Sevemedim şu ihtişamlı kahvaltıları. Beş çeşit peynir, on çeşit reçel, çemenler, tereyağları, ballar, kaymaklarla dolu masalar fazla gereksiz, fazla abartılı geliyor bana.
Yok yok, kimseye bi şey dediğim yok! Asıl eleştirdiğim, müsriflik. Yoksa elbette çeşidi bol bi kahvaltı şahanedir.
Birçok kez şahit oldum, bazen istemesem de bizzat kendim yaptım böyle kahvaltılar. Sonra da masa toplanırken içim cız etti. Ha bi de buna isim uydurdular. Neymiş efendim, köy kahvaltısı... Öyle ki, gittiğim yerlerden biri, patentini almış bu lafın. Yahu arkadaş hangi köyde 5 çeşit peynirli, 10 çeşit reçelli, 3 çeşit ballı kahvaltı var? Tabii ki yok! Bi de hangi köylü bu kadar zengin? Bakın sinirlendim gene...
Arkadaş, ben baniçka, boza çocuğuyum. Baniçka dediğim, Bulgaristan’da yapılan bi çeşit börek. Mayasız hamur ince açılır, içine biraz çökelek konur, sonra fırında pişer. Yanına da en güzel buğday bozası gider. Benim görüp gördüğüm en güzel kahvaltı buydu şehirde. Köydeyse koca bi tavaya doğranmış bayat ekmek üzerine bi tencere tarhana, yanına lahana turşusu. Buydu köy kahvaltısı.
Anavatan Türkiye’ye göç ettiğimizde de kahvaltı zeytin, peynir, çay ve reçeldi. Elbette başka şeyler de olur kahvaltıda, ama aynı üründen 5-10 çeşit olursa, bunun adı düpedüz görgüsüzlük, müsriflik olur.
Salçalı ekmek
Elbette bazı şeyler imkân meselesi, ama öyle bile olsa yaşadığımız şu kısıtlı günlerden bir ders almamız gerekmez mi? O ‘köy kahvaltısı’ dediğimiz şeyleri üreten köylünün aslında ürettiklerini aynı anda sofrasında göremediğini bilmemiz gerekmez mi?
Daha fazla bi şey demeyeyim, kahvaltı dediğin kimine bi salçalı ekmek, kimine azıcık zeytin, peynir, kimine ballı börek. Ama ne olursa olsun, israfa ne gerek!
Evet biliyorum, evlerimizde olabildiğince israftan kaçınıyoruz. Peki ya dışarıda yaptığımız kahvaltılar... Aynı özeni orada da gösteriyor muyuz? Tamam, şu aralar her yer kapalı, ama yakında açılacak. O zaman sizlerden ricam, gittiğiniz restoranlarda gerçekten tüketebileceğiniz kadar ürün sipariş edin. Bunu yaparken aklınıza, pandeminin başladığı Mart 2020’de evlerinize nasıl yiyecek stokladığınız gelsin.
Ve dileğim o ki, Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin!