Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

SECİDE TÜMERKAN

Sacide Tümerkan 1976’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olup Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Medikal Bilimler doktorası yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı hizmetinde çalıştı ve emekli oldu.

Kat Mülkiyeti Kanunu, 1960’larda bankacılık ve sigortacılığın gelişmemiş, otomatik ödeme hesaplarının ve kredi kartlarının icat edilmemiş olduğu bir ortamda 5 - 10 daireli apartmanlarda ortak giderlerin ödenmesine bütün kat maliklerinin katılması ve ortak alan bakımının sağlanması için yapılmış ve bunu gerçekleştirmesi için yöneticiye yeterince para toplama yetkisi tanımıştır. Kat maliklerinin kendi aleyhlerine karar almayacakları varsayılarak çoğunluk kararlarını yasal işlemlerde kriter kabul etmiştir.

BİR HAK SORUNU
Oysa kat maliklerinin herbirinin çıkarları uyuşmazlık gösterir ve çoğunluk kararıyla bireyi ihtiyaçları ve ödeme gücü dışında alışverişe zorlamanın insan haklarına aykırılığı yanında bina için gerekli kalıcı bakımın yapılamayacağı açıktır. Çok sayıda daireden oluşan apartmanlarda yönetim kurulu adı altında, gücünü topladığı inanılmaz meblağlardan alan, insan haklarını ve devlet otoritesini önemsemeyen bir zümre oluşmuştur çünkü yönetim kurulunun toplayabileceği para miktarı, oranı, ne için topladığı konusunda bir sınırlama konmamıştır.
Gereksiz masraflarla tahmini bütçe şişirilerek ödenecek aidat arttırılmakta yıl sononunda ise keyfi harcamalar içeren bir bilanço çıkarılmakta ve doğalgaz, su gibi faturalar ödenmeyerek gelecek dönemin bütçesini şişirmekte kullanılmaktadır. Denetim kurulu daha sonra kendisi yönetime gelip ayni yöntemleri kullanacağından olumlu rapor hazırlar ve ibra edilir çünkü yüzlerce kat malikinin tartışıp karar alabilmesi şöyle dursun toplanabileceği bir alan bile olmadığından iki toplantı günü saptanıp ikincisinde kaç kişi gelmişse yeterli sayılır, zaten lojmanların fazla olduğu sitelerde bunları temsil edenler işi bağlar, toplantıya katılan birkaç kişiyle oylama yapılır, kim olduğu belli olmayan birkaç kişi el kaldırır, tutanağa oy birliğiyle kabul edildiği geçer çünkü tutanakları imzalama yetkisini yönetim kurulu ayni yöntemle almış bulunmaktadır.

ŞARTLAR EŞİT DEĞİL
Bu şekilde oluşan kat malikleri genel kurul kararının geçerli olmadığını dava açarak kanıtlamak da kat malikine düşmektedir. Neden kat malikleri toplu olarak karşı çıkmaz? Çünkü bazısı ödeyemiyor görünmekten çekinir, bazısı siteye mal ve hizmet pazarlamaktadır, bazısının dairesini daha iyi fiata satmak için komşuların sırtından dekorasyon yaptırmak işine gelir, lojmanda oturanların demirbaşa ilişkin masraflarını kurumları ödemektedir, üstelik bunların kim olduğu belli değildir. Sitedeki insanlar genelde birbirini tanımaz ortak hareket etmek için iknaya çalışılan kimseler pekala bu sistemden yararlananlar olabilir, ya da ödemeleri geciktirebilmek için site yönetimini kızdırmamak yolunu gidebilir.
Nihayet bir insan evine gelince dinlenmek ister, tanımadığı insanlarla görüşmeye çalışmak, komşuları örgütlemek, çıkarı zedelenecek olanlarla çekişmek, büyük masrafa girerek dava açmak, takip edebilmek için işinden gücünden olmak değil. Üstelik site yönetimi açılan davalarda avukat ücretini, mahkeme masraflarını kat maliklerine ödettiğinden mücadelede şartlar eşit değildir ve bir kez kazanmak bundan böyle işlerin yolunda gideceği anlamına gelmez çünkü yönetim bir zarara uğramamıştır. Bu nedenle çoğunluk çaresizlikten bu duruma katlanmaktadır.

PAZAR BÜYÜK
Çözüm günümüzün teknolojik olanaklarından yararlanarak zorunlu harcamaları genelleştirmek ve bankalarda her apartman için açılması zorunlu kılınacak kredili otomatik ödeme hesaplarına kat maliklerinin paylarına düşen masrafları yatırmalarını, gecikenleri bankanın takibetmesini sağlamaktır. Tabii apartmanın otomatik hesaba ödetilecek doğalgaz, elektrik, su, kapıcı maaşı gibi masraflardan başka binanın sağlamlığı ve can güvenliğine ilişkin harcamaları vardır, ki kat malikleri kararına bırakılmasının mahzurları yukarda belirtilmişti, resmi bir uzmanlar kurulunca saptanmalı, proje için banka kredisi alınmalı ve ödemeler yine bankaya yapılmalıdır. Yönetim kurulunun para toplaması ya da banka hesabından çekmesi yasaklanmalı, hakedişler çekle ödenmelidir. Bazı daireleri ilgilendiren boru patlaması, ortak merdivenlerde, duvarlarda gerekli tamirat gibi acil durumlarda da kat malikinin kişisel ev sigortası ödemeyi üstlenmelidir çünkü pazar büyük, risk azdır.

TEHDİT KONUŞUYOR
İsteğe bağlı masraflara gelince sitelerden önce çıkmış olan Kat Mülkiyeti Yasası bile mecburiyet koymamış, ödemeleri isteyenlere ve yeniliklerden yararlanacak olanlara bırakmıştır (ancak, bu maddeler site yönetimlerince yok sayılmaktadır.) İnsanlar güzel bir çevrede yaşamak istiyorlarsa ve buna maddi durumları elveriyorsa aralarında para toplayarak bu isteklerini gerçekleştirmeleri doğal, sitelerde çok daire arasında paylaşılacağı için kolaydır.
Kat malikleri çoğunluğu da gerekmez, masrafın kolayca ödenebileceği sayıda daire katılıyorsa proje gerçekleştirilir. Çirkin olan, o projeden hiç yararlanmayan insanlardan, hali vakti iyi olmayan, kendi kişisel ihtiyaçlarını kısarak yaşama tutunmaya çalışanlardan zorla, tehditle, icrayla, adli makamları kişisel kaprisleri için meşgul ederek, dairenin suyunu kesmek gibi zorbalıklarla para toplamaktır. Bu nedenlerle site yönetimlerinin para toplaması yasaklanmalı, her çeşit ödemenin banka hesaplarına yapılması sağlanmalı ve yöneticilerin bu hesaplardan para çekmesi önlenmelidir.
Ödemeler hakedişlere göre işleri üstlenen firmalara yapılmalıdır.
Böylece giderek artan sayıda insanın kabusu olan “ya aidat ödeyemeyeceğim kadar artarsa” sorunu çözülmüş yöneticilerle kat malikleri arasındaki cinayete varan kavgalar bitmiş olur.