Mehmet Gün
1956’da İstanbul’da doğdu. 1977-83 Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim ve sanat felsefesi okudu MA (Master of art) yaparak mezun oldu. 1986-87 DAAD Berlin Sanatçı Programı’na davet edildi. 1991-1994 arasında resim, fotoğraf ve sanat felsefesi üzerine denemeler yazdı. İlk sergisini 1978 yılında Viyana’da açan Mehmet Gün, bugüne kadar dünyanın çeşitli yerlerindeki önemli sanat galerilerinde ve müzelerinde yapıtlarını sergiledi. Yapıtları 2011 yılında Hatje Cantz Yayınevi’nde kitap olarak yayımlandı (ilk Türk sanatçısı olarak). 2013 yılında Hatje Cantz yayınevinde bir kitap daha hazırlayan Gün, bu yeni yapıtlarını sanat kariyerindeki en önemli değişim noktası olarak görüyor.
Geçtiğimiz aylarda İsviçre’de Basel Müzesi’nde Picasso’nun bir retrospektif sergisi açıldı. Günümüzde bir retrospektif Picasso sergisi kimilerimiz için pek de bulunmayacak bir olay değil... Ama benim bu sergi üzerine yazmamın birinci sebebi Picasso sergisinden çok, Basel Sanat Müzesi’nin Picasso ile olan ve 1967 yıllarına varan serüvenidir. Bu serüvenin içindeki kültürel, eğitimsel ve belki de örnek olabilecek gerçekten yaşanmış bir zaman. Özellikle ülkemizde büyük bir potansiyelle artan sanat pazarımız ve çağdaş yaşama uydurmaya çalıştığımız sanat politikamız için sanırım düşündürücü ve yapıcı bir örnek olabilir.
HALK DESTEĞİ
1967 yılında Basel Müzesi bir hareket başlatır, kendi koleksiyonuna iki adet Picasso almak ister. İstenilen yapıtlar Picassonun ilk dönemlerine aittir ve o zamanki fiyatı 2.5 milyon franktır. Müzenin böyle bir tutarı tekbaşına karşılaması olanaksızdır. Birkaç genç ellerine küçük sepetler alıp müzenin bu yapıtı alması için bağış toplamaya çıkarlar.
Basel halkı bu harekete inanilmaz bir çabuklukta ve tutkuya karşılık verir. Her kesimden Baselli vatandaş cebinden kendi verebileceği kadar bir miktarı bu sepetlere atar. Çok kısa bir zaman içinde İsviçre’nin tümüne yayılır bu hareket: Basel Sanat Müzesi’nin Picasso’nun bir yapıtına sahip olması için. Sonunda iki üç haftalık kısa bir sürede 2,5 milyon İsviçre frankı toplanır ve müze Picasso’yu alıp koleksiyonuna dahil eder. Ama bu serüven bununla bitmez.
PİCASSO’NUN DAVETİ
Bu olayı duyan Picasso çok etkilenir ve çok yakın bir fotoğrafçı arkadaşı Kurt Wyss yoluyla Basel Müzesi’nin müdürünü atölyesine devlet eder. Müze müdürü Franz Mayer çekingendir, atölyeye girerler, az sonra Picasso gelir, çok nazik bir şekile onları karşılar ve onlara ışıkları hazırlar. İki büyük yeni yaptığı resmi yan yana koyar ve seçin birini der. Seçilecek bu yapıt Picasso’nun Basel Müzesi’ne bir hediyesi olacaktır. İki adamda şaşkınlık içinde hangisini seçelim derken, Picasso’nun karısı Jaqline Picasso girer içeri ve söze karışıp: “Pablo bu iki resim birbirini tamamlıyor neden ikisini de vermiyorsun?” der. Picasso da büyük olgunlukla tabii der ve gösterdiği iki resim de Basel Müzesi’ne hediye eder. Tüm bu olaylar bir hareket başlatır Basel’de.
KÜLTÜR ANLAYIŞI
Picasso’nun modelliğini yapmış ve koleksiyoner olan Angela Rosengart kendi koleksiyonundan bir Picasso da o hediye eder ve son olarak Villa Schöneberg’in sahibi Maja Schacher de Picasso’nun çok güzel bir kübist yapıtını verir Basel Müzesi’ne. Bu olayı yazarken bile şimdi düşünüyorum; 1967 yılında nasıl bir eğitim, nasıl bir sanat anlayışına sahipti ki bu ülke, sanatın bir ülkenin çağdaş ve kültürel olarak yükselmesi için ne denli önemli olduğunun farkındaydı? Tabii ki bir sanat yapıtına kişisel olarak sahip olabiliriz ama ülkenin bir sanat yapıtına sahip olması o ülkenin çağdaş kültürüyle bir bütündür. Bunu birbirinden ayıramayız. Kişisel olarak birşeylere sahip olmamız, toplumumuzun veya ülkemizin sahip olması anlamına gelmez. Bugün Basel Müzesi dünyaca en önemli Picasso koleksiyonuna sahiptir. Bu Picasso sergisi biz ve ben arasındaki farklı gerekliliğin öneminin çok güzel yaşanmış bir örneği kanımca. Sahip olmanın ötesinde paylaşabilmenin kültürel ve eğitimsel önemi.
İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024