Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prof. Dr. Ayhan AYDIN

Ankara ve Hacettepe üniversiteleri mezunu olan yazar, İngilizce ve eğitim bilimleri alanında yükseköğrenim görmüştür. Doktora öğreniminden sonra, Hacettepe Üniversitesi’nde bir süre part-time öğretim üyesi olarak çalışan Aydın ayrıca Anadolu, Gazi ve Bahçeşehir üniversitelerinde dersler vermiştir. Halen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyesi ve aynı zamanda Eğitim Yönetimi, Teftişi Planlaması ve Ekonomisi Ana Bilim Dalı başkanı görevinde bulunmaktadır. Aralarında Felsefe Düşünce Tarihi, Eğitim Psikolojisi, Yaşama Sanatı gibi eserlerin bulunduğu toplam 10 yayımlanmış kitabı bulunan Aydın kendini kısaca yaşamsever olarak tanımlamaktadır.

Haberin Devamı

Bu makalede PISA, SBS ve YGS sonuçlarına yer verilecek ve ‘akıllı adama lafın tamamı söylenmez’ özdeyişinden hareketle yorum okuyucuya bırakılacaktır.
PISA sınav sonuçlarına göre (PISA; katılımcı ülkelerin eğitim sistemlerini karşılaştırmak, gelişmişlik ile eğitim ve eğitim ile gelişme arasındaki ilişkiyi değerlendirmek amacıyla düzenlenen uluslar arası sınav) bütün testlerde en başarılı beş ülke Finlandiya, Güney Kore, Hollanda, Japonya ve Kanada’dır. En başarısız beş ülke ise Portekiz, İtalya, Yunanistan, Türkiye ve Meksika’dır.

Eğitim karnemiz


Evdeki kitap sayısı
Başka bir anlatımla ne yazık ki Türkiye bu test sonuçlarına göre, OECD ülkeleri arasında sadece Meksika’yı geride bırakmaktadır. Her üç puan türünde de birinci durumda olan Finlandiya’nın matematikte 541, fen bilgisinde 554 ve okuma becerilerinde 536 puan ortalamasına sahip olduğu hatırlanacak olursa, aradaki fark daha iyi anlaşılacaktır. Bu arada sonuçların düşük olmasının nedenlerini sorgulayan araştırmalara göre; anne babanın eğitim durumu ve ailenin sosyo-ekonomik konumunun başarıyla doğrudan ilişkili olduğu görülmektedir.
Üstelik evdeki kitap sayısı ile test sonuçları arasında bile korelasyon olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan OECD ülkelerinde ortalama sınıf mevcudunun 21.4, Türkiye’de 27.5 olduğuna; ayrıca, öğretmen başına düşen öğrenci sayısının OECD’de 16, Türkiye’de 26.2 olduğuna dikkat çekilmektedir(kaynak: Eurydice).
Bu rakamların ışığında 2013 YGS sonuçlarına bakacak olursak, oldukça düşündürücü bir durumla karşı karşıya kaldığımız görülecektir. Bu konuda ilginç bir nokta da, 2009’da PISA sınavına giren öğrencilerin 2013 YGS sınavına giriyor olmalarıdır. Öte yandan SBS sınavlarında 2010’dan 2012’ye ortalama puanların Türkçede 13.01’den 10,6’ya; fen bilimlerinde 6.76’dan 6.22’ye; yabancı dilde 5.84’ten 4.51’e düştüğünü anımsatalım (kaynak: www.meb.gov.tr).
Matematik ve sosyal bilimler testlerinde kayda değer bir değişiklik görülmüyor. Bu verilere paralel olarak 2010’dan 2013’e YGS sonuçları ise şöyle bir dağılım göstermektedir: Türkçe 21,5’ten 16,5’e; sosyal bilimler 12,4’ten 12,1’e; matematik 12,4‘ten 7,4’e; fen bilimleri ise 4,6’dan 3,5’e gerilemiştir. Bu durum üzücü olduğu kadar düşündürücüdür de. Gerçekte YGS’ nin SBS’ nin uzantısı olduğu; ayrıca, 4 yıl önce SBS’ ye giren öğrencilerin 4 yıl sonra YGS’ ye girdiğini hatırlayacak olursak, ilköğretimde başlayan düşüşün ortaöğretimde de sürdüğü anlaşılmaktadır.

Zihni Sinir projesi!
Özetleyecek olursak toplam olarak 5 testte son 4 yılda yüzde 15,5 gibi oldukça dikkat çekici bir düşüş yaşanmıştır. Her hangi bir yükseköğretim programını seçmek için 180 puan almanın zorunlu olduğunu anımsayarak, rakamlara tekrar bakacak olursak; 2010’da adayların yüzde 82,9’unun; 2013’te ise sadece yüzde 68,3’ünün bu puan barajının üstünde yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durum 2012 yılı ile karşılaştırıldığında bile, endişe vericidir. Buna göre geçen yıl 140 barajının altında kalan öğrenci sayısı 192 bin 921 iken; 2013’te 245 bin 465’ tir. Yine 2012’de 180 puanlık barajı aşamayanların 488 bin 733’ten, 2013’te 572 bin 150’ye yükseldiği görülmektedir. Ayrıca, YDS sınavında da benzer bir durum gözlenmekte ve sınava giren adayların yüzde 90’ının barajı geçemediği anlaşılmaktadır (kaynak: www.osym.gov.tr ).
Demek ki eğitimin ve öğretmenin kalitesini arttırmak dururken, tahtalara güvenenlere akıllı tahtalar da akıllıca yanıtlar verebiliyor.
Son söz: Eğitimde gözlenen bu üzücü tablo için ‘bu durum sadece rakamlar için geçerli, her şey yolunda’ diyenlere; peki bu rakamlar neyin sonucu diye sorulabilir. Ama yüzyılın projesi diye takdim edilen akıllı tahta projesinin adının zihni sinir diye değiştirilmesi de düşünülebilir. Malum, Fatih adı projeye çok büyük geldi...

İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr