Tavşanlılı Paçacı Takkasız...

21 Ocak 2022

İzmir gastronomik bir cennet aslında! Tabi değerlendirmesini bilene... Anadolu’nun neresinde güzel bi yemek varsa bilin ki o yemek İzmir’de de yapılıyordur. Çünkü illa vardır o yöreden biri “güzel İzmir’de”... Birkaç ay öncesiydi yanılmıyorsam, ne zaman bir çorba, geleneksel bi yemek paylaşsam instagram sayfamda, “Buyurun, bizim yemeklerimizi de deneyiniz efendim” diye mesaj almaya başladım. Bir gün, dostum @neyedikbeabi Evren ile mesajın kaynağı Paçacı Takkasız’a gidip dışarıdan şöyle bi bakalım, beğenmezsek girmeyiz dedik ve Karşıyaka Bostanlı’daki dükkana gittik.
Ve olanlar oldu! Daha dükkanın önünden geçerken tanıdı bizi Mustafa Çağlar usta. Çekti aldı içeri. O gün bugündür de abonesi olduk dükkanın. Bu arada Takkasız, takkesiz demekmiş, yöresel şiveyle takkesizin söyleniş biçimiymiş.

Kamyonculuk da yapmış

Evet yemekleri güzel Takkasız Mustafa ustanın ama eli kadar dili de pek tatlı. Enteresan, nevi şahsına münhasır biri usta. Şivesiyle, işine olan aşkıyla,

Yazının Devamı

Menemen’de bir gazeteci kokoreççi!

14 Ocak 2022

En sık karşılaştığım soru şu: Abi, en güzeli nerede, kim yapıyor?
Nereye gitsem, kimi yazsam, kimi Instagram sayfamda paylaşsam, gelen en yoğun soru bu.
Verdiğim cevap net...
Ben lezzetin muhabbetine âşığım. Gezmeyi hedefe varmak için değil, yolda olmayı sevdiğim için yapıyorum.
Hayata bakışım böyle. Kimseyi yemeğinin tuzu çok, tereyağı az diye eleştirmiyorum. Çünkü, yemek yediğim yerlerin işini iyi yaptığını varsayarım, ki öyle de olmalı zaten. Öyle olmasa neden restoran açsınlar, di mi?
Bir de hikâye ararım, masal severim yemeğin yanında.
İşte böyle bi yer anlatacağım size. Hem de şuracıkta, Menemen’de.

Spor muhabiri

Yazının Devamı

Biz karavanı çok sevdik...

7 Ocak 2022

Hiçbir zaman olduğu yerde durabilen biri olmadım. Hatta çok çabaladım ama olamadım. Dahası, burcum bile değişti yaşamım süresinde! 44 yıl Balık bildim kendimi, sonra bi baktım Kova olmuşum! (Uzun hikâye, sonra anlatırım burç meselesini) Demem o ki; hareketi severim. Her an yeni yerler merak eder, küçük hedefler peşinde koşarım. Ama bu seferki farklı.
Uzun zamandır hedefim bir karavan... Bundan 5-6 yıl önce minik bir denemem oldu bu konuda, ama sevgili eşim Ebru’dan geçer not alamadığımdan olmadı. Aralık ayı başında bir şans geldi önüme ve ben de “Risk yoksa kazanç yoktur” deyip şansımı denedim. Fethiye’de bir kamp grubu var. Adı FEDOS. Buradaki dostlarla yıllardır kamplara gidiyoruz. Arkadaşlarımız, 2021 yılını birlikte sonlandıralım ve bu sefer deniz seviyesinde yeni yıla girelim dediler.

En büyük fırtına!

Kamp alanını da Antalya Çıralı olarak belirlemişler. Bundan daha iyi fırsat olmaz deyip, güzel bir sunumla çıktım eşim Ebru’nun karşısına. İkna edici de oldum vallahi!
Yalnız bu seferki kampımız karavanda olacaktı. Sevgili abim

Yazının Devamı

Tek kara bulut, o eşsiz bulut olsun!

27 Aralık 2021

Hayat ne tuhaf. Son bir aydır gözlerim hep gökyüzünde. Yüzümde tuhaf bi gülümseme sığırcık kuşlarını seyrediyorum. Ve nasıl mutluyum, anlatamam! Yoktular son 5 altı senedir. Artık salgın dönemi huzur mu buldular, küsmüşlerdi de bizleri af mı ettiler bilmem. Döndüler işte. Neyse ne! Yıllar önce, ortaokul öğrencisiyken okul çıkışı İzmir Fuarı’ndaki ağaçlarda geceleyen sığırcık kuşlarını avlardık. Korumasız, masum sığırcık kuşlarını! Ah ki ne ah! Sonra koca adam oldum askere gittim. Memleketin bi ucu Hakkari’de yine akşamları konakladıkları yerde avladım bu eşsiz kuşları. Şimdi milyon kere pişmanım ama ne fayda... Televizyon izliyorum bu yazıyı yazarken. Bir “Babam” türküsü dinliyorum. Göz ucuyla da izliyorum. Nedense kuşlar, sığırcık kuşları geldi aklıma. Gökyüzünü siyah beyaz bir tabloya çeviren o eşsiz uçuları geçti gözümün önünden. Aslında yeni yıl yazısı olacaktı bu yazı. Dostluk, barış, iyilik, güzellik olacaktı içinde. Maalesef olmadı. Çokça

Yazının Devamı

İzmir’in kalbinde yemek ve sonrası!

