Ersin Süzer

Serdar Bilgili’nin Amerika’nın ünlü Çin lokantası Mr. Chow’u İstanbul’a getirmek için görüşmelere başladığı konuşuluyor. Umarım İstanbul, bir dünya markasına daha ev sahipliği yapar

“Perşembe perşembe nereden çıktın, yoksa bugün günlerden
cuma mı?” demeyin. Artık perşembe ve pazar günleri varım. Şehrin lüks sosyal hayatını daha güncel takip edeceğiz. Yeni yerler keşfedeceğiz, daha çok eğleneceğiz...
Geçtiğimiz yıllarda salı partileriyle adından söz ettiren W Hotel’in Lounge’unda bu kış parti yok. Otelin mülk sahibi Serdar Bilgili, buraya New York’un popüler Çin restoranlarından Mr. Chow’u getirmek için görüşmelere başlamış. Mr. Chow, sadece New York’ta değil, Beverly Hills, Miami ve Londra’da da dünya starlarını ağırlayan bir mekan.
İlk Mr. Chow, Londra’da açıldı. Bugün dünya üzerinde altı tane var. Zincir, sahibi Michael Chow’un adını taşıyor. Ünlü restoran sadece starlara ev sahipliği yapmıyor. Hollywood filmlerinin de gözdesi. Chow, en son “Hangover” film serilerinde kullanıldı. Umarım Serdar Bilgili Mr. Chow’u getirmeyi başarır. İstanbul bir dünya markasına daha ev sahipliği yapmış olur. Böylelikle hem otelde konaklayanlar yüksek müzikten rahatsız olmaz hem

Boğazın hangi ünlü balıkçısına Kazakistan’nın en önemli işadamlarından biri ortak oldu. 25 Ekim itibarıyla Almatı’da da Boğaz havası esecek. İşte yurt dışına ihraç ettiğimiz balık restoranın hikayesi

25 Ekim itibarıyla Kazakistan’ın Almatı şehrinde Boğaz havası esecek. Kazakistan’ın en önemli işadamlarından TA Group’un sahibi olan Taha Altaylı, Reina’ya ait Suada’daki G Balıkçı’yı Kazakistan’a götürüyor. Yıllık cirosu 1 milyar dolara yaklaşan TA Group’un sahibi olan Altaylı, Kazakistan’ın en büyük inşaat firmalarından biri sadece inşaat değil enerji, finans, hazır beton, eğitim, sinema sektöründe hem Kazakistan’da hem Türkiye’de faaliyet gösteriyor. G Balık Reina’nın ait bir işletme. Peki Reina ile TA Group Kazakistan’da ortak bir balık restoranı açmaya nasıl karar verdiler? Taha Altaylı, Chocolate kafelerin ortağı Oğuz Kayhan’ın yakın dostu, geçen yıl birlikte Reina’ya giderler. Altaylı, Ali Ünal’la tanışır. Ertesi gün Ali Ünal kendisini Suada’ya davet eder. Altaylı buradaki G Balık’a hayran kalır ve geçen yıl ortaklığın temelleri atılmış olur. Kazakistan’daki en büyük alışveriş merkezi zinciri olan Mega Center’ların ısrarına daha fazla dayanamayan Altaylı,

Önceki akşamki Mazhar Alanson konserinin perde arkası burada... Konser fukarası ben, çok eğlendim. Bu arada kulise sızıp sizin için bilgi toplamayı da ihmal etmedim

MFÖ konseri diye gittim, tek başına Mazhar Alanson Harbiye Açıkhava’nın sahnesinde... Birazdan olacakların kimse farkında değil, Alanson söylüyor, Açıkhava “havaya” giriyor. O da ne? Alkış kıyamet, Sezen Aksu sahnede. Aksu, “10 şarkı yazıyorum biri tutuyor, adam bir şarkıda 12’den vuruyor” diyerek söze başlıyor. İltifat üzerine iltifat... Her konserde alışkın olduğumuz komplimanlar. Çok geçmeden Cem Yılmaz sahnede. Bu sefer ne çığlıklar ne de alkışlar durmak bilmedi.
Cem Yılmaz’a en çok “Bugünlerde ne yapıyorsun?” diye soruluyormuş. Onun cevabıysa şu oluyormuş: “Babayım artık, Bebek TV izliyorum. Ben kardeş, o kardeş, sen kardeş biz kardeş, herkes kardeş. Nasıl bir dünya bu herkes kardeş? Hanıma sordum, ‘Biz de mi kardeş?’ ‘Hayır’ dedi. Derin bir ‘Oh’ dedim, çalışmalara devam.” Konserin ikinci yarısında Cem Yılmaz, baterinin başına geçti. Mazhar Alanson söyledi, Sezen Aksu sahneyi tavaf etti. Süper dans etti.
Bu arada konserin en çok eğleneni, Gülben Ergen’di. Her şarkıya eşlik etti. Ama nedense sahneye

