Kış ortasında değişiklik yapandan yaz hazırlıklarına başlayanlara, İstanbul mekânlarının son durumuna bir göz atalım
Bazen mekânlar, ani bir kararla değişikliğe gidiyor. Piyasa da kış sezonunun ortasında değişikliğe gitme kararı aldı. Mekânı kaplayan devasa masa kaldırıldı, bol localı bir hale büründü.
Geçtiğimiz gün ünlü modacı Nur Yerlitaş’ın partisi vardı. Parti yapma modasına ünlü modacımız da katılmış oldu ve çıta yükseldi. Artık gençlerin yaptığı partiler kesmiyor gece gezginlerini, ünlü bir isim arıyor gözler. Bu arada Piyasa olmuş mu? Olmuş, gece kulüplerine ayak uydurmuş. Bol localı süslü püslü hali de Cenk Eren’in elinden çıkmış.
ÇAPA’DAN KARAKÖY’E MEYHANE
Emre Çapa, Minyon’dan sonra Karaköy’deki Liman Lokantası’nın yerine meyhane açmaya hazırlanıyor. Çapa’nın ikinci dükkanı meyhane, yazın hemen başında, Liman Lokantası’nın terasında hizmet vermeye başlayacak. Not: Çapa’nın meyhanesinde canlı müzik olmayacak. Sanırım lezzet ağırlıklı bir meyhane haline gelecek.
HAYRANI?ÇIKTI
Cahide’de Bülent Ersoy’u dinlemeye gelenler arasında Buddha Bar’ın yaratıcısı DJ Clauhe Challe de vardı. Bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi. Challe’in Ersoy hayranlığı nereden geliyor
Eğlence mekânları söz konusu olduğunda karşımıza çok ilginç isimler çıktı. Ama hiçbiri İzmir’deki gibi olmadı. İzmir’de Öküz diye bir gece kulübü hizmet veriyor
Öküz, şehrin en popüler yerlerinden biriymiş. Acaba buraya gelenler sosyal medyada “Buradayım” diyor mu hiç? “I am at Öküz” olur mu yani? Bu arada Öküz’ün tam karşısında Tren diye gece kulübü olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Manidar...
2019’UN iZLERiNi TAŞIYOR
Yıllar önce Maslak’ta 2019 vardı. İstanbul’un en ünlü gece kulübüydü. Ceylan Çaplı işletirdi mekânı. Kimi ararsanız orada olurdu. Bugünün ünlülerinin birçoğunun gençliği burada geçmiştir. Son zamanlarda Karaköy’deki Tamirci de tam bir gece kulübü olarak hizmet veriyor. Tamirci, 2019’un izlerini taşıyor. “Sosyete tamircide eğlenir mi?” demeyin. Yıllar önce de araba mezarlığı olan 2019’da eğlenmişti. Sanırım gecelerde öne çıkmak için çok farklı işlere imza atmak gerekiyor.
iZZET ÇAPA EKiM’DE PERA’YA iNiYOR
Serdar Bilgili, Pera’daki eski Amerikan Konsolosluğu’nu 35 yıllığına kiralamıştı. Konsolosluk, 2013’ün son günlerinde The Soho House Otel olarak hizmet verecek. Otelin bahçesindeyse İzzet Çapa, restoran ve kulüp açmaya hazırlanıyor. En son Al Jamal’la
Dağda lüks ne hacet demeyin, artık yurdumun karla kaplı dağlarının bir modası var. İşte bu kışın en lüks dağı Kartalkaya’dan izlenimler
Haftanın bir bölümünü Kartalkaya’da geçirdim. 2 bin 500 metre yükseklikte karla buluştuk. Ama ne buluşma, kar neredeyse 24 saat boyunca yağdı. Dağda kimseciklere göz açtırmadı. Hani bu karın yüzde 1’i İstanbul’a yağsa çoktan resmi tatil ilan edilmişti. Türkiye’de kış tatilinin lüksü hiç olmazdı. Hedef kayak yapmaktı. 4-5 kişilik odalarda kalınır, sabah erkenden kaymaya gidilir, tüm gün yorgun düşen bünye erkenden uykuya dalardı. Fakat trendler değişmiş. Dağa yeni açılan iki otel Golden Key ve Kaya Plazzo’yla dağ olmuş mini bir Türkbükü.
PALAZZO’DA YOK YOK
Kaya Palazzo geçen yıl açıldı. Dağın en lüks oteli desem abartmış olmam. Odalarında yok yok. Tüm teknolojik nimetlerden yararlanmak mümkün. Kış otellerinde SPA’ya ayrı bir özen gösteriliyor. Palazzo’nun SPA’sı da özenle tasarlanmış. Hatta bir dağ oteline göre fazla bile.
GENÇ TURiZMCi DORUK KAYA
Doruk Kaya’nın Kartalkaya’da kendi adını taşıyan bir oteli var. Sanırım kendisiyle yaşıt bir otel. Palazzo’dan sonra bu otel yanında müze gibi duruyor. Doruk, Kaya Holding’in en genç
İstanbul’un en gözde mekânlarında boy gösteriyorlar. En büyük idealleri, ünlüler tanışıp arkadaş olmak. Bir ünlü denk gelmesin. Anında fotolar sosyal medyada. Neyin kompleksi bu?
Yıllardır geceleri gözlemliyorum. Malum sosyal medya hayatımızın merkezi olmadan önce, herkes kendi halinde yaşar, hayatı yarış haline getirmezdi. Artık, nereye gittiğimiz bir yana, yediğimiz, içtiğimiz bile an be an canlı yayında. O da kesmiyor, bir de ünlü avına çıkılıyor. En sosyalinden, en cemiyetinden biriyle samimi bir poz yakaladın mı işlem tamam. Giriverdi cemiyetin içine. Olurverdi en ünlüsünden. Davetleri dikkatle izleyin, bir asıl oyuncalar bir de yedekleri var. Davetli olmasa da oradalar. Hedef ait olmadığı bir hayatında içine girmek. Gerçeği unutup, o güruhun içinde olduğu yalanına inanmak. Son zamanlarda o kadar çok görüyorum ki bu ‘çakma müdavimleri’. Şehrin en ünlü mekânlarına takılıyorlar. İlk hedef sosyal ağı geniş biriyle tanışmak. Kapıyı o açıyor. Gerisi kolay; en ünlüsüyle birkaç saat içinde kanka olunuveriyor. Şimdi benden ısrarla isim beklediğinizi biliyorum. Burada insanları rencide etmeyelim ama gecelerde sosyalleşeyim derken komik olduklarının hiç ama hiç farkında değiller.
Yaz gecelerinin en havalı bölgesi Kuruçeşme hattında bu yaz bambaşka bir yer açılıyor. İşadamı Cihan Kamer’in açmayı hazırlandığı mekânda etçi, nargileci ve çok özel toplantı salonları olacakmış. Boğaz’da alternatif eğlence devri başlıyor sanırım
Kuruçeşme sahilinde bir süredir hazırlıkları devam eden bir yer var. Atasay Kuyumculuk’un patronu Cihan Kamer, Boğaz’da steak house ve nargileci açmak için kolları sıvamış. “Boğaz’da balıkçıdan başka bir şey olur mu?” demeyin sakın. Eğer projeye yetişirse bu yaz Boğaz’da et yiyip, nargile içeceğiz. Ayrıca burada çok özel VIP toplantı salonları da olacakmış. Şimdilik detaylar bu kadar. Bakalım Boğaz’ın en alternatif yeri olmaya aday mekân, buraya nasıl bir renk katacak?
GURMEBÜS YOLLARDA
1957 model bir otobüs. İstanbul’da gizli kalmış lezzet duraklarını ziyaret ediyor. Ayda bir kez yapılan bu etkinliğe sadece 28 kişi katılabiliyor. Gurmebüs her ay İstanbul’un bir bölgesini seçiyor ve bölgede en iyi yemek yapan lokantalara götürüyor sizi. Önümüzdeki ay Gurmebüs’e kurulup İstanbul’un gizli kalan lezzetlerini keşfe çıkacağım.
CORRIDOR OLMUŞ SCOTCH
Corridor, Nişantaşı’nda çaldığı müzik itibarıyla en farklı
Bakmayın “Kimse kulüplerde oynamıyor” dediklerine, kapı gıcırtısına bile oynayan var. Eller havaya durumları sahnedekini bile isyan ettiriyor
Geçen hafta sonu Beyoğlu’ndaki Pera Palas’ın tam karşısındaki Kokosh Meyhane’deyim. Burası aslında İzzet Çapa’nın Cahide’sinin doğduğu bina.
Bugün aynı binada iki meyhane birden hizmet veriyor. Hemen bir alt katında Mor Meyhane var. Üç katlı bina bir meyhane merkezi gibi çalışıyor. Gelelim Kokosh’a, öyle çok büyük beklentilerle giderseniz hiç ama hiç keyif alamazsınız. Yemekler vasatın biraz üzerinde, servisteyse gayet hızlılar. Tüm personel arı gibi çalışıyor. Son dönemde canlı müziksiz bir meyhane düşünülemez.
Öyle oturup saatlerce bol sohbet yapmak yok. Eller havaya yapmadan olur mu? Kokosh Meyhane’de tam yemeğe başlarken canlı müzik çalıyor. Acaba kim çıkacak, umarım sesi iyi olur diye düşünürken adına sonradan öğrendiğim Selen Servi sahnede. Şaşırtan bir sese sahip, öyle ağırdan fasıl yapayım, biraz kulakların pası silinsin diye süper bir repertuar hazırlamış. Güzel güzel söylerken, ahali meğer kurtlarını dökmeye gelmiş.
Vur patlasın çal oynasın şarkı isteklerinin ardı arkası kesilmiyor. Kadın söylemekten bıktı, ahali
Gecelerde durum öyle bir hal aldı ki sigara içilmeyen mekânları tebrik eder hale geldik. Frankie’de terasından başka bir yerde sigara içilmesine izin verilmiyor
Kapalı alanlarda sigara yasak. Restoran ve kafelerde yasağa harfiyen uyuluyor. Peki iş gece yarısına döndü mü neler oluyor? Sigara yasağını müşteriler deliyor. İşletmeler çaresiz kalıyor. Kime ne diyeceklerini şaşırıyorlar. Peki yok mu hiç söz geçiren? Geçen hafta denk geldim. Hafta sonu Suat Ateşdağlı’yı dinlemek için Frankie’deydim. Frankie’de teras dışında içeride sigara içilmesine izin verilmiyor. Çoğu müşteri homurdansa da içeride asla sigara içmek mümkün değil. Peki ne mi oluyor, ambiyans yakalanamıyor. Herkes terasa kaçıyor. Ama büyük bir ısrarla yine de sigara içilmesine izin verilmiyor. Doğru tavra ne nedir? Darısı diğer kulüplerin başına.
NİŞANTAŞI’NIN YENİSİ THE BITE
İvana Sert’in Nişantaşı’ndaki mağazasının yerinde açılan The Bite, Atiye Sokak’ın en geniş sokak cephesine sahip. İki bölümlü bahçesinde iç tarafındaki masalar o kadar ufak ki iki tabak yemek zar zor sığıyor. The Bite’ın kapalı bölümü minik fakat çok başarılı tasarlanmış. Fakat mekânın ruhu yok. Kafe mi? Restoran mı? Bar mı? Çözemedim.
Hafta içi bir bahane yaratalım, insanları sokağa çıkaralım düşüncesiyle yapılmaya başlanan konsept partilerin suyu çıktı. Artık iş başka yöne gidiyor. Asıl tehlike de bu. Partiler birer halkla ilişkiler projesi olmaya başladı
Hafta içi boş zayıf geçen geceleri canlandırmak, gece müdavimlerini sokağa bir gün daha fazla çıkarmak adına yapılan konsept partiler, çok fazla reklam kokmaya başladı. Hadi bu akşam bir araya gelelim, sosyalleşelim eğlenip coşalım altında çok fazla PR faaliyeti sezmeye başladım. Partilere sponsor olan firmaların bu organizasyonları resmen medya da daha fazla yer almak adına yaptıklarına hiç şüphem yok. İş eğlenmenin ötesinde bambaşka bir ticari faaliyete alet olmaya gidiyor.
Özellikle de sosyal hayatı yazan meslektaşlarım, bu gizli reklama farkında olmadan alet oluyor. Aman diyeyim, eş dost bir araya gelip eğlenelim derken, bambaşka bir reklama farkında olmadan alet olmayın. Eğlenceyi gözlemlemek ayrı, eğlendiren tarafa geçmek çok ayrı. Siz siz olun eğlendiren tarafa geçerken ayaklarınızı sağlam basın. Zaten çok zorlama ve bir mesai haline geldi şu konsept parti işleri. İstanbul’un ünlü işletmecileri bu konsept partiler hakkında ne düşünüyor merak