Cevat ÖNEŞ
1942 yılında doğdu. İstanbul Erkek Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra MİT’e girdi. Yurtiçinde ve yurtdışında pek çok önemli görevde bulundu, 1989- 1991 yılları arasında Diyarbakır Bölge Başkanlığı yaptı. Sönmez Köksal’ın MİT Müsteşarlığı’na gelmesinin ardından Psikolojik İstihbarat Başkanlığı görevine getirildi. Köksal’ın yönetiminde MİT’in sivilleşmesi sürecinin aktörlerinden biri oldu.
En kıdemli ‘Başkan’ olarak bazı dönemler Köksal’a vekâlet etti. Şenkal Atasagun’un müsteşarlığı döneminde bir süre Personel Başkanlığı yaptı. 2000’de İstihbarattan Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı’na terfi etti. 2005’te 64 yaşında emekli oldu.
Gezi Parkı direnişi, Cumhuriyet tarihinde, yeni bir sürecin ‘milat’ı olma özelliğini şimdiden kazanmış bulunuyor. Tarihsel gelişmeleri soyut kavramlarla perdeleyerek, kitlelerin dinamizmine, yaratıcılığına kepçe vuran siyasi yaklaşımlar ve uygulamalar karşısında, ulusal ve küresel toplumsal dinamiklerin ortaya çıkardığı, dayatmakta olduğu değişim ve hak talepleri potansiyelinin, yeni güçlerini de sergilemesi bakımından, olağan üstü bir deneyim fırsatı sundu.
Öncelikli görev
Kapitalizmin, küresel finans ve ekonominin, neo-liberal sistemin küresel hegomanyasının güç kazanmakta olduğu bir süreçte, ülkelerin karşılıklı bağımlılıklarının ortaya çıkarmakta olduğu çok ciddi sorunlara rağmen, insanlığın kazanımları olarak içselleştirilmekte olan evrensel değerleri yakalamaya çalışan, yeni güç dinamiklerinin gelişimi, ‘eşitlikçi’, ‘özgürlükçü’, ‘insani’, ‘çoğulcu demokrat’ bir toplum ve dünya yaratılması umutlarını ve çalışmalarını da güçlendirmektedir.
Gezi Parkı direnişinde; faiz lobisinin, ülkeler arası, bölgesel çıkar çatışmalarının, iç politika hesaplarının, terör örgütlerinin, provokatörlerin vs. etkileme çalışma ve niyetlerinin bulunması gerçeği/ihtimali üzerinde durulması tartışmasız çok önemlidir.
Keza, devletin varlığı, ülkenin ve toplumun çıkarlarının ve güvenliğinin sağlanabilmesi için, ihtiyaç duyulan çalışmaları yapabilecek kurumsal yapıların oluşturulması hususları, büyümekte olan Türkiye’nin öncelikli görevlerindendir.
Hak talepleri
Ancak bu durum; toplumsal olan, küresel dinamiklerle de kesişen, statükodan rahatsızlık duyan, büyürken yeni bir elbise giymek isteyen, güçlenirken farklı-renkli yaşam şartlarını da benimseyebilen, benliğine ve haysiyetine hassas, özgürlüğüne-eşitliğine öncelikle önem veren, moral-estetik dünyası zengin, sosyal medya ile iletişimi güçlü, 15-30 yaş arası yeni bir genç neslin beklentilerini açığa çıkarmıştır.
Yapılan araştırmalar ve ortaya çıkmakta olan veriler, meselenin sadece ağaç, çevre meselesi olmadığını göstermektedir. Bireysel ve toplumsal özgürleşme ile otoriterliğe karşı çıkış, çoğulcu-katılımcı yönetişim, dilden davranışlara etik-estetik yenilişim, siyasetin tüm farklılıkları kucaklaması gibi nitelikli hak talepleri çıtasını, olması gereken şekilde yükseltmiştir. Bu arada, söz konusu gelişmelerin bir birikim sonucu, güvenlik kuvvetlerinin orantısız müdahalesinin tetiklemesiyle gelişme kaydettiği hususunun, değerlendirmeler içerisinde dikkate alınması önem kazanmaktadır.
Güçlü bir ses
Osmanlı’nın devamı olan Cumhuriyetimiz, tarihsel ve toplumsal devamlılığı sağlaması, yarattığı yeni devlet, ortaya çıkardığı yeni dinamikler ve sağladığı moderniteyle tartışmasız önemli bir süreci başlatmıştır.
Fakat laik-Kemalist zihniyet ve uygulamayla Türk-İslam senteziyle şekillenen merkez siyaset yapılaşmasında, bazı farklılıklara rağmen, günümüze kadar devam ede gelen saflaştırma/ayrıştırma siyasetlerinin ve pratiklerinin yarattığı sonuçlar, Türkiye demokrasisine nitelik ve derinlik kazandırılmasında, önemli engeller yaratırken, çözümleri güç sorunları ve riskleri karşımıza çıkarmıştır.
Özetle ifade edersek; vesayetçi, eksik ve nitelikli olmayan demokratik sistemler ile zihniyetlerin ürettiği Türkiye siyasetleri, küresel ve toplumsal gelişme dinamiklerini ve hak taleplerini, yeterince değerlendiremedikleri için, darbeler, toplumsal çatışmalar, ekonomik-sosyal eşitsizlikler gerçeği ve yarattıkları sonuçlar, hayatımızı esir almıştır. İşte, Gezi Parkı direnişi, ifade edilmeye çalışılan negatif gelişmelere dur diyen, 10 yılı aşan ekonomik büyüme ve demokratikleşme süreçlerinde, ‘eşitlik’, ‘özgürlük’, ‘katılımcılık’, ‘adalet’, ‘etik-estetik’, ‘paylaşım-dayanışma’, ‘siyasetler üstü davranabilme’ taleplerinin önemine, aciliyetine ve kaçınılmazlığına işaret eden, güçlü bir sestir.
Eşit vatandaşlık
15 Haziran akşamı, şiddet kullanımını reddeden direnişin sonlandırılması için başlatılan müdahalenin niteliği ile Türkiye siyasetlerinin, direnişin sebep-sonuç bağlantılarından çıkarabilecekleri derslerin neticeleri, genel demokratik gelişim süreçlerini etkilemesi bakımından önemi haizdir. Çözüm (Barış) sürecinin bilinen hassasiyeti ve önemi çerçevesinde, gündemde yokmuş gibi, sanki mesele bitmiş gibi bir hissiyat oluşturmasının, doğru olmadığı hususu, çıplak gözle de değerlendirilebilecek bir gerçekliktir.
Tekraren, altını çizerek bir Türkiye gerçeğini, anlatmak ve anlamak durumundayız: Küresel dinamiklerle, evrensel değerlerle kesişen, Türkiye toplumsal gelişme-değişim dinamiklerinin yaratmakta olduğu meşru hak talepleri, ancak ve ancak çoğulcu, katılımcı, eşit vatandaşlık, insani, nitelikli demokratikleşme ve siyaset üretimleriyle karşılanabilir ve sonuç alıcı çözümler ortaya çıkarılabilir.
Temel sorunlar
2000’li yıllardan itibaren güçlenen muhafazakâr-demokrat orta sınıfın evrimine paralel olarak, yeni gençlik kesiminin ideolojiler, siyasi partiler üstü, katılımcı arayışlarının ortaya çıkardığı, tabloda, Türkiye demokratlarının katılımıyla ortaya çıkarılabilecek bir nitelikli Demokrasi Cephesi asgari müşterekliği, sanıyorum çözüm süreci içerisinde, Türkiye’nin tüm temel sorunlarını çözebilecek, etkili ve tek anahtardır.
Çözüm sürecinde, Ak Parti iktidarının, ortaya koyduğu ‘irade’nin önemi tarihi değerdedir. Meselenin, Türkiye’nin nitelikli demokratikleşme sürecine devamlılık ve kurumsallık kazandırılabilmesiyle olan doğrudan ve ayrılamaz bağlantıları dikkate alındığında, başlatılan seçim sürecinde, öncelikle Ak Parti iktidarının ve diğer siyasi aktörlerin politikalarının nitelikleri, muhtemel riskleri etkileyici sonuçlar ortaya çıkarabilecektir.
Çözüm sürecinde:
- Siyasi iktidar, BDP-PKK ekseni arasında devam ettirilen çalışmaların stratejik boyutta, somutlaştırılarak kurumsallaştırılması,
- BDP’nin, meşruiyet taşıyan siyasi, hukuki yapısının, temel aktörler arasında, gelişme kaydetmesi,
- Parlamento’nun demokratikleşme çalışmalarında ihtiyaç duyulan rolünü üstlenmesi,
- Siyasi iktidarın Yol Haritası ile en geniş siyasi işbirliği ve dayanışma ihtiyacının somutlaştırılması,
- Yeni Anayasa inşası sürecinde, nitelikli demokratikleşme şartlarının geliştirilebilmesi
için ihtiyaç duyulan yol temizliğini yapılması,
- Toplumsal desteği geliştirici çalışmalara süreklilik kazandırılması,
- Seçim sürecinde bu hassas konunun, iç politika malzemesi olarak kullanılmaması, gibi bazı temel konulara şeffaflık ve hayatiyet kazandırılması hususları, önemlerini artırarak korumaktadır.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024