireye aynı tavrı sergilemesi ayrı bir güzellik. Hele hele bi anda mahallenin çocuklarının “Ozan Amca çamur geldi mi, biz çamur oynamaya geldik” dediklerini görmek tarifsiz bi güzellik.
Ozan Bey, yıllardır kendi halinde seramik işiyle uğraşan bi emekçi. Uğraşını da çevresiyle olabildiğince, gönülden paylaşan biri. Dedim ya, bi bakıyorsunuz çamur oynamaya çocuklar geliyor atölyeye, bi bakıyorsunuz komşular yemeklerini paylaşmaya.
Elbette bu güzellikler olurken harika ürünler de çıkıyor bu naif atölyeden. Bi eşini başka bi yerde göreme-yeceğiniz lavabolar, şahane objelerle birlikte çok çok özel şeyler mevcut. @kavikala_seramik diye bir sayfası var instagramda. Dilerseniz, göz atabilirsiniz.
Herkesin bir hatırası var burada. En başta da çocukların. Ozan Bey, atölyesine gelen tüm çocukların el izlerini alıyor. Onları bir güzel işleyip, üzerlerine tarihlerini de yazıp çocuklara hediye ediyor.
Çocuklar diledikleri gibi oynuyor, içlerindeki sanatı ortaya çıkarıyorlar Ozan Amcalarının verdiği çamurla.
Kim bilir, belki de memleketin sanatçılarına feyz olacak bu küçük atölye.
Bundan daha güzel, daha lezzetli ne olabilir ki hayatta...
Flamingo yolu...
Ailece yolda olmayı seviyoruz. 17 günlük karantina herkesi yorduğu gibi bizi de bitkin düşürdü. Malumunuz, karantina kalksa da hâlâ restoranlar ve birçok işletme kapalı. Hal böyle olunca, Ünal ailesi olarak olabildiğince sakin, insanlardan uzak, doğayla iç içe olmayı tercih ediyoruz.
Bu hafta akşamüzeri, İzmir Kuş Cenneti’ni turladık. İyot kokulu hava pek iyi geldi bize.
Çok severim buraları. Bi dönem her Cumartesi günü Homa Dalyanı’na götürürdüm oğlumu. Epey bi balıkçı dostumuz oldu bu çevrede. Oğlumla sık gittiğimiz dönemde bakımsız ve kontrolsüz bi alandı Homa Dalyanı. Sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ciddi ve özverili çalışmasıyla bi düzene girdi. Bu çalışmalar sayesinde yok olmaktan kurtuldu bu doğa mucizesi alan.
Sasalı, Doğal Yaşam Parkı’ndan yaklaşık 1 kilometre sonra koccaman bir yumurta ile başlıyor Kuş Cenneti. 300’e yakın kuş çeşidine ev sahipliği yapıyor.
Girişten itibaren dümdüz bir yolla ulaşıyorsunuz kuş gözlemevinin olduğu yere.
Öyle bi yol ki, hiç bitmesin istiyor insan. Buradan ne zaman geçsem, yol boyunca bizlere eşlik eden flamingoları görünce, 80’lerin pembe dizisi ‘Flamingo Yolu’ ve ‘Şerif Taytıs’ geliyor aklıma. Nedense hep uzaklarda olur, bizim ülkemizde flamingo olmaz sanırdım. Meğer flamingolar, pelikanlar yanı başımızdaymış da haberimiz yokmuş.
Anlattığım yolu, ta Karşıyaka’dan itibaren bisikletle de son derece güvenli bir şekilde, çevreyi geze geze de geçebilirsiniz. Hatta bisikleti özellikle tavsiye ederim. Ama rüzgârlı hava olmamasına dikkat edin.
Şanslıysanız, dönüş yolunda Çamaltı Tuzlası, tuz işletme alanının hemen karşı çaprazındaki balıkçıdan şahane balıklar alabilirsiniz. Hele hele topan kefal denk getirirseniz asla kaçırmayın. Homa Dalyanı’nın kefali efsanedir.
Diyeceğim o ki, ilk fırsatta yanı başımızdaki bu cenneti, ‘flamingo yolu’nu ziyaret edin. Çocuklarınıza gösterin. Onlar da benim gibi flamingoları çook uzaklarda sanmasın...
Haydi, kalın sağlıcakla...