MEHMET UÇUM
19 Mayıs 1965 doğumlu. 1986’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. İstanbul Barosu üyesidir. 25 yıldır serbest avukat olarak çalışıyor. Ağırlıklı çalışma alanı iş hukuku ve sosyal sigortalar hukuku. Basın Hukuku, Ceza Hukuku, Tazminat Hukuku, İdare Hukuku ve Fikri Haklar alanında çalışmalar yürüttü. İstanbul Barosu bünyesinde 1995 yılında kurulan Çalışma Hukuku Komisyonu’nun kuruluşunda görev almış, 8 yıl komisyon bünyesinde çalışmıştır. Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku isimli derginin başlangıçtan itibaren yayın yönetmenidir. Halen kuruculuğunda görev aldığı Anayasa Çalışma Grubu’nun üyesi olarak Türkiye’nin yeni anayasa yapım sürecinde Yeni Anayasa Platformu bünyesinde çalışmaktadır. Tesev üyesidir. Evli ve bir çocuk sahibidir.
Başbakan’ın 4 Nisan 2013 gününde Dolmabahçe’de yaptığı toplantıdan sonra akil insanlar adı verilen kişiler tüm ülkeye dağıldı. Günlerinin çoğunu görev alanı olan bölge illerinde geçiren bu kişiler büyük bir ilgiyle karşılandı ve akil insanlar faaliyeti barış sürecinin en popüler konularından biri haline geldi. Bazı illerde çoğunlukla marjinal ve etkisiz negatif tepkiler dışında akil insanlar çalışması toplumun
Üniversiteler ekonomik ve toplumsal gelişimin can damarıdır. Günümüzde onlardan beklenen araştırma yaparak bilgi üretmek, üretilen bilgiyi eğitim yoluyla aktarmak, topluma hizmet etmek, girişimcilik ve uluslararasılaşmadır.
Üniversitelerin bu önemli rolleri ne ölçüde yerine getirdiklerini değerlendirmek ve üniversiteler arasında bir sıralama yapmak için pek çok performans ölçütü geliştirilmiştir. Bu girişimlerden ilki 1983 yılında US News and World Report tarafından yapılmıştır ve o yıldan itibaren üniversiteleri değerlendirme ve sıralama çabası, farklı ülkelerde çeşitli kurumların girişimleri ile giderek artmıştır.
Yapılan bu sıralamalar, üniversiteler, akademisyenler ve öğrenciler için önemli bir rekabet aracı haline gelmiştir. Geliştirilen bu sıralama ölçütleri metodolojileri, gerçek öğrenci tercihlerini yansıtmadıkları, sıralamanın bir kez yapıldıktan sonra hemen hemen değiştirilemez oluşu gibi pek çok nedenle eleştirilmektedir.
Bu bağlamda göz ardı edilen temel konu üniversitelerin evrilerek günümezde üstlendiği gerçek var oluş nedenidir. Üniversiteler, temelde ekonomik ve toplumsal gelişime katkıda bulunarak toplumun refah düzeyini artırmak üzere vardır.
Dr. Yaşar AYDIN
Hamburg Üniversitesi’nde sosyoloji ve iktisat bilimi öğrenimi gördü, sonrasında Lancaster Üniversitesi’nde sosyoloji dalında yüksek lisans eğitimi aldı. 2002’de Lancaster Üniversitesi’nde “Social Theory, Time-Space and Social Exclusion” konulu master tezini ve 2003’te Hamburg Üniversitesi’nde ‘Melezlik Kavramı Üzerine’ konulu bitirme tezini verdi. 2009’da aynı üniversitede ‘Bir Sosyal Kurgu Olarak Yabancılığın Analizi ve Eleştirisi’ başlıklı doktora tezini vererek doktorasını aldı. Yaşar Aydın Nisan 2012’den itibaren çalışmalarını Hamburg Üniversitesi’nde sosyal araştırmacı olarak devam ettirmekte ve sosyolojik konular ve sosyal bilim alanında ders vermeye devam etmektedir. Nisan 2013’den Mart 2014’e kadar Berlin’de Stiftung Wissenschaft und Politik araştırma enstitüsünde Stiftung Mercator bursiyeri olarak Türkiye’nin Dış Türklere Yönelik Politikası konulu bir araştırma yürütecek.
Yaygın bir kanıya göre Almanya’da yükselen İslam karşıtlığı Türkiyeli göçmenlerin daha fazla ayrımcılığa, dışlanmaya ve ırkçı davranışlara maruz kalmalarına yol açıyor. Bu da Almanya’dan Türkiye’ye tersine bir göç (diyelim kesin dönüş) dalgasını tetikliyor. İstatistiki verilerin
Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN
1945 yılında Denizli’de doğdu. 1968’de, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümü’nü ve İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Yeni Türk Edebiyatı Bilim Dalı’nda 1977’de doktor, 1982’de Doçent, 1988’de profesör oldu. Yayımlanmış 35 kitabı ile yurtiçinde ve yurtdışında çıkmış, ulusal ve uluslararası toplantılarda dil, edebiyat, kültür ve sanat konularında sunulmuş iki yüz civarında makalesi ve bildirisi bulunmaktadır. Kitaplarından bazıları şunlardır: Ziya Paşa, Ank.1987; Namık Kemâl, Ank.1987; Şair Eşref, Ank.1988; Yeni Türk Edebiyatı Metinleri-I-, İst.1987; Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ank. 1990; Edebiyat Dünyası ve Atatürk, Ank.1995; Yunus Emre, Ank.1995; Güzel Konuşma Sanatı (Diksiyon-Hitabet), Ank. 2000; Belgelerle Yeni Türk Edebiyatı Tarihi-I-, Ank.2007; Süleyman Nazif, Ank.2010; Edebiyatımızdan İzler I-II, Ank. 2011.