Alkol düzenlemesi nedeniyle sadece tekel bayiler değil, mekanlar da önlem alıyor... Ruhsatlı bir mekan, içtiğiniz içkinin şişesini masanızda bırakmıyor, alıp götürüyor. Alkol düzenlemesinde böyle bir uygulama mı var?

Geçen hafta bir grup arkadaşım Lucca’ya gitmiş. Lucca’nın müdavimlerindendir ikisi de. Dışarıda oturmuş, bir şişe içki istemişler. Servis yapılmış... Şişe normalde masada durur. Garson şişeyi alıp götürmeye kalkınca “Neden götürüyorsun? Yer yoksa, ver masanın altına koyalım” demişler. Ama bir türlü garsonu ikna edememişler. Alkol düzenlemesinde böyle bir uygulama mı var? Ruhsatlı bir mekan, böyle bir uygulamayı neden yapıyor? Yoksa bu; ‘ne olur ne olmaz önlemi’ mi? Daha düne kadar böyle bir uygulama yokken, neden şimdi böyle bir şey yapıyorlar? Bu soruların cevabını ben de sizin gibi merak ediyorum. Peki Lucca böyle bir önlem almayı tercih ederken, caddelerde masaları olan mekanlar nasıl bir uygulama yapıyor? Haftaya tüm cevapları alırız.

Doğuş’tan bir ortaklık daha mı?

Ortaköy’deki Banyan, Kuruçeşme’deki Kydonia ve La Mancha’ya da D.ream’in ortak olduğu konuşuluyor. Taraflar arasındaki anlaşma sağlandığı haberi geldi. Anladım ki D.ream, tüm iyi işletmelere

Ferit Şahenk Eminönü Mercan’daki Virginia Angus’u bünyesine kattı. D.ream ikinci et markasıyla İstanbul’a yayılmaya hazırlanıyor

Son zamanlarda Eminönü Mercan’daki Virginia Angus çok konuşuluyor. Ünlü etçilerin bile pabucunu dama atmak üzere. Virginia’nın en önemli özelliği; uyguladığı fiyat politikası. Ufacık mekan dolup taşıyor. Özellikle burgerlerı herkesin dilinde. Sahibi genç yatırımcı Burak Altay, 2009 yılında Angus’ları Türkiye’de üretmeye başlamış. Ürettiği Angusları da Virginia’da servis ediyor. Herkesin dilindeki Virginia Angus’u meğer Ferit Şahenk çoktan keşfetmiş bile. Kefşetmekle kalmamış, D.ream’in kadrosuna katmış. D.ream’e katılan Virginia, şu sıralarda İstanbul’a yayılmaya hazırlanıyor. Kuruçeşme ve Nişantaşı’na Virginia Angus’lar geliyor. D.ream, Nusr-et’ten sonra ikinci etçi markasıyla gün yüzüne çıkmaya hazırlanıyor. Anlaşılan Ferit Şahenk, Nusr-et’in karşısına çok ciddi bir rakip çıkarmaya karar vermiş. Bakalım Virginia ve Nusr-et arasında nasıl bir et savaşı yaşanacak.

PAZAR PAZAR ARABESK GECESi

“Hiç öyle pazar günü yapacak bir şey bulamadıysanız, canınız sıkılıyorsa, süper bir önerim var” gibisinden saçmalamayacağım. Kuruçeşme’deki Albüm, pazarları

“Yaz ne çabuk geçti gitti, hiçbir şey anlamadık” diyenlerdenseniz, buyurun geçen yaz neler olmuş, bir çırpıda bakalım

* Gezi Parkı olayları yazın pimini çekti, “Ne zaman yaz geldi?” filan derken, araya bir de Ramazan girince güneşli günler ağustosa sıkışıp kaldı. Bir aylık yaz keyfi de çabucak bitip gitti.
* Magazinde Ebru Şallı, Özlem Yıldız gibi ünlü isimlerin ve Feryal-Kemal Gülman çiftinin ayrılığı çok konuşuldu. Yaza ise Meryem Uzerli-Can Ateş arasında yaşananlar damgasını vurdu. Hâlâ da konuşulmaya devam ediyor.
* Eğlencenin kalbi Bodrum semalarında attı. Çeşme, Bodrum’u geçemedi.
* BillIonarIe’deki şampanya şovları herkesin dilindeydi. Tahtırevan üzerinde bir kızın getirdiği Magnum şampanya açtırma yarışı yapıldı.
* Nusr-et’in ne kadar pahalı olduğu tüm yaz konuşuldu, halen de konuşuluyor. Daha geçen hafta ünlü bir kalp cerrahi anlattı başından geçenleri.
* Yazın en iyi gece kulübü, açık ara Türkbükü’ndeki Sess oldu. Haftanın yedi günü dolup taştı.

Yurt dışında eğlencenin sınırı yok, peki ya Türkiye’de eğlence hangi boyutlarda? Şampanyayla ayağını hangi işletmeci yıkıyor?

Türkiye’de en çılgın eğlencede bile bir otokontrol vardır. Eğlencenin en marjinal halini yıllardır İzzet Çapa üstlenmiş durumda. Fakat onun gece kulübünde bile sınırları vardır. Çok zorlamaz. Bu yaz bir şampanya merakıdır gidiyor, eğlencede. Ahali Mikonos’ta akşamüzeri partilerinde şampanyayla birbirini yıkıyor. Hani yurt dışında gözlerden uzakta olduğu için çok fazla gündeme gelmiyor fakat herkesin dilinde Mikonos’taki partileme durumları. Sosyete kendini o kadar kaybediyor ki onbinlerce euro’luk hesabı bile itiraz etmeden ödüyor. Geçenlerde arkadaşlarım Mikonos’ta gaza gelip tam 64 şişe şampanya açmışlar. Gelen hesap 13 bin küsur euro. “Ama süper eğlendik” diyorlar. Hâlâ anlatıyorlar. Billionaire’deyse daha usturuplusu yapılıyor bu şampanya işinin. Magnum şişeler dakika bir masalara geliyor. Geçen hafta ise öyle bir şampanya şovu vardı ki ağzım açık kaldı. Club Ada Sedef’te pazar günü huzuru yaşıyoruz. Aydın Samanlı anlatıyor; “Dün akşamüzeri olmalıydın, fena koptu burası” diye. Öyle mi filan derken, akşamüzeri baktım Aydın barın tepesinde ahaliyi

Reina kalıyor mu, gidiyor mu? Gidecekse nereye? İşte gece hayatının en çok merak edilen yerinden son dakika dedikoduları

Dile kolay tam 11 yıldır İstanbul’da eğlencenin değişmez bir numarası... Türkiye’yi aşıp adını tüm dünyaya duyurmak... İstanbul eğlencesinin temel taşı Reina hakkında yaz başından bu yana, dedikoduların ardı arkası kesilmiyor. Zaman zaman iki taraf da açıklama yapmak zorunda bile kaldı. Gelin görün ki, zaman akıp geçiyor ve Reina’da kontrat süresi için son viraja girildi. İki taraf da medya aracılığıyla yaz başından bu yana mesaj gönderiyor. Reina’nın kontratı yaz sonu bitiyor. Mehmet Koçarslan, “Ferit Bey mülk sahibi. Ne isterse o olur” dedi bile. Ama Reina gibi bir markayı da göz ardı etmeyeceğini söyledi. Yaz boyunca Reina hakkında o kadar çok konuşuldu ki... İpin ucunu ben bile kaçırdım. Peki ne olacak Reina’ya? İşte son dakika dedikoduları...
-Reina’nın mülkü Ferit Şahenk’e ait. Doğuş Holding, yeme-içme ve eğlence sektörüne girip İstanbul’daki tüm iyi markaları D.ream altında toplayınca tüm gözler, Reina’nın mülküne çevrildi.
- Her yıl 4 ay öncesinden yenilenen kontrat bu yıl yenilenmedi.
- D.ream mutlaka Reina’nın olduğu yere geçecek ve en