Dr. Reyhan PÜTÜN
1952 yılında Eskişehir’de doğdu. 1979 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1985 yılında Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı oldu. Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji ABD de 3 yıl öğretim Üyeliği yaptı. 1992-1996 yılları arasında Eskişehir-Bilecik Tabipleri Odası Başkanlığında bulundu. Halen Eskişehir Devlet Hastanesinde çalışmakta olup Anadolu Üniversitesi AÖF Felsefe Bölümü öğrencisidir.
Ütopya Yunanca’da “ou” ve “topos” sözcüklerinin bileşiminden oluşmuştur. “Ou” olmayan, “topos” ise yer anlamına gelir. Yani “olmayan yer” demektir ütopya. Ortaçağın karanlık ve baskıcı ortamında evrensel zenginlikler bir avuç feodal aristokratın elinde toplanıyor, insanlar yarı köle biçiminde emeklerinin karşılığını alamadan bu derebeylerine hizmet ediyor, bireysel özgürlükler, toplumsal adalet ve hak arayışları yok sayılıyordu. Bu kaos ortamında özgür, adil ve herkesin mutlu olduğu bir toplumsal düzen özlemine ilişkin eserler verildi. Bunların arasında en önemlileri Thomas More’un (1478-1535) Ütopia, Tommaso Campanella’nın (1568-1639) Güneş Ülkesi ve Francis Bacon’un (1561-1626) Yeni Atlantis adlı eseridir.
Platon’un düşü
Aslında ilk ütopik devlet örneği önce Platon tarafından herkesin bildiği “Devlet” adlı eserle İsa’dan önce verilmiş, toplumun iki üst katmanını (yönetici ve asker sınıfı) içine alan bir sosyalizm düşlenmişti. Thomas More ise eserinde tümüyle sınıfsız bir toplum düşünmüş eşitlik ilkesi uyarınca özel mülkiyeti yasaklamıştı. Tüm dinlere ve dinsizlere aynı sevgi, saygı ve hoşgörü içinde yaklaşmış, savaştan özenle kaçınmıştır. Campanella, mevcut devlet yapısı karşıtlığı nedeni ile yaşamının 27 yılını tutuklu geçirmiş, eserinde o da mal, mülk, kazanç ayırımına karşı çıkmış, ülkenin dünya görüşüne bilim ve felsefeyi egemen kılmıştır. Devletin başına ülkenin en bilge kişisini geçirmiş, ideal toplum düzeninin doğayla uyumlu olmasını şart koşmuştur. Ülkede çarşı- pazar alışverişini ve para kullanımını kaldırmıştır. Her iki düşünürde çalışma saatleri 4-6 saatle sınırlandırılmıştır. Bacon ise yapıtını “bilim toplumu ütopyası” üzerine kurgulamış her şeyin din üzerine kurulu olduğu Ortaçağ’ın Hıristiyan devlet tasarımına bir alternatif sunmuştur.
Sağ olun çocuklar
Söz konusu yazarlar kendi ütopik devletlerini yaratıp, kendi ütopyalarını kurarken ülkelerinin içinde bulunduğu toplumsal açmazlardan siyasi düzensizliklerden etkilenmişler, Rönesans ruhuna uygun, hoşgörüye ve bireyin özgürlüğüne dayalı, sanatın ön plana çıktığı, içinde sevgi saygı odacıklarının bulunduğu, mutluluğu ön planda tutan insana yakışan yaşam alanları oluşturmuşlardır.
Tüm bu ütopyalar Gezi Parkındaki isteyenlere ücretsiz kitap temin eden imece usulü oluşmuş kütüphanelerin yapımını... Çocuklara boyama yaptırılıp eğlenme ve eğitimi birlikte yürüten atölyelerin oluşumunu... İçinde gönüllü hekimlerin çalıştığı dertlere derman, yakınmalara çözüm arayan revirlerin kurulmasını... Sadece hizmet odaklı, insanlık için bir şeyler yapabilmenin telaşı içindeki ücretsiz çay, kahve ve kahvaltı dağıtımını... Sırtında çuvallarla gezi parkına yiyecek içecek taşıyan geçek sanatçıların varlığını bizlere 500 sene önceden muştulamışlardır... Kimsenin ön plana çıkmadan sadece dayanışmanın var olduğu insanca, pek insanca davranışların bütünü ve de gezi parkının gerçek kahramanları, bizlere insan olmanın onurunu bir kez daha yaşatmışlardır.
Sağ olun çocuklar, sağ olun... Sen çok yaşa Ütopya!..
Not: Bilimsel bilgiler Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Yayınlarından Modern Felsefe-1 ders kitabı esas alınarak aktarılmıştır.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024