Bülent Akarcalı / bulent@bulentakarcali.com
Fransa’nın gerçek yüzünü yansıtan bu laf, İçişleri Bakanları Gerald Darmain’dan; Suriye, Irak, Afganistan gibi ülkelerdeki savaştan kaçarak Fransa’ya sığınan ve sokaklarda çadırlarda yaşamak zorunda kalan mültecilere “Çadırlarınızı Ukraynalı mültecilere bağışlayın. Sizi krallar gibi ağırlıyoruz. Ukraynalı göçmenlerin bir sobası bile yokken iki soba sahibi olmaktan utanmıyor musun?” diye seslenen bir siyasi yaratık!
Oysa gözümüzde büyüttüğümüz, beynimizde kutsadığımız Fransa’dan bekleneni “Fransızlar, haksız bir savaşla yerlerinden yurtlarından edilen Ukraynalı kardeşlerimize kucak açın, evlerinizde ağırlayın” yaklaşımı olurdu.
Verdiği aşağılık bir ırkçı mesajla aslında Ukraynalılara yeni bir çadırı ve bir sobayı bile çok gördüğünü itiraf ediyor.
Ama bunlar bizden
ABD ve AB’nin çeşitli TV’lerinde yapılan yayınlar, ırkçılığın korkunç boyutlara ulaştığını belgeliyor. Bu ülkelerde Kovid’ten daha tehlikeli, panzehiri/aşısı olmayan ırkçılık virüsü, Kovid’ten daha bulaşıcı ve tehlikeli olarak baş gösteriyor.
Düşünebiliyor musunuz, 21.yy.’da bir Avrupa şehrindeyiz ve sanki Irak veya Afganistan’daymışız gibi füzelerle vuruluyoruz? Fransa BFM
Benim için duygusal çünkü görüyorum ki; Sarı saçlı ve mavi gözlü Avrupalı insanlar ve çocuklar her gün Putin’in füzeleriyle öldürülüyorlar. Helikopter ve roketleriyle. İngiliz BBC
Tüm saygımla söylüyorum, burası Irak veya Afganistan gibi, onlarca yıldır şiddetli çatışma gören bir yer değil. Burası nispeten medeni, nispeten Avrupalı bir şehir. Bu kelimeleri de çok dikkatli seçmek zorundayım. Bunların yaşanacağını düşünmeyeceğiniz bir şehir. Yani bir bakıma insanın doğası. CBS ABD (TV’den yaptığı yayında İstanbul’u Yunan şehri olarak gösteren harita yayınlayan kanal)
Şimdi, Ukraynalılara karşı imkânsız bir şey gerçekleşti. Ve o, gelişmekte olan, üçüncü dünya ülkesi değil. Bir Avrupa ülkesi. İngiliz SKY
Bunlar Suriye’den gelen mülteciler değil, Ukrayna’dan gelen mülteciler. Hristiyanlar, beyazlar, bize kültür olarak çok yakınlar. İngiliz NBC.
“Savaş kapımızda baş gösterip yüzbinlerce Ukraynalı göçmen bizlere sığınmaya başladığında ancak şimdi Suriyeli, Afganlı insanların çektikleri eziyeti, yaşadıkları sıkıntıları anlar olduk” neden diyemiyorlar da söz birliği etmişlercesine onca değişik ülke TV’lerinden aynı itici-ırkçı mesajlar yükseliyor?
Fransa ve İngiltere Hitler’le yaşadığı ırkçılığın getirdiği felaketleri nasıl unutabiliyorlar? ABD ise bugünkü zenginliğini borçlu olduğu ve iki asır boyunca bedava iş gücü olarak kullandığı beş milyonu kötü şartlardan ölen, öldürülen kölelikten ve onu takip eden ırkçılıktan hâlâ neden ders alamıyor?
Esmer, siyahi isen, Müslüman isen sana yapılanları normal karşıladıklarını itiraf ediyorlar. Kendilerini insan, Suriye’den Afganistan’dan gelen insan değil anlayışı bilinç altlarına genetik bir kod gibi işlemiş.
Biz NATO’da bunlarla mı birlikte olup insanlığı kurtaracağız? Adamlar açık açık kim kendisinden kim değil çekinmeden söylüyorlar. 40 yıldır karşı karşıya kaldığımız terör mücadelesinde bize değil teröriste yardım eden mi beni yarın muhtemel bir düşmana karşı koruyacak? Şahsen artık ihtimal vermiyorum.
SİHA’lar hakkında uyarı
Ukrayna, çatışmalarda kullanılıp kullanılmadığı bile belli olmayan Türk SİHA’larını propaganda malzemesi yaparken Batı’dan gelen silahlarla ilgili olarak sessiz kalıyor. Pek dostane olmayan bu tavır sanki Ukrayna’nın Rusya ilişkilerimize soğukluk yaratmak maksadıyla yapılıyormuş görüntüsü veriyor. Türkiye’nin en azında Rus kamuoyuna yönelik “savaş boyunca hiçbir silah sevkiyatı yapılmadığı/yapılmayacağı” yönünde bir açıklaması yerinde olur. Böylece, niyetleri bizi savaşın içine çekilmeye çalışanların oyunları bozulur.
Uyanık Almanya
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla, AB üyeleri en modern savunma silahları ve mühimmatlarını, yani NATO menşeili olanlarını Ukrayna’ya gönderirken, Almanya, Doğu Almanya birleşmesi esnasında envanterine geçirdiği eski Rus ve Doğu Almanya üretimi Hava Savunma ve Anti Tank füzelerini gönderiyor. Haberi veren Alman Medyası örneği “STRELA” gibi omuzdan yerden havaya atılan roketler ile diğer Stinger füzeleri teslim edilmiş. Strela, eski Rus üretimi ve Doğu Alman ordusunda aktif olarak kullanılıyordu. Ancak en az 30 yıldır depolarda duran bu roketler hala etkin olup olmadığı, uzmanların sorduğu 10’ar yıllık teknik bakımı yapılmış mı, tetik ve ateşleme bataryaları ne durumda? gibi sorular cevapsız.
Savaş yaptırımlar ve Türkiye’nin kayıpları
Rusya karşıtı ülkelerin ve özellikle ABD ve AB’nin, Rusya’ya karşı uyguladığı ve uygulayacağı yaptırımlardan dolayı ülkemizin uğrayacağı kayıpları, yaptırımları uygulatan ülkelerin tazmin etmelerini isteyebiliriz.
Aynı şekilde Rusya’nın başlattığı savaştan dolayı Rusya ile olan ilişkilerimizden doğan kayıpları da Rusya’nın tazmin etmesini talep edebiliriz. Tabi bu talepler buraya da yazdığım şeklide yapılmaz ama Devletler arası ilişkilerde bu talepleri karşı tarafa mantıklı bir biçimde aktaracak ve görüşme zemini hazırlatacak diplomatik yol ve usuller vardır.
Başkan Putin’den teşekkür
Başta Kanada olmak üzere SİHA’ların üretimini önlemek amacıyla Türkiye’ye malzeme-cihaz vs. ihraç ambargosu koyan ülkelere, Türklerin SİHA üretimini durdurulması için yazılar yazan değerli Alman, Fransız, Hollanda, ABD ve diğer belirtmeyi unuttuğum ülke yazarlarına, bu yönde TV programı düzenleyen basın mensuplarına, SİHA’ların tasarımcısı Selçuk Bayraktar’ın Amerikan Massachusette Teknoloji Enstitüsü’ne, hocası olmaktan utanıyorum diyen çok değerli, ileri görüşlü Amerika-Avrupa melezi Akademisyen dostuma, böyle kıymetli bir Akademisyeni bünyesine alan Enstitü Yönetimine, en samimi teşekkürlerimi sunmak isterim. Sizler olmasaydınız belki şu anda Ukrayna’nın elinde Rus Ordusunu çökertecek sayıda SİHA’lar olacak ve koca Rus Ordusu Libya’da Hafter-Macron ittifakının, Karabağ’da Ermenistan’ın durumuna düşecektik.Siz doğal müttefiklerimize ne kadar minnettar olduğumu anlatamam.
Var olun, sağ olun…