Fenerbahçe’nin şu ana kadar ligi namağlup götürmesinin en büyük nedeni futbolcuların özgüveni... Kaybedeceklerine hiç inanmıyorlar, skor tabelası ne olursa olsun paniğe kapılıp, disiplinden kopmuyorlar. Beşiktaş maçı da son haftaların bir fotokopisi gibiydi. Topun kontrolü Fenerbahçe’de idi ancak meşin yuvarlağı olumlu kullanacak, canlandıracak ayaklar ne yazık ki tatildeydi. Gökhan Gönül’ün her gün biraz daha geriye gitmesi, Emre ve Cristian’ın oyun kurmayı bir türlü becerememesi, bu yüzden Alex’in sürekli ortaya gelerek yerini kaybetmesi ve sağ kanadın hiç işlememesi Fenerbahçe’yi hafif sıklet bir boksör haline getiriyor. Bir de Bienvenu sorunu var. Kamerunlu, İstanbul Boğazı’nı ilk kez gören bir turistin şaşkınlığı içinde. Nereye pas atacağını, nereye dripling yapacağını, en önemlisi nasıl gol atacağını bilmiyor. Tüm bu olumsuzluklara bir de takımın en pozitif ismi Caner’in kenara gelmesi eklenince bu beraberlik “şamda kayısı”dan başka birşey değildi...
Fenerbahçe dün gece belki tek kale oynadı gibi görünse de tek bir pozisyon üretemedi. Bunun nedeni sürekli Boğaz Köprüsü’nün akşam trafiğini andıran Samsunspor’un göbeğinden gol arama istekleriydi... Alternatif yolları hiç denemediler, oyunu bir türlü genişletemediler. En önemlisi ilk yarı forvetle - savunma arasındaki mesafenin uzunluğuydu... Böyle maçları çözecek tek silah Alex’ti... O anahtar da kilide uymayınca Fenerbahçe herkes için sürpriz sayılabilecek bir iki puandan oldu... Sezon başladığından bu yana Fenerbahçe’de ciddi bir fizik yetersizlik de söz konusu... Asıl büyük sıkıntı bu... Tempoyu yukarı çıkaramıyorlar... Topu koşturarak bu açığı kapatmak isteseler de her maç şans yanlarında olmuyor... Buraya kadar işlerin iyi gitmesinin sebebi meşin yuvarlağın onları fazla sevmesiydi. Ancak bu sevgi de bir yerde biter. Dün gece onun işareti gibiydi...
Skor tabelasına bakıp da sakın Fenerbahçe’nin Mersin gibi zorlu bir deplasmandan söke söke üç puan kaptığını zannetmeyin... Alaaddin’in sihirli lambasından çıkan cinden rica etseniz Mersin’de bu kadar mucizeyi başaramazdı... Özer orta sahadan gol atacak, Halis Özkahya, Bekir’in ceza alanındaki elle oynamasını atlayacak, Bienvenu ancak “futbol komedisi” programında yayımlanacak bir gol bulacak, 10 kişi kalan rakibi önünde Fenerbahçe iki farkı zor koruyacak... Aslında iki takım da kazanmamak için elinden geleni yaptı, hedefine ulaşan ev sahibi oldu! Fenerbahçe altı maçta topladığı 16 puana rağmen bu ligin lokomotifliğine soyunamayacak kadar etkisiz... Fizik gücü yetersiz... Tek pozitif şey Volkan’ın yerine görev yapan Mert’in güven vermesiydi. Ziegler’i de kenara koyun, gerisi kurşun askerlerdi...