Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Barış sürecinde sivil harekete ihtiyaç var
Gülseren Onanç
İTÜ İşletme Mühendisliği Fakültesi’nden 1987 yılında lisans derecesiyle mezun oldu. Michigan State Universitesi’nden İş Yönetimi üst lisans derecesi aldı. Eczacıbaşı, Balsu, Ferrero şirketlerinde üst düzey yöneticilik yaptı. 2000 yılında ilk şirketi GO.4’u ve 2003 yılında Ticketturk’u kurdu. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği, Kagider’in kurucuları arasında yer aldı ve 2007-2010 yılları arasında başkanlığını sürdürdü. Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişim rüzgarı ile CHP’de aktif siyaset yaşamına atıldı. 2010 Aralık ve 2012 Temmuz aylarında yapılan kurultaylarda Parti Meclisine seçildi. Ağustos 2012’den Nisan 2013’e kadar CHP Halkla İlişkiler’den sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı.

Haberin Devamı

Barış, çocuğunu kaybeden binlerce anne babanın çocuklarının boşuna ölmediğine inanmasıdır. Askere gidecek çocukları olanların yüreğine su serpilmesidir. Mardin’den gece çıkıp korkmadan Şırnak’a özgürce seyahat edebilmektir. Güvenlik eksenine sıkışmayan Türkiye’dir.
Barış, Doğu’nun Batı’ya umut olmasıdır. Silahların karanlığında büyüyemeyen ekonominin, barış baharıyla yeşermesidir. Türkiye’nin Ortadoğu’yu kucaklayıp bölgesinin parlayan yıldızı, AB’nin güvenli kıyısı olmasıdır. Türkiye’nin yıllardır süren hastalığından kurtulması, demokrasisi gelişmiş örnek ülke olmasıdır.

DİL ZENGİNLİĞİ
Bölgenin tarihine, kültürüne sahip çıkmaktır. Dünyanın dört bir yanından gelen gençlerin üniversitelerinde tarih, matematik, felfese okumasıdır. Barış inşası, çatışma çözümü kürsülerinin kurulmasıdır.
Çocukların büyükannelerinin dilini öğrenerek kültürünü yaşatabilmesidir. Büyükannelerin torunlarıyla anadilinde anlaşmasıdır. Dillerin zenginliğidir.
Kadınların eşitlik mücadelesini kazanmasıdır. Bütün kızlarımızın okullaşması, meslek sahibi olması bölgesinin yönetişiminde katkı sunmasıdır.
Barış her politikacının toplumuna olan en önemli sorumluluğudur. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen sendika yöneticilerinin talebini Emniyet Müdürü’nün, Vali’nin anlaması, gösteri özgürlüğünün korunmasıdır.
Vatandaşına biber gazı sıkan, gencine zulum eden devlet yerine ona hizmet eden, kucaklayan devletin hakim olmasıdır.
Barış kucaklaşmadır, helalleşmedir.
Mustafa Kemal’in bize öğütlediği ve bizim çocuklarımıza bırakmak zorunda olduğumuzdur. Politikacı olarak memleketimde barışı hakim kılmak üzere çalışmanın benim bundan sonraki nesillere karşı sorumluluğum olduğuna inanıyorum.

ÖNÜMÜZDEKİ ENGEL
Peki bu neden bu kadar zor?
Kadın hareketinden gelen aktivist bir kadın olarak iki yılı aşkın bir süredir siyasetin memleketimizde barışı tesis etmek yerine kutuplaştırıcı, çatışmacı uslubunun barışın önünde bir engel olduğunu gözlemliyorum. Üçüncü döneminde giderek otoriterleşen AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a ve onun karşısında yenilikçi, yaratıcı, barışçı politikalar üretemeyip olumsuz söylem geliştiren muhalefetin siyaset yapmak biçimi ve dilinin iç barışa zarar verdiğini düşünüyorum.

ÖNEMLİ BAŞLANGIÇ
1 Mayıs’ta polis devletin vatandaşlarına karşı uyguladığı terörü görünce; artık aktif bireylerin yeni bir barış sürecini inşa etme sürecine katılmasının şart olduğuna inandım.
İmralı görüşmelerinin sonucunda, PKK nın çatışmayı bırakıp siyasete yönelmesi barış yolunda çok önemli bir başlangıç. Önemli bir eşiği atlayacağız. Şimdi sürdürülebilir barış için yol haritamızı çıkarmak ve uygulamak zamanı. Şimdi demokratik Türkiyeyi hepbirlikte yaşama geçirmek zamanı.
Parlamenter sistem üzerine kurulu, etnisite temelli olmayan, eşit vatandaşlık temelinde, her vatandaşın kendi dil ve kültürünü korumasını, geliştirmesini ve gelecek kuşaklara aktarmasını sağlayan; bireylerin ülke yönetişimine katılımını arttıran, yerel iktidarları ve karar alma süreçlerini güçlendiren bir anayasa yapmak sürdürülebilir barışın temel taşlarından biri olabilir.
TBMM’de kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bugüne kadar geçen 15 ay içinde 40 madde üzerinde uzlaşıldı ve görüşülen diğer 150’yi aşkın madde henüz tam olarak uzlaşılamadı. AKP başkanlık sistemi üstüne kurulu kendi anayasasını dayatması kalıcı barışı tesis etmenin önünde en önemli engel olarak duruyor.
Anayasa Uyum Komisyonu üyesi CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen’in dediği gibi, bu aşamada oluşan son metne sivil toplumun sahip çıkması ve katkı sunarak metnin son haline gelmesini sağlaması yöntem olarak en doğru yol olacaktır.

ORTAK VİCDAN
Toplumda oluşan kutuplaşmayı ortadan kaldırmak ve barışı sürdürülebilir kılmak için yeni bir siyaset yapma anlayışına ihtiyacımız var. 24. dönem parlamentosunda şu ana kadar gelişmeyen partiler arası güveni, dialoğu ve katılımcılığa dayalı bir siyaset anlayışını dengeleyecek bir sivil oluşuma ihtiyaç var.
Siyasi parti temsillerinin sağlandığı, kadınların ve gençlerin etkin katılımının olduğu, barışa sahip çıkacak, yeni bir hareketle ortak aklı, ortak vicdanı yakalayabiliriz. Acılarımızı paylaşabilir, geçmişin bagajlarından arınabilir, bölünme endişelerimizi birlikte yenebilir, ortak bir geleceği birlikte kurgulabiliriz.
Sürdürülebilir, kalıcı bir barış için, meşruiyetini barış söyleminin gücünden alan, siyasetin kısa dönemli hesapları içinde kaybolmayan cesur yeni bir söylem üretebiliriz.
Halkımızın, gencimizin, kadınımızın çocuğumuzun bizden beklentileri olan müzakere ve dialog ile sorunları çözmek ve barışı tesis etmek üzere kurulacak yeni bir sivil harekete hizmet etmeyi bir siyasi parti çatısı altında olmaktan, tarihin bu sürecinde daha anlamlı olacağına inanıyorum.

Haberin Devamı

İrtibat telefonumuz: 0212 337 92 23. Mail adresi:dsazak@milliyet.com.tr