22 Aralık 2021

Tam da başlıktaki gibi yemek yediğimiz yer. Değil İzmir’in bence bütün dünyanın kalbi! (Bana göre tabi.) Tüm İzmirlinin, çoluğun, çombalağın buluştuğu bi yer. Yüzyıllardır ayakta kalıp bugün hala, “Yıkılmadım ayaktayım” diye bağıran bi yer. Neresi mi, söyleyeyim; Kemeraltı!

Çarşamba akşamı bir gurup arkadaş, daha öncesinde hep muhabbetini yaptığımız ve en son Kemeraltı turunda mola yerimiz olan L’agora Old Town’a geldik.

Uzun zaman önce restore edilen, geniş avlulu, hemen üstünde şahane odaları olan bir otel aynı zamanda burası. Aslı, bir han ve şimdi de bunu devam ettiren konaklama alanı. Tarihin ta kendisi bi mekan. Siz tarihçesini internetten bulup okursunuz. Ben size biraz L’agora’dan, çokça da Kemeraltı’ndan söz edeceğim.

Bi kere şunu hemen söyleyeyim Kemeraltı gezmelerinin bi nefes yeri burası. Çöldeki vaha misali kendinizi mutlu hissedebileceğiniz, dinlenebileceğiniz, bi “Oh be” çekebileceğiniz yer. Koca Kemeraltı’nda kendinizi iyi hissettirecek bi iki yerden biri.

Biz de bu duyguyla

Yazının Devamı

Evet güzel olmuş hem de çok güzel!

10 Aralık 2021

Herhalde 10-15 sene önceydi. Hürriyet Gazetesi reklam bölümünde çalışıyorum. Bi öğleden sonra ofiste, masamda o zamanlar pek havalı dizüstü bilgisayarımın karşısında çalışıyorum. Sırtım ofis kapısına dönük oturduğumdan kapıdan kim girdi, kim çıktı görmüyorum. Bilgisayara dalıp gittiğim bi an karşımda iki adam beliriyor. Birinin eli boş, diğerinin de elinde küçük bir çanta var. Hararetli bir ses tonuyla “Fedai sen misin?” diyor öndeki adam. Bi an ürküyorum. Yavaş bi ses tonuyla “Buyurun benim” diyor, masaya buyur ediyorum. İki cümle sonra anlıyorum ki, telefonla, reklam konusunda bilgi istemişler gazetelerden fakat kimse alaka göstermemiş. Sadece ben bilgi aktarmışım. O nedenle gelmişler gazeteye. İşte böyle tanıştık Tanyer Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Münir abiyle. Sonrasında da o çok güzel işler yaptı, biz de o işleri duyurduk. Şimdi bu adam bunları neden anlattı dediğinizi duyar gibiyim. Hemen aktarayım.

Fedai Ünal ve Münir Tanyer

Asma Bahçeler

İki, üç hafta

Yazının Devamı

Her şey çok güzel olacak ama...

3 Aralık 2021

Geçen günlerde İzmir’de bi şeyler oldu. Hem de iyi bi şeyler oldu. Olmaya da devam edecek!
Eski dostum, İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı İlyas Özgüven aradı. Bi iki hoşbeşten sonra. “Fedo, Cumartesi günü Terra Madre Anadolu Fuarı’nın tanıtımı var, hep istediğin işlere başlıyoruz artık, bekliyoruz” dedi. Habere mutlu oldum.
Bu arada, benim “Hep istediğim işler” şehrimin, İzmir’in de devasa bir gastronomi festivalinin olması.
Terra Madre Anadolu, festivalin ötesinde Başkan Tunç Soyer’in ‘Başka Bir Tarım Mümkün’ vizyonuna uygun, Seferihisar’a kazandırdığı ‘Slow Food’ temelli, asıl üreticiyi değerli kılan, tüketiciyle direkt olarak buluşturan bir organizasyon.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in işbaşına geldiği günden beri sözüdür Terra Madre.
Bu tamam ama hâlâ İzmir merkezli, bize ait bir festival beklentim sürüyor.
Gelelim Terra Madre Anadolu’ya...

Yazının Devamı

87 yıldır değişmeyen gelenek

19 Kasım 2021

En son iki yıl önce gitmişim Akhisar’a. Köfteci, çorbacı, börekçi, kokoreççi, tatlıcı, bir güne ne sığdırabildikse gezdik. Sonra şu korona illeti bi çıktı hepimizin, tüm dünyanın hayatını alt üst etti.
Allahtan aşı çıktı da biraz olsun nefes alabildik. Geçen ay sonunda kısmet oldu, tekrar Akhisar’a gittik arkadaşlarla. Akhisar gerçekten gastronomik bir cennet. Ciddi bir organizasyonla bir Adana, Gaziantep olmaması için hiçbir neden yok.

Sade ve basit

Girdiğiniz her dükkanın bir hikayesi, derin bir geçmişi var. İşte o hikayelerden birini anlatmak istiyorum sizlere. İlk olarak iki yıl önce tanımıştım Yıldız Katmer’i, sahibi Erdoğan amcayı, oğulları Nezih ve Nurettin Öncü’yü. Yaptıkları katmeri görünce şaşkınlığım ve merakım daha da artmıştı. Çünkü görünürde son derece sade ve basit bi işleri vardı. Erdoğan amcanın yanına yanaşıp “Ustam nedir bu dükkanın hikayesi?” diye sordum. Yavaş yavaş, tane tane anlatmaya başlayınca anladım ki, yediğimiz sadece bir katmer değil,

Yazının Devamı