Feridun ANDAÇ
1954’te Erzurum’da doğdu. Yükseköğrenimini MÜ Eğitim Fakültesi’nde tamamladı. İÜ Edebiyat Fakültesi’nde yüksek lisans yaptı. Edebiyat ve karşılaştırmalı edebiyat dersleri verdi. İnceleme, araştırma ve deneme çalışmalarının yanı sıra yazdığı öyküleri ve gezi yazıları çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlandı. Bu alanlarda yayımlanan birçok kitabı olan Andaç, üniversitelerde görev yaptı, özel kurumlarda alanı ile ilgili yöneticilik görevlerinde bulundu. 2002 yılından itibaren Dünya Kitapları’nın yayın yönetmenliğini üstlendi; edebiyat/kültür/sanat/tarih alanında ikiyüzün üzerinde özgün kitabın yayımını yaptı. Çeşitli ulusal gazetelerde sürekli yazılar yazan Andaç, Marmara Üniversitesi İletişim ve Güzel Sanatlar fakültelerinde ve Doğuş Üniversitesi’nde ders verdi.
Arzen’de Zaman’ı yazmaya başladığım günlerde, gazetede çıkan bir röportaj ilgimi çekmişti. Doğu’da girişimci kadın olmanın zorluklarından söz eden Fersin Suma’yı orada tanıdım. Söyledikleri dikkate değerdi. Yılın girişimci kadını olarak ödüllendirilmişti. Başarısı örnek alınacak nitelikteydi.
Babalarının işlerini devralan çocukların karşılaştıkları güçlüklerin de ötesinde şeylerden söz ediyordu, Suma.
Doç. Dr. Süleyman İNAN
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olan Süleyman İnan, 1997’de yüksek lisansını; 2003’te de doktora çalışmasını tamamladı. 2008’de ise doçent oldu. 1997’den beri Pamukkale Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan İnan’ın, Türkiye’nin yakın tarihi, tarih yöntemi ve biyografi üzerine yayımlanmış kitap ve makaleleri vardır.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç yeni anayasa yapımına atıfla “elini taşın altına sokanın ihanetle suçlandığını” söylemişti. Kılıç, herkesi ilgilendiren böylesi bir konuda muktedir ve muhaliflerin görüşlerini yapıcı tarzda aktarmasının altını çiziyordu.
‘Hain’ damgası
Demokrasi geçmişine baktığımızda, esasında bu süreç tersine başlamıştı. Yani, önce siyasal iktidar, muhalefeti ihanetle suçlamıştı. Böylesi bir anlayışının tarihi, örgütlü siyasi partilerin kurulduğu Meşrutiyet yıllarına kadar geri götürülebilir. İttihatçılar, iktidarın çekirdeği oldukları bu devirde, kendilerine karşı çıkan unsurlara “hain” damgası yapıştırmakla beis görmüyorlardı. Kendilerince, ülkenin en zor anında muhalefetten gelen her eleştiri, zamansızdı ve ülkenin birliğine halel getirmekteydi. Beslendiğimiz siyasi kültür
Prof. Dr. NİYAZİ ÖKTEM
1964’te Galatasaray Lisesi’nden, 1971’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1972’de Hukuk Felsefesi ve Sosyoloji Asistanı oldu. 1977’de doktorasını tamamladı. 1981’de Doçentliğe, 1988 yılında ise Profesörlüğe yükseltildi. 1989 yılında Fransız Palmes Académiques tarafından LÈgion d’honneur Şövalye unvanına layık görüldü. 1994-1997 yılları arasında Galatasaray Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dekanlığı’nı yürüttü. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi ve Toplum Bilim derslerine girdi. Doğuş Üniversitesi’nde Hukuka Giriş ve Hukuk Felsefesi dersleri vermeye devam etmektedir. Ayrıca Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanlığı ve Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.