Bilindiği gibi, topluma yönelik uygulama alanında siyaset; yürütme erkini, gücünü elinde bulunduran iktidar aracılığı ile devlet işlerini düzenleme ve yürütme, anlamını taşır. Siyasetçi de, iktidarı ve muhalefeti ile bu misyonu, ayrıcalıklı görevi üstlenen kimsedir. Siyasal kurum ve kuruluşların işleyiş
Prof. Dr. M. Beşir HamitoğullarI
Mardin doğumlu. İlk-ortaöğrenimini Mardin’de tamamladı. Ankara Üni. S.B.F mezunu. MTTB, eski Başkanı, Paris Üniv. (Sorbonne), DES ve Doktora. Ank. Üniversitesi’nde Doç. ve Prof. SBF, BYYO, Kara Harp Okulu, Gazi Üniv., eski öğretim üyesi. Davetli Prof. olarak, Fransa ve İngiltere’de dersler, konferanslar, bilimsel araştırmalar. 1981-1983 Danışma Meclisi’nde Mardin ili temsilcisi olarak görev yaptı. Bülent Ecevit hükümetine KKTC kalkınma-planlaması için Rauf Denktaş’a danışmanlık, Hak-İş’e baş danışmanlık yaptı. Türkçe dışında, Arapça-Kürtçe, Fransızca, İngilizce bilmektedir.
Yıllardır süren korkunç terörün taşınamayacak vahşet ve beşeri-maddi ağırlığına rağmen, noktasal direnmeler dışında, sorunu kökten çözecek yol yöntem bulamayan, sorumlu-aciz malum iktidarlar ve pelte muhalefet, barış sürecini oluşturup kararlılıkla doğru yürütülmesi ve üç ayı aşan çatışmasız barış-kardeşlik havası karşısında; çok yanlış hatta tehlikeli denilebilecek, barış karşıtı tutum ve davranışlar sergilemektedir.
Terör sorununun, oluşup sürmesinde sorumluluğu olanları, gündeş Türkiye’mizi bile iyi anlayamayan, donuk - statükocu, konumları için de, güçlü,
Mustafa ALBAYRAK
1986 İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu. Yurdun çeşitli yerlerinde hâkimlik ve savcılık yaptı. 1998 yılından 2011 yılı şubat ayına kadar Yargıtay tetkik hâkimliği görevinde bulundu. 2011 yılında Yargıtay üyeliğine seçilmiş olup halen bu görevine devam etmektedir. Hukuki konularda uygulamaya yönelik mesleki makaleleriyle TCK ve CMK el kitapları mevcuttur.
Geçen günlerde medyaya yansıyan bir haber üzerinde acaba yeteri kadar düşünüldü mü? Evet, düşünenler olmuştur. Ancak birçok kişi bu gibi olayların başkalarının başına gelebilecek olduğunu düşünür. Aynen depremlerde olduğu gibi. Haberin içeriği kısaca şöyleydi “Aracına aldığı işçisiyle birlikte trafik kazası yapan sürücü, sakat kalan işçiye 1 milyon 270 bin lira tazminat ödeyecek, bu miktar faiziyle birlikte 1 milyon 500 bin lirayı buluyor.”
Görüldüğü gibi çok yüksek bir rakam. Asgari ücreti 800 lira olan birisinin 156 yıllık gelirine denk bir meblağ. Tazminat miktarları her zaman bu kadar olmasa bile çok yüksek meblağlara ulaşabiliyor.
2012’de, taksirli suçlara bakan Yargıtay ilgili ceza dairesinin sonuçlanan 29 bin dosyanın yaklaşık yüzde 70’ini ki 20 bin dosya eder trafik kazası sonucu oluşan ölüm ve
SECİDE TÜMERKAN
Sacide Tümerkan 1976’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olup Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Medikal Bilimler doktorası yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı hizmetinde çalıştı ve emekli oldu.
Kat Mülkiyeti Kanunu, 1960’larda bankacılık ve sigortacılığın gelişmemiş, otomatik ödeme hesaplarının ve kredi kartlarının icat edilmemiş olduğu bir ortamda 5 - 10 daireli apartmanlarda ortak giderlerin ödenmesine bütün kat maliklerinin katılması ve ortak alan bakımının sağlanması için yapılmış ve bunu gerçekleştirmesi için yöneticiye yeterince para toplama yetkisi tanımıştır. Kat maliklerinin kendi aleyhlerine karar almayacakları varsayılarak çoğunluk kararlarını yasal işlemlerde kriter kabul etmiştir.
BİR HAK SORUNU
Oysa kat maliklerinin herbirinin çıkarları uyuşmazlık gösterir ve çoğunluk kararıyla bireyi ihtiyaçları ve ödeme gücü dışında alışverişe zorlamanın insan haklarına aykırılığı yanında bina için gerekli kalıcı bakımın yapılamayacağı açıktır. Çok sayıda daireden oluşan apartmanlarda yönetim kurulu adı altında, gücünü topladığı inanılmaz meblağlardan alan, insan haklarını ve devlet otoritesini önemsemeyen bir zümre
Avukat Hasan Gülşan
1938’de Tunceli’den Karaman’a iskan edilen ve burada doğan yazar, 1947 affıyla Tunceli-Ovacık’a dönmüşlerse de, topraksızlık ve geçim zorluğu nedeniyle Malatya’ya göç etmişlerdir. İlk ve ortaöğretimini Malatya’da, hukuk fakültesini İstanbul’da bitirmiştir. Öğrencilik yıllarında Cem ve Ehlibeyt