Terim’in yeni misyonu

17 Ekim 2013

Hollanda maçı bir “romanın“ son sayfası... Okuduk, etkilendik üzüldük, sevindik ama bitti.
Finali “hüzünlü“ gelebilir; lakin önemli olan ağzımızda nasıl bir tat bıraktığı...
Gözümüzde bir büyük hayalin izi, zihnimizde kaybedilmiş ama azmedilmiş bir inat tozu kaldı mı? Tekniği, taktiği, ön direği arka direği bir yana koyun... Mücadele, direnç, istek var mıydı ona bakın siz.
Tribünler dolu muydu?
Merak eden çok muydu?
Önemseyen?..
“Evet“se muhteşem.

Yazının Devamı

Sakın Başbakan’a sormayın!

15 Ekim 2013

Hayır... “Saracoğlu Stadı’nda Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu’na küfür edilmesini, su falan atılmasını nasıl karşıladınız” diye sorduğunuz gibi, Trabzonspor’un “İstinye baskınını” da sormanıza gerek yok sayın Başbakan’a!..
Zaten sormazsınız da...
“Trabzonsporluların Futbol Federasyonu’na küfür, su, taş atmasını, bayrağını indirmesini, hatta meşale ile yakma provasını hiç hoş karşılamadım” cevabı alırsınız emin olun.
***
Her şeyi sayın Başbakan’a sormayın...
Kendiniz idrak edin artık.
Durum vahim!

Yazının Devamı

Ne koltukmuş ama!

10 Ekim 2013

“Fatih Terim benim çok eski arkadaşımdır.... Bazen fikir ayrılığımız olsa da severim, takdir ederim. Galatasaray’dan ayrılmasına en çok üzülenlerden biri benim”!
Bilin bakalım bu cümle kimin?
Mümkün değil aklınıza gelmez... Çünkü futboldaki koşullandırmalar, zihinlere kazınan denklemler, hatta Terim’den asıl nefret edenler buna izin vermez. Ben söyleyeyim; cümlelerin sahibi Bülent Tulun.
***
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın danışmanı ve bilindiği kadarıyla Terim’in “can düşmanıdır” değil mi kendisi?
Hayır... “Hem kişisel olarak hem de Galatasaray adına çok üzüldüm Fatih Terim’in ayrılışına” dedi.
Çünkü, kestirmeye sapıp adı “Terim’in ayağını kaydıranlar” listesindeki “olağan şüpheliye” sallamadan önce kendisine sordum.

Yazının Devamı

Garip bir linç girişimi

8 Ekim 2013

Sapla saman karışmasın... Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Trabzonspor Başkanına küfür etmek, tükürmek, şişe atmak, arabasına tırmanmak gibi “linç öncülü” hamlelerin tümü, yapanlar açısından “suç”, sorumlu Fenerbahçe açısından ise “ayıp“tır.
Futbolumuz için yüz karası. Türk Ceza Kanunu ile Futbol Yönetmeliklerine göre cezalandırılır, cezalandırılacaktır.
Ancaaak...
Trabzonspor Başkanı sayın İbrahim Hacıosmanoğlu tarafından da itiraf edildiği gibi, olayın yaşanmasında Trabzonspor kafilesinin “kuralları” uygulamaması, özgüveni, hadi halk tabiriyle yazalım; “delikanlılığı” birincil derecede rol oynamıştır.

NE BEKLİYORDU HACIOSMANOĞLU?

Doğal ve hukuki hak arama girişimleri yetmeyip, rakip yöneticiler hakkında “amiyane” cümleler kurarak taraftarları “kuran” ve kitlesel düşmanlıkları tetikleyip derbileri potansiyel hesaplaşma yerine çeviren yöneticilerin, ister “bilerek” ister “yanlışlıkla” rakip taraftarla yüzleşmesinden, bundan başka hangi sonuç beklenebilirdi acaba?
Üstelik “atılan laflara” yanıt vererek...

Yazının Devamı

Tebrikler Mancini

7 Ekim 2013

Ben Akhisar tribünlerindeki biletli seyircilerden olsam, en azından “paramın yarısını” geri isterim!
Hele Galatasaraylıysam, ilk 45 dakika için hakkımı hiç helal etmem.
Maç değil Ege güneşinde piknik sanki.
Köfteler Ramiz’den, tatlılar Ülker’den!
***
Koskoca ilk yarıda kaleci Oğuz’un kucağına yuvarlanan Drogba’nın cılız şutuna (dk. 27) fantezi yapmasını geçersek, bir de gol olmasına karşın (dk. 34) her iki kalecinin de dizleri yere değmedi.
Pozisyon falan hak getire.

Yazının Devamı

Terim, F.Bahçe’yi de ‘çalıştırmadı’ ama...

1 Ekim 2013

İster hesaplı olsun, ister ağzından kaçmış; 6-1’lik Real Madrid yenilgisinden sonra kimyası bozulan Galatasaray Genel Sekreteri Adnan Nas, “Terim Fenerbahçe’yi de çalıştırsın” demişti ya...
Valla hiç gerek kalmadı!..
Takıma taktik, teknik, motivasyon ne ki...
Galatasaray yönetimi ve Fatih Terim el ele “çok daha iyisini“ yaptı Fenerbahçe’ye.
Nasıl mı?
“Otokriz” yaratarak.
***

Yazının Devamı

‘Müebbet verin bunlara’

27 Eylül 2013

Futbolun kutsal alanı yeşil saha da istila edildiğinde geriye mazeret falan kalmıyor, “çaresizlik ve panik” hepimize tek kestirme çözüm gösteriyor:
“Hapis cezası”!..
Hatta mümkünse en ağırından.
Müebbet bir zahmet!
Lakin “çaresizlik ile panik”, ağır cezalar ve uzun mahkumiyetler devreye girince de bitmeyecek!
Nasıl mı?..
Anlatayım:

Yazının Devamı

Bilek güreşinde kaybeden Aysal!

26 Eylül 2013

Terim’in işine son verilmesi ekranda altyazılarla akarken meslektaş olmaktan gurur duyduğum dostum Nazım Alpman aradı...
Alpman’ı tanıyanlar bilir, o gazeteciliği bırakıp belgeselci/yazar olduktan sonra röportaj son kahramanını da kaybetti ve “gazetecilik sanatı” kategorisinden çıkıp “ağza teyp dayamak” haline geldi.
Neyse...
“Sen Romanya’yı yenersek Galatasaray Terim’i unutsun, Real Madrid’e mağlup olursa Terim, Galatasaray’ı unutsun diye yazmamış mıydın maçlardan önce” dedi.
Evet yazmıştım...
“Bırak tevazuyu da bu tespitinin gerçekleşmesinden bahset”.
Peki... Yazdım işte.

Yazının Devamı