Öyle anlaşılıyor ki, ‘barış sürecinde’ olumlu bir aşamaya ulaşılırsa Barış ve Demokrasi Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi yeni anayasa bağlamında uzlaşacaklar. Türkiye Cumhuriyetinin kurucu çoğunluğunu oluşturan iki halkın, ortaklaşa bir sivil anayasa yapmaları demokrasi açısından önemli bir aşama olduğu kadar tarihsel bir örnek de oluşturabilir.
Bu anlaşma
Dr. Basri Yılmaz
1968 yılında Tekirdağ’da doğdu. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Tıp Doktoru ünvanı ile mezun oldu. 1996/1997 döneminde Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Nefroloji Anabilim Dalında Hemodiyaliz Sorumlu Hekimliği Sertifika Eğitimi’ne devam etti. 15.05.1997 tarihinde Özel Türkmed Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti.’ni kuran Dr. Basri Yılmaz; Türkmed Kartal Diyaliz Merkezi’ni kurucu ortağı ve ilk Sorumlu Hekimi olarak bizzat faaliyete geçirmiştir. 2007 yılında ortaklık yapısına İş Girişim Sermayesi A.Ş.’nin katılması ile kurumsal yapıya dönüşen Türkmed Diyaliz Kurumları A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Direktör’lük görevlerini halen yürütmektedir.
Bugün ülkede diyalize girenlerin sayısı 60 bindir. Diyaliz hasta sayısı Bayburt, Ardahan ve Tunceli il merkezi nüfusunu geçti. Hayatını diyalizle yani makineye bağlanarak sürdüren hastalarımız beş il merkezinden fazla nüfusa sahip olmalarına karşın sıkıntılarının toplum önüne çıkma olanağı oldukça az, oysa bu alanda önemli gelişmeler yaşanıyor.
YAŞAM SÜRELERİ
Bilimsel çalışmalar tedavi kalitesinin, hasta yaşam süresi üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. 80’li yıllarda beklenen
Mehmet UTKU
1960 Atça (Aydın) doğumludur. 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü’nü bitirdi. 1985 yılında aynı üniversiteden master derecesi aldı. Aynı yıl İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’ne araştırma görevlisi olarak atandı. TÜBİTAK tarafından Yurtiçi Doktora Bursu’na layık görüldü. 1988 yılında Almanya Bilimler Akademisi’nde, UNESCO tarafından desteklenen “Sismoloji, Tektonik ve Sismik Risk” konulu 9. Uluslararası Eğitim Programı’na katıldı. 1997 yılında Türkiye’de ilk kez, Türkiye depremlerinin moment tansör ters çözümlerini ve analizlerini yaparak İstanbul Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı. Üniversitede, idari görevlerde de yer aldı. Halen Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim üyesidir.
Bu yazıda; “Türkiye neden bir deprem ülkesidir?”, “bundan kurtulmanın çaresi var mıdır?”, “ne yapmak gerekir?” ve “ bir yerde olan deprem, bir başka yerdekini tetikler mi?” gibi, bir deprem ülkesinde yaşayanların temel eğitiminden sayılabilecek soruların yanıtları paylaşılmaktadır.
EN KIRILGAN BÖLGE
Türkiye, ortalama 6371 km yarıçaplı yerkürenin en kırılgan bölgelerinden birinde yer
DOÇ. DR. METİN ŞENBİL
1995 yılında ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden mezun oldu. 1998 yılında aynı bölümde yüksek lisans derecesini aldı. 2003 yılında Kyoto Üniversitesi’nden kentsel ulaşım alanında doktora unvanına hak kazandı. 2008 yılına kadar Hiroşima Üniversitesi’nde çalıştı. Halen Gazi Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Toplumsal mutabakat metnimizin değiştirilmesi konusundaki genel mutabakatın, onun yeniden yazılması esnasında oluşmadığı bu günlerde hâlâ ilk fasıl üzerinde yoğun olarak tartışmaların yaşandığı noktadayız.
