Doç. Dr. Metin Şenbil
1995 yılında ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden mezun oldu. 1998 yılında aynı bölümde yüksek lisans derecesini aldı. 2003 yılında Kyoto Üniversitesi’nden kentsel ulaşım alanında doktora unvanına hak kazandı; ulaştırma konusunda uzmandır. 2008 yılına kadar Hiroşima Üniversitesi’nde çalıştı. 2008 yılından bu yana Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Arizona Eyalet Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak bulunmaktadır.
Ülkemizin dört bir yanı hızla Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile tanışacağı günü sabırsızlıkla beklerken, şu anki İspanyol Başbakanı’nın da memleketi olan ‘Santiago de Compostela’ kasabasına doğru yol almakta olan YHT’nin rayından çıkarak (şimdilik) 78 yolcunun hayatını kaybettiği, nerede ise iki katının da yaralandığı haberini üzüntü içinde alıyoruz. Unesco tarafından Dünya Mirası da olan bu şirin Galiçya kasabası, Avrupa’da Aziz Yakup’un yollarının birleştiği son nokta olup, 25 Temmuz’larda Aziz Yakup Günü’ne de ev sahipliği yapmaktadır; ezcümle sıradışı bir kasabadır Hristiyan alemi için. Muhtemelen hayatını kaybedenler de Aziz Yakup’un yolunun en nadide incisi olan bu sıradışı kasabanın güzel etkinliğine katılmak isteyenlerdi.
Beklenti teorisi
Tren kazaları da uçak kazaları gibi ilgi çeker, Pamukova faciası çok konuşulmuş ama çabucak da unutulmuş idi. Her bir uçak ya da tren kazası, insanın aklına ister istemez bu tür bir kazada ölmeyi hemen getirdiği için de soğuk terler dökülmesine neden olur, olasılığı çok az olsa bile Daniel Kahneman ve Amos Tversky’nin geliştirdiği Beklenti Teorisi’nin de önemli bir özelliği çok düşük olasılıkların büyütülmesi (ya da abartılması) insani bir davranış olup, karar verme süreçlerine de önemli etkiler yapar. San Francisco’da meydana gelen uçak kazasının bir pilotaj hatası olduğu ortaya çıkmış idi ve bu konudaki şüphelerimiz doğrulanmış oldu. Zira ulaşım sektörü son on yıllarda güvenlik konusunda ciddi iyileşmeler kaydetmiştir. Elektronik haberleşme ve kontrol sistemleri yanında konum ve tarama teknolojileri, dahası sibernetik her türlü ortamdaki ulaşım sistemlerini “normal seyrinde” nerede ise insansız olarak hareket ettirebilme imkanını sağlamıştır. Normal seyrinde denildiği zaman havayollarında seyir irtifasındaki seyir, denizyollarında liman dışı seyir, demiryollarında ise düz kesitlerdeki seyir alaşılmalıdır. Ne zaman ki bir uçak havalimanına inişe geçer ya da kalkmaya hazırlanır, ne zaman ki bir gemi limana yanaşır ya da ne zaman ki bir tren gara giriş yapar insan kontrolü gerekir. Dahası ne zaman ki bu ulaşım araçları manevra yapmak durumunda kalır, insan kontrolü yine gerekir. İnsan kontrolü kimi zamanlarda pasif, kimi zamanlarda da aktif olmak zorundadır. Pasif kontrol esnasında gözlem yapılır, müdahele edilir; aktif kontrolde ise hız ve yön, operatör tarafından bizzat kontrol edilir.
Otomasyon ve insan
Demiryolu yolculuklarında dönüşler esnasında hız ve yön (raylar tarafından otomatik olarak verilir) kontrol edilir. Aslında buradaki kontrol yarımdır, insan kontrolü yanında altyapı kontrolü de vardır; bu nedenle operatöre kalan kontrol sadece hızdır. Demiryollarında hız, rayların dönüş açıları ile birlikte değişir, kesitlere göre ayrılır. YHT’nin işlediği konvansiyonel hatlarda (min. 200 km/s.) daha sık olan dönüşler, yüksek hız hatlarda (min. 250 km/s.) azalır. Velhasıl, (yarım) aktif kontrol gerektirdiği için dönüşler, yüksek hızlı trenlerin güvenlik açısından önemli bir kalemini oluşturmaktadır. Nitekim İspanya kazası bir dönüş esnasında olmuştur ve 78 masum insan hayatını kaybetmiştir.
106 kişi ölmüştü
Uzunca bir süre yaşadığım dünyanın en güvenli tren işletmeciliğinin yapıldığı Japonya’da, 2005 senesi’nde, Kuzey Kyoto ile Osaka arasında yolcu taşıyan konvansiyonel hatta meydana gelen kaza da bir dönüş esnasında olmuştur. Zaman tablosuna uymak için hız azaltılması (ile yarım aktif kontrol yapılması) gereken kesitte, azaltmaya gitmeyen genç sürücü (rayların vermiş olduğu moment ile trenin hızla hattan çıkması sonucu) kendi hayatı yanında 106 kişinin ölümüne neden olmuştur.
Buradan nereye geleceğiz? Şurası önemlidir: İnsan hata yapar, önemli olan bu hataları meydana getiren riskleri en aza indirmektir. YHT’leri büyük coşku ile selamladığımız şu günlerde önümüzde duran önemli bir görev bu hatlardaki riskleri yeniden gözden geçirmektir. Hatlarda dönüşler ne kadardır? Hız kontrolü yapılması gereken kesitlerin sayısı ve iki nokta arasındaki yoğunluğu nedir? Bu konuların en ince ayrıntısına kadar etüd edilmesi gerekmektedir. Aksi halde Japonya’da, İspanya’da; hadi uzağa gitmeye gerek yok Pamukova’daki gibi bir kaza bizleri gelecekte bekliyor.
Bu bize bir uyarı
Kamulaştırmalar, kimi zaman davalar, diğer zamanlarda hassas ve korunması gereken, imtina edilmesi gereken bölgeler; öncelikle topoğrafya, zemin özellikleri dikkate alınarak “ofiste” çizilen hatların sonradan değişmesine neden olmaktadır. Burada iki yönlü önemli bir sorunun cevaplanması gerekmektedir: Güvenlik dikkate alınarak tasarlanan hatlarda sonradan meydana gelen değişimlerin seyir güvenliğini ne kadar tehdit ettiği ve bu değişimlere neden olan sebeplerin, güvenlik zaafiyeti karşısında ne kadar değişmez olduğudur? Sadede gelelim. Daha birçok hat planlama ve proje aşamasında iken, Türkiye’nin dört bir yanını bağlayacak ve yeni ekonomiye adım atmamızı sağlayacak YHT hatları’nın güvenlik risklerini en aza indirmemiz için İspanya bir uyandırma servisi telefonudur.
İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024