Prof. Dr. Ayhan Aydın
Ankara ve Hacettepe üniversiteleri mezunu olan yazar, İngilizce ve eğitim bilimleri alanında yükseköğrenim görmüştür. Doktora öğreniminden sonra, Hacettepe Üniversitesi’nde bir süre part-time öğretim üyesi olarak çalışan Aydın ayrıca Anadolu, Gazi ve Bahçeşehir üniversitelerinde dersler vermiştir. Halen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi ve aynı zamanda Eğitim Yönetimi, Teftişi Planlaması ve Ekonomisi Ana Bilim Dalı başkanı görevinde bulunmaktadır. Felsefe Düşünce Tarihi, Eğitim Psikolojisi, Yaşama Sanatı, Eğitim Sevgidir, Yaşadığımız Dünya, Hayat Neden Güzeldir, İnsanca Varolma Sanatı, Eğitim Hikâyedir ve Sınıf Yönetimi kitaplarının yazarı olan Aydın kendini kısaca yaşamsever olarak tanımlamaktadır.
ÖSYM, 1 Temmuz Pazartesi LYS-5 sınavından 7 gün sonra sınav sonuçlarını açıklayarak bu alanda rekor kırdı. Ancak ÖSYM bu defa illerin başarı sırasını vermeyerek ve ayrıca toplam 5 LYS testinin her birinden “0 alan aday sayısını açıklamayarak” bazı bilgileri saklamayı tercih etti. Oysa sınav sonuçlarının yansız bir biçimde duyurulması, bu konuda akademik çalışma yapan uzman ve araştırmacılar için yaşamsal önem taşımaktadır. Ayrıca bilgi paylaşımı; hesap verebilirlik, saydamlık, nesnellik, bilimsellik gibi yönetsel ve etik ilkeler açısından zorunludur. Bu durumda, eksik bir veri tabanıyla yapılacak yorumlardan ilki, ÖSYM’nin düşen akademik başarı ortalamalarını saklamayı tercih ettiği şeklinde olabilir. Öte yandan bu yıl 851.000 adayın LYS’ye girmesine karşılık üniversitelerde 908.000 kontenjan bulunması manidardır. Başka bir anlatımla kontenjan sayısı aday sayısından çok olduğuna göre, bu yıl üniversitelerde en az 57.000 kontenjan boş kalacak olmasına rağmen, sınava giren adayların tümü başarılı sayılacaktır.
Birkaç yıl beklemek
Gerçekte üniversitelerde arzın talepten fazla olmasının kaliteyi nasıl etkileyeceğini görmek için diğer sektörlere bakmak yeterli olmuyorsa, birkaç yıl beklemek “öğretici” olabilir. Doğrusu hiçbir eğitim planlaması yaklaşımıyla (toplumsal talep, insan gücü planlaması vb.) ve akademik ilke ile açıklanamayacak kolay üniversite açma politikalarında da, yolun sonuna gelindiğini, en acımasız öğretmen olan zaman, bize yakın bir gelecekte öğretebilir.
Bu bilgilerin ışığında Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı “YGS” sonuçlarına ilişkin verileri hatırlamak yararlı olabilir.
Eğitimde acı tablo
Tabloda görüldüğü gibi eğitimde “kan kaybı” sürüyor.2010 yılından başlayarak sistematik bir biçimde devam eden düşüşler özellikle Türk dili edebiyatı, matematik ve fen bilimleri alanında düşündürücü ve üzücüdür. Buna göre esasen, 2012 ya da 2013’te üniversiteye giren aday, genel olarak 2010’a oranla daha düşük bir akademik başarıya sahip ise, kalite düşüyor demektir. Başka bir anlatımla bugün geçmiş yıllarda üniversiteye giriş için gerekli olan ortalama puanlar düşüyorsa, üniversite eğitiminin kalitesi en azından “girdi” düzeyinde düşüyor denebilir.
Nitekim LYS sınav sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılabilen bölümü bile, yeterince anlamlıdır. Buna göre Tüm puan türlerinde 500 tam puan alan tek aday bulunmaktadır. Öte yandan MF-1 ‘de 132.000, MF-2’de 86.000, MF-3’de 82.000, TM-1’de 125.000, TM-2’de 101.000, TS-1’de 80.0000, TS-2’de 97.000 kişi 180 puanlık barajı geçememiştir.
Aynı şekilde testlerde örneğin matematikte, 2 soru iptal edildiği için bütün adayların doğru yanıt verdiği kabul edilmesine karşın, ortalama 12.32 düzeyindedir. Doğru yanıtlanma oranı Özellikle fizikte 6.46, coğrafya-1’de 7.61, coğrafya-2’de 4.78, felsefede 7.88 gibi oldukça kaygı verici rakamlara gerilemiştir.
Eğer üniversite sınavları bağıl değerlendirme ilkelerine göre değil mutlak değerlendirme ilkeleri kapsamında yapılmış olsaydı, başka bir deyişle sınavlar sıralama sınavı değil de, başarı testi şeklinde gerçekleşseydi, adayların %80’i sınıfta kalacaktı.
Son söz
Başarısız karne notlarını saklamak ÖSYM’nin son dönemdeki en büyük başarısıdır. Ancak eğitim dünyası kendini sorgulamak amacıyla güçlü bir özeleştiri kültürü geliştiremezse, ÖSYM başarılarına her yıl yeni boyutlar ekleyecektir.
İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024