Fedai Ünal

Fedai Ünal

fedonunal@gmail.com

Tüm Yazıları

2020’ye Foça Kozbeyli’de yakın bir arkadaşımızın evinde, yine yakın dostlarımızla girdik. Masanın etrafında sabaha kadar gelişini kutladık yeni yılın. Sabahta buz gibi bir havaya uyandık. Derimizi ısıttık ısıtmasına ama 2020’nin içimizi soğutacağını bilemedik. Oysa ne hayallerimiz vardı 2020’ye dair…

Hayal kırıklığı

Mesela her mayıs ayının ilk cumartesi günü Bulgaristan’daki köyüme giderim. Sevgili kardeşim, çocukluk arkadaşım Ergün ve Sevgin her yıl köyümüz Ustanlar ahalisini köyde toplar. Hep birlikte yemek yeriz. Dünyanın dört bir yanından köylülerimiz gelmeye çalışır. Büyüklerimiz hasret giderirken, küçükler de birbirini tanırlar. Bu yılki organizasyona öyle bir hazırlamıştım ki kendimi, gidememek tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Mart ayında başlayan bu korona belasının mayıs ayında biteceğini sanmıştım. Hayalmiş, bunu anladım.

Haberin Devamı

Bu sene, neler yapamadık neler

Mantar avı

Her yıl İzmir Çamdibi’nden mahalle arkadaşım Halim ile birlikte kuzugöbeği mantarı toplamaya gideriz. Açıkçası öyle çok fazla toplayabildiğimiz, daha doğru bir deyimle, çok mantar avlayabildiğimiz söylenemez. Ama doğada olmayı, tek başına ve tek bir yere odaklanmayı seviyoruz. Kuzu göbeği mantarı avı balık avı ile aynı duyguları veriyor bize. Ormanın içinde, birbirimize 100- 200 metre mesafede yürürken hem birbirimizi kontrol etmek için bağırmak em de pür dikkat, gözlerimizi kısarak olmadık yerlere gizlenmiş göbek mantarlarını aramak tarifsiz bir keyif. Hele hele sonrasında arabamızın yanına gelip, eğer mantar bulduysak onları kaputun üzerine dizmek, fotoğraf çektirmek. Üzerine de evden getirdiğimiz domatesi, biberi tuza banmak, kuş sesleri arasında karnımızı doyurmak paha biçilmez… Peki, bunlardan bir tanesini bile yapabildik mi? Hayır! Kimin yüzünden, tabii ki koronanın.

Leylekleri izleyelim

Hadi dedim, kuzugöbeği mevsimini kaçırdık. Bari mayıs ortalarında bitse de bi kampa gitsek. Nerdee? Her akşam sağlık bakanımızın gözünün içine bakıp iyi bi haber gelsin diye, evde yapmadığımız totem kalmadı. Açıkçası ilk zamanlar, bu da geçecek, sabır, bu günler geride kalacak söylemlerini yanlış anlamışım ben. Öyle ki, kamp arkadaşım, abim Seçkin İyener ile, yok Fethiye’ye gidelim, oradan Kaş’a geçelim, aman ha önce Aydın Arapapıştı’ya bi uğrayalım da, geçen sefer aceleden keyifle izleyemediğimiz leylekleri izleyelim diye biiir sürü plan program yaptık. Hatta, önceki yaz yol üzerinde, Efe, ben, Seço namı diğer ‘Yadeller Mustafa’nın kar helvasını yemiştik. Hayallerimize Mustafa abinin kar helvasını da ekledik. Tabi öncesinde, Nazilli’de, Bozdoğan yolu üzerindeki meşhur pideciden pidelerimizi yedikten sonra, tatlı niyetine yiyecektik kar helvalarına. Oldu mu? Maalesef hayır! O da kursağımızda kaldı.

Haberin Devamı

Evde kalmaya devam

Ulen arkadaş, bu gözle görülmeyen mikrop daha ne kadar planlarımıza engel olacak, bak güneş yüzünü gösterdi, sıcak bunun anasını ağlatır, dedikçe, bilim kurulu açıklama üstüne açıklama yaptı. Yok efendim havada şu kadar zaman kalıyormuş, neymiş bilmem kaç santigrat derecede ölmüyormuş, muş muş da muş muş!

Tam da Alaçatı Ot Festivali geliyordu oysa. Bu sürü eş, dost görecektik. Evde kaldığımız günlerde burnumuzda tüttü hepsi de. Olmadı, Alaçatı Festivali de olmadı.

Haberin Devamı

Dedik vardır bi hayır. Alaçatı ne ki, Urla Enginarı geliyor. Her taraf yeşillendi. Önceki yıl enginardan çiğ köfte görmüştüm Urla’da, acaba bu yıl ne yapacaklardı. Her sokak başında mini konserler bu yıl da olur muydu diye düşünürken. Hoop korona! Evde kalmaya devam…

Hepimiz uzman olduk

Dün bütün tedbirlerimizi alarak şöyle bi Foça’ya uzandık. Yanlış anlamayın. Öyle sahilde falan dolaşmadık. Balık Hali’nin hemen üst tarafına arabamızı park ettik, ben hemen yakında bir dükkandan hızlıca alışveriş yaparken, oğlum ve eşim arabada beni beklediler. Bu arada önünden geçtiğim bir dükkanın önünde gençten üç dört kişi oturmuş korona muhabbeti yapıyorlar. Şöyle bir kulak kabarttım. Duyduklarımdan sonra dedim ki, valla bilim kurulu, bu lanet virüs boş be! Şuradan alacaksın bu abileri, mücadeleyi bizzat bunlar yapacak, iki güne kalmaz memlekette virüs biter. Neler dediklerini yazmayayım ama şu kadarını söyleyeyim, hele aralarından bi abi var ki zannedersin virüsün doğumunda vardı. O kadar iyi sallıyor.

Onu da kınamıyorum elbet. Ucundan kıyısından bu korona belası ile yatıp, onunla kalkıyoruz. Neredeyse hepimiz uzman olduk sayılır.

İnsanı yaşatan umut

Dedim ya, ne hayallerle girmiştik 2020’ye. Daha neler neler yapacaktık. Biliyorum, hepiniz bi sihirli değneğim olsa, hiç gözünün yaşına bakmam, siler atarım 2020’yi diyorsunuz. Haksız da sayılmazsınız. Ama öyle olmuyor işte.

Yaptığımız hayat planlarını erteleye erteleye yılın ilk yarısını bitirdik bile. Ee ne yapalım hayat bu. Biz bi taraftan plan yapacağız, o oyununu oynayacak. Biz de buna kader diyeceğiz.

Bugün her telden yazdım, çizdim. Biraz 2020’ye kırıldım herkes gibi. Ama insanı yaşatan umuttur. Ben inanıyorum ki daha güzel günler önümüzde. Aman sosyal mesafeye dikkat!