Bu hastalık var ya bu hastalık, hakikaten feleğimizi şaşırtmış bize!
Yahu insan bi lahana tarlası görünce sevinir mi?
Seviniyormuş...
Çarşamba günü maaile İzmir Torbalı’ya gittik. Oradan da şööyle bi Bayındır’a uzanıp geri geldik.
Biliyorsunuz, felsefem yolda olmak, hedefe varmak değil. Torbalı’dan Bayındır’a giderken anayoldan, önümüze çıkan bir ara yola saptık. Nasıl olsa navigasyon var. Kaybolsak bile bizi illa bir yere çıkarır. Hoş, navigasyon olmasa da sapardım ya bu yollara, neyse...
Zeytin ağaçları arasında, biraz asfalt, çokça toprak yoldan giderken önümüze çıkan lahana tarlaları gözümüze çarptı. Sonra marul, sonra yine lahanalar...
Vallahi yalan yok, lahana hayatımda hiç bu kadar hoş ve aynı zamanda önemli görünmemişti gözüme. Şöyle bi düşününce, sokağa çıkamadığımız günlerde gıdanın, üretenin, toprağın ne kadar önemli olduğunu anladık. Ya da bi çoğumuz anladı. Belki de bu yüzden bu kadar güzel ve önemli göründü bana lahanalar. Eşim Ebru’ya “Hayatım tarlada bi fotoğrafımı çeker misin?” deyince çok şaşırdı. Eh biraz da bıyık altı güldü ama kırmadı, çekti fotoğraflarımı. Uçsuz, bucaksız tarlaların arasından Bayındır’a doğru ilerlerken eşimin telefonu çaldı. Arayan kıymetli baldızım Zeynep akşam yemeğe davet ediyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse, dönüş saatimiz geç olur, yorgun oluruz, ayrıca bir gün önce de görüştüğümüzden davetini geri çevirdik. Fakat baldızım Zeynep ısrarcı bi kadındır. Çok geçmeden ikinci kez aradı ablasını. Sevgili eşim Ebru gülümseyerek “Fedo, Zeynep arapsaçı yapmış” deyince “Kesin gidelim” sözü çıktı ağzımdan. Telefonu kapattıktan sonra da eşimle koca bi lahana tarlasının kıyısında “Yeşil bizi çağırıyor” diye haykırdık.
Bayındır’da işimizi halleder halletmez olabildiğince hızlı bi şekilde vardık Zeynep’in evine.
#bucayikesfet
İzmir’de bir belediye #bucayikesfet sloganıyla İzmirli blogger ve fenomenlerle 3 günlük eğlenceli bir lezzet, gezi etkinliği düzenliyor. 23-24-25 Ekim günlerinde Buca’nın tarih kokan sokakları, lezzet mekanları, İzmirli sosyal medya fenomenlerini ağırlayacak. Elbette halkla iç içe olan bir organizasyon kadar insana geçen bir etkinlik olamayacak ama yine de bir şekilde yaşamın sürdüğü bu salgın günlerinde hem şehir insanına hem de şehir esnafına iyi geleceği kuşkusuz. Duyduğum kadarı ile Buca Belediyesi, salgın sonrası bu etkinliği büyütüp, sadece İzmirlileri değil Türkiye’nin dört bi yanından gelecek misafirlerini ağırlamayı hedefliyormuş.
Sağ olsunlar beni de #bucayikesfet etkinliğine davet etmişler. Bakalım bu üç gün boyunca neler göreceğiz Buca’da...