Mustafa ALBAYRAK
1986 İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. Yurdun çeşitli yerlerinde hâkimlik ve savcılık yaptı. 1998 yılından 2011 yılı şubat ayına kadar Yargıtay tetkik hâkimliği görevinde bulundu. 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçilmiş olup halen bu görevine devam etmektedir. Hukuki konularda uygulamaya yönelik mesleki makaleleriyle TCK ve CMK el kitapları mevcuttur.
Geçen günlerde medyaya yansıyan bir haber üzerinde acaba yeteri kadar düşünüldü mü? Evet, düşünenler olmuştur. Ancak birçok kişi bu gibi olayların başkalarının başına gelebilecek olduğunu düşünür. Aynen depremlerde olduğu gibi. Haberin içeriği kısaca şöyleydi “Aracına aldığı işçisiyle birlikte trafik kazası yapan sürücü, sakat kalan işçiye 1 milyon 270 bin lira tazminat ödeyecek, bu miktar faiziyle birlikte 1 milyon 500 bin lirayı buluyor.”
Görüldüğü gibi çok yüksek bir rakam. Asgari ücreti 800 lira olan birisinin 156 yıllık gelirine denk bir meblağ. Tazminat miktarları her zaman bu kadar olmasa bile çok yüksek meblağlara ulaşabiliyor.
2012’de, taksirli suçlara bakan Yargıtay ilgili ceza dairesinin sonuçlanan 29 bin dosyanın yaklaşık yüzde 70’ini ki 20 bin dosya eder trafik kazası sonucu oluşan ölüm ve yaralanmalar oluşturmaktadır.
Çoğu zaman failler oluşan kazada kusurlarının olmadığını veya daha az kusurlu olduklarını tanık beyanlarındaki çelişkiler dolayısıyla ortaya koyamadıkları için ceza ve tazminattan kurtulamıyorlar. Çok az kimsenin imdadına MOBESE veya özel güvenlik kameraları yetişiyor.
Bu kadar ağır sonuçları olan trafik kazalarında sağlıklı ve adaletli bir sonuca varmak için her türlü kuşkudan uzak, kesin delillerle olayın ortaya konması gerekir. Bunun için de dava konusu kazaların kamera veya karakutu gibi teknik cihazlarla tespiti gerekmektedir. Olayı görmeyen yargı mensupları, sanık savunmaları, tanık beyanları ve bilirkişi incelemeleriyle bir sonuca varmaya çalışmaktadır. Bunun zor olduğu tahmin edilebilir. Araçlara kamera veya karakutular gibi cihazların takılması için yasal ve teknik altyapı hazırlanmalıdır.
Böylece mahalli mahkeme ve temyiz incelemesini yapan Yargıtay’ın işi kolaylaşır. Bu görüntü ve kayıtlarla birçok dava daha kolay ve kesin nitelikte karara bağlanmış olur. Karakutuların şimdiye kadar takılmamasının birçok sebebi olabilir, bunlardan belki en önemlisi, özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi olarak düşünülmüş olabilir. Bu düşünce de doğrudur ancak bunun da çözümü vardır, bu cihazların isteğe bağlı olarak kayıt yapması düşünülebilir. Kaldı ki George Orwell’in ‘1984’ romanındaki ‘Tele Ekran’ı, 1984 yılında olmasa bile günümüzde çoktan gerçekleşmiş durumda. MOBESE kameraları, apartman, asansör, site ve iş yeri güvenlik kameraları, kullanıcı farkında olmasa da kayıt yapan ve görüntü alan bilgisayar kameraları, iddia aşamasında olsa bile akıllı televizyonlar düşünüldüğünde araçlara karakutu takılmasının ne kadar masum bir olay olduğu anlaşılır. Sakıncayı gidermenin bir diğer tedbiri ise yasal düzenleme ile kayıtların kabahatlerde (hız limitini aşma, ışık ihlali, park yasağına uymama gibi) değil, suç oluşturan olaylarda kullanılmasının kabul edilmesidir.
Bu sistemde (cihazda), araçların bir kısım arızalarını gösteren, sinyal bilgileri, ön ve arka çevre görüntülerini kaydeden kamera özelliklerinin bulunması gerekir. Günümüzde insanlar bireysel çabaları ile kısmen bu sistemi kurmaya çalışmaktadırlar. Okul servislerinde zorunlu bir uygulama olmasının ne kadar faydası olduğu tecrübe ile öğrenilmiştir.
CEZADAN KURTULMA
Ceza davası yönünden sürücü kurallara uyduğunu, kusurunun olmadığını bu görüntü ve bilgiler sayesinde ispatlayıp sorumluktan kurtulabilir. Tali kusurlu olduğunun anlaşılması halinde ise hakkında daha az cezaya hükmedilecektir. Taksirle ölüm ve yaralama ile sonuçlanan olaylarda ceza 2 yıldan 22 yıl 6 aya kadar çıkabilmektedir. Yeni ceza sistemimizde taksirli suçlarda kusurun azlığı nedeniyle indirim öngörülmemiştir. Bunun yerine fail az kusurluysa cezanın alt sınırdan verilmesi, hapis cezasının paraya çevrilmesi, ertelenmesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümler uygulanmaktadır.
CEZASIZ KALMAMALI
Tazminat davası yönünden ise kişinin kusursuz bulunması halinde sorumluluktan kurtulacak veya kusurun azlığı oranında tazminat miktarından indirim yapılacaktır.
Trafik kurallarına uymayan, kural ihlali yapanların kimlikleri daha kolay tespit edilebilecektir. Herkesin başına gelen veya gelmesi çok muhtemel bu gibi olaylarda suçlular cezasız kalmayacaktır. Çünkü yolların sadece kendilerine ait olduğunu düşünen insanlar az değildir. Bu cihazlara yapılacak kayıtlar sayesinde suç işleyenin kimliği tespit edilebilecek, saldırıya uğradığı halde birçok kere sanık durumunda olan kişi gerektiğinde meşru müdafaadan yararlanarak ceza almaktan kurtulacaktır.
Trafik polisleriyle yaşanması muhtemel polemiklerde kişi kendi haklılığını ispat edebilecektir. Çok defa görüntüler ortaya çıkınca önceden söylenenler ile gerçeklerin uyuşmadığı görülmüştür.
DAHA DİKKATLi OLMA
Karakutular ve kameralardan elde edilen görüntüler yukarıda belirtildiği gibi kişinin kendisine yarar sağladığı gibi, bu görüntüler bir başkasının haklılığının ispatında ona da yardımcı olacaktır. Sigorta şirketleri hasar ve kusur oranları konusunda daha net bilgilerle hareket edeceklerdir.
Trafik kazalarından doğan cezai ve hukuki uyuşmazlıklar azalacak, mahkemeler daha az sürede daha çok doğru karar verecek ve her şeyin apaçık göründüğü ve anlaşıldığı bir durumdan herkes hakkına razı olacaktır. Sürücüler araç kullanırken daha dikkatli ve özenli olacaklardır.
Kısaca, televizyonlarda seyredilen MOBESE görüntülerindeki kazalarda kimin kusurlu olduğu açıkça anlaşıldığı gibi araçların karakutuları da bu yönde yargıya yardımcı bir fonksiyon icra edecektir. Bunun için araçlara bu cihazların taktırılması teşvik edilmeli, yeni piyasaya çıkacak araçlarda bu gibi cihazların bulunduğu araçlar alıcılara bir seçenek olarak sunulmalıdır.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024