Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

RIZA TÜRMEN

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Rıza Türmen Kanada’da yüksek lisans eğitimi aldı. Türkiye’ye dönünce Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde doktorasını tamamladı ve Dışişleri Bakanlığı’nda çeşitli görevlerde bulundu. 1985’te Singapur’a atanarak Türkiye’nin en genç büyükelçilerinden biri oldu. 1995-1996 yıllarında da Bern Büyükelçisi ve 1996-1998 yılları arasında Avrupa Konseyi daimi temsilcisi olarak görev aldı. 1998’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıçlığına seçildi ve 2008’e kadar bu görevde kaldı. 12 Haziran 2011 seçimlerinde CHP İzmir milletvekili seçildi.

Haberin Devamı

Anayasa yapım süreci önemli bir dönüm noktasına geldi. Anayasa Uzlaşma Komisyonu ilk taslağı bitirdi.. Uzlaşı sağlanmış ve sağlanamamış maddelerden oluşan bir metin ortaya çıktı. Resmi verilere göre, görüşülen madde sayısı 170. Üzerinde uzlaşıya varılan madde sayısı ise 40. Ancak bu rakamlar aldatıcı. Uzlaşma olmayan maddelerin pek çoğunda maddenin bir bölümü üzerinde uzlaşma sağlanmış bulunmakta. Tek bir sözcük üzerinde uzlaşma bulunmasa bile, o madde uzlaşılamayan maddeler sepetine konuluyor. Birçok maddede partiler aynı düşünceyi ifade ediyorlar, ancak ortak bir yazımda birleşemiyorlar.

Çalışma sürecek
Birçok madde üzerinde üç partinin anlaştığı görülüyor. Bu durumlarda dördüncü partinin tutumunu gözden geçirmesi gerekli. Tüm bu nedenlerle ikinci okuyuşta uzlaşılmayan maddeler yeniden gözden geçirildiğinde uzlaşma alanının çok daha genişlemesi bekleniyor. Öte yandan her partiye yardım eden anayasa uzmanı akademisyenler, kendi aralarında toplanıp temel hak ve özgürlükler bölümünde uzlaşma olmayan maddeler üzerinde çalışıyorlar. Şimdiye dek 9 madde üzerinde uzlaşma sağlamayı başardılar. Bu çalışma sürecek.

Bahane aramak...
Bu durum karşısında, ‘’Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda ilerleme sağlanamıyor. Buradan bir anayasa çıkması olanaksız’’ gibi önyargıların, masadan kalkmak için bahane aranmıyorsa, dayanağı yok.
İlk taslağın ortaya çıkmasıyla, dört parti arasındaki yazılı anlaşma gereğince, ikinci aşama olan “metin oluşturma” aşaması tamamlanmış, üçüncü aşamaya geçilmiş olacak. Anlaşma gereğince bu yeni aşama ‘’metnin kamuoyuna sunulması ve kamuoyunca tartışılması.’’
Birinci aşama ‘’veri toplama ve değerlendirme’’, aşamasıydı. Uzlaşma Komisyonu kapalı bir müzakere yöntemi yürüttü. Komisyon toplantılarında siyasal partilerin temsilcileri, danışmanların da yardımıyla bu önerileri uzlaştırıp tek bir metne dönüştürmeye çalıştılar. Üzerinde uzlaşılan metinler, yeşile, uzlaşılamayanlar kırmızıya boyandı.
İçinde bulunduğumuz noktada müzakere yöntemini değiştirerek açık bir müzakere yöntemi benimsenmesi, sürecin geleceği bakımından daha yararlı olacak. Bu amaçla, ortaya çıkan taslak metin kamuoyuna açıklanmalı ve sivil toplum kuruluşları görüş bildirmeye davet edilmeli. Zaten 4 parti arasında varılan anlaşma da bunu öngörüyor. Sivil toplum taslaktaki maddelere ilişkin görüş bildirebilir ya da uzlaşma önerileri getirebilir. Bu görüşler ışığında, Uzlaşma Komisyonu uzlaşma olmayan maddeleri yeniden ele alır. Sürecin bu bölümünde sivil toplumla sürekli bir diyalog kurulur.. Ancak bunun için saydamlık önemli. Müzakerelerde ileri sürülen, görüşülen maddeler ve meydana gelen değişiklikler kamuoyuna açık olmalı.

Avrupa’nın katkısı
Nisan ayında AB, Avrupa Parlamentosu ile Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi Türkiye ile ilgili iki ayrı karar kabul etti. Bu kararlar yeni anayasa ile ilgili paragrafları da içeriyor. Avrupa Parlamentosu kararında, Uzlaşma Komisyonu çalışmalarının yavaş ilerlemesinden duyulan endişe belirtiliyor ve Komisyon’un, AB kriterlerine uygun olarak şu hususları sağlaması öngörülüyor: A) Güçler ayrılığını sağlamak ve etkili bir denge-fren sistemi kurmak. B) Devlet, toplum ve din ilişkilerine açıklık getirmek. C) Temel hak ve özgürlükleri güvence altına almak. D) Herkesi kapsayan bir vatandaşlık tanımı yapmak.
Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi (AKPM) kararında ise yeni anayasada Avrupa Konseyi standartlarına uygunluğun sağlanması, güçler dengesinin ve yargı bağımsızlığının korunması, denge ve fren mekanizmalarının açıkça belirtilmesi temel hak ve özgürlüklerinin korunması isteniyor. Bu kararlardan da anlaşılacağı gibi, yeni anayasa sadece Türkiye’nin sorunu degil. Türkiye’nin taraf olduğu ya da olmak istediği uluslararası kuruluşların da ilgi alanı içinde.

Venedik komisyonu
Her iki kararın da ortak yanı Uzlaşma Komisyonu’nun, Venedik Komisyonu ile işbirliği yapmaya davet edilmesi. Venedik Komisyonu Avrupa’da anayasa yapımına yardım amacıyla kurulmuş bir kuruluş. Avrupa’da yeni anayasa yapan devletler Venedik Komisyonu’nun deneyiminden yararlanıyor. Zaten ilgili devlet talep etmese anayasanın yazılması sona erdikten sonra, Avrupa Parlamentosu ya da AKPM, Venedik Komisyonu’ndan anayasanın demokratik normlara uygunluğu konusunda rapor istiyor. Örneğin, Macaristan Anayasası ile ilgili olarak Venedik Komisyonu yeni anayasayı eleştiren bir rapor hazırlamış, bunun sonucunda AB ve Avrupa Konseyi Macaristan Hükümeti anayasadaki bazı maddeleri değiştirmesi için baskı yapmışlardı. Venedik Komisyonu ile bu aşamada işbirliği yapmanın uzlaşı formülleri bulmak,anayasanın uluslararası standartlara uygun olmasını sağlamak gibi önemli yararları olacak.

Ne amaçla?..
Türkiye’yi demokratik, özgürlükçü, birey odaklı, insan haklarına, güçler ayrılığına, hukuk devletine dayanan bir ülke yapmak ve bu anayasanın toplumun her kesimini kapsayan bir uzlaşı anayasası olması konusunda dört parti arasında bir ortak irade varsa, bu iradenin yaşama geçirilmesi için gereken koşullar mevcut. Bu böyle değil de siyasal iktidar elindeki güç yoğunlaşmasını pekiştirmek amacıyla yeni bir anayasa istiyorsa, bu ancak mevcut müzakere sürecini terk ederek, bir partinin tek başına ya da başka bir partiyle ilgili anayasa yapmasıyla gerçekleşebilir. O zaman bu bir toplumsal sözleşmeye dayanan uzlaşmacı bir anayasa değil, dayatmacı bir anayasa niteliği taşır. Toplumdaki kutuplaşmayı artırır. Demokratik meşruiyetten yoksun kalır. Yeni anayasa için emek veren,görüş bildiren kitleleri aldatmış oluruz. Referandum ise, tüm toplumu temsil eden dört siyasal partinin uzlaşmasıyla oluşan demokratik meşruiyetin yerine geçemez.
Bir uzlaşının önündeki en önemli engel AKP’nin başkanlık önerisi. 38 maddeyi ilgilendiren başkanlık önerileri, üç partinin parlamenter sisteme dayanan önerilerinden sistem bakımından farklı olduğundan görüşmeler yoluyla ortak bir noktaya varmak olanağı yok. Bu nedenle, üzerinde bu aşamada uzlaşma olmayan maddelerden farklı bir nitelik taşıyor.
Yeni anayasanın kimin için ve hangi amaçla yapıldığı sorusunun yanıtı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.