Oysa demokrasi ve insan haklarını temel alan toplumsal mutabakattan bir milletin oluşabilmesi için yapılması gerekenler bellidir. Türk bayrağı, laiklik, Türk milleti ve Ankara gibi ortak noktalardaki görünür ya da görünmeyen anlaşmazlığın giderilmesinin zor sularından geçerken, çoğunluğun diktası, azınlığın dayatmalarıyla anlaşmazlık sularının derinliği giderek artmaktadır.
Vatandaşın hakkı
Diğer yandan Arap baharının yaratmış olduğu “çatışmalı” hava içerisinde “direnme hakkı” bile Anayasa’nın değişmez ilkesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Vatandaşın en doğal hakkı olan “direnme hakkına”
DR. ALİ KİRİŞ
1967 İstanbul Üniversitesi mezunu. 1971 Gülhane Askeri Tıp Akademisi Çene Yüz Cerrahisi Anabilimdalı mezunu. 1971 yılından bu yana Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği sahibi. 1977’de dünyada insandan insana ilk diş naklini yapan isim. Halen İstanbul Medical Dent Araştırma Kurumu’nun kurucusu ve çalışanı.
Bu üçlü arasında ne gibi ilişkinin olduğu, bu ilişkilerin insanın hayatını ne yönde ve ne oranda etkilediği çeşitli araştırmalara konu olmuş, bizim genellikle bildiklerimizin aksine çok önemli sonuçlar ortaya çıkmıştır. En azından ilginç bulacağınızı umduğum bu araştırma sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Tecrübe başarının freni midir? İnsanlar ne yaparlarsa 45 yaşına kadar yapar, daha sonra kendini mi tekrar eder? Fiziksel güç ile beyinsel güç arasında paralellik var mıdır? Dünyada yapılan buluşların tamamı 12-50 yaş arasında mı yapılmıştır? Niçin?..
45 yaş sınırı...
Son 200 yılda dünyadaki en önemli büyük şirketlerin yaptığı gelişmeler, başlarında 45 yaşından küçük yöneticiler varken gerçekleşmiş. Tüm önemli devlet adamları toplumları ve insanlık âlemini etkileyen başarılı işleri 45 yaşına kadar yapmışlar. Daha sonraki
MEHMET Ş. ONANER
1946’da İstanbul’da doğmuştur. SBF mezunudur. Viyana ve Rabat Büyükelçilikleri Ekonomi ve Ticaret Müşavirliklerinde görev yapmıştır. 1990/91 yıllarında Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda Avrupa Topluluğu Koordinasyon Genel Müdürü olarak, 1991-95 arasında BM nezdindeki Cenevre Daimi Temsilciliği’nde, ilk iki yıl Başmüşavir, son iki yıl Daimi Temsilci Yardımcısı ünvanıyla, Uruguay Round Çoktaraflı Ticaret Müzakereleri’nde Türkiye’yi temsil etmiştir. 1998-2001 yıllarında Hazine Müsteşarlığı, Yabancı Sermaye Genel Müdürü olarak görev yapmıştır. 2001-2004 arasında BM nezdinde New York Daimi Temsilci Yardımcısı (Hazine) görevini yürütmüştür. 2005 yılında emekli olmuştur. İstanbul’da yaşamaktadır.
1980’li yılların ikinci yarısında ve 90’lı yılların başında zamanın Başbakanı rahmetli T. Özal bizlere (üst düzey bürokratlara) kızardı. “Hep olamayacakları söylüyorsunuz. Bu iş nasıl olur, onu bana söyleyin” derdi.
Olamayacak olan neydi? Hem AB ile Gümrük Birliği sürecini sürdürmek, hem de ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yapmak. (O tarihlerde Avrupa Topluluğu’nun Amerika ile STA imzalaması gündemde değildi).
Hatırlanacağı üzere, Türkiye 14 Nisan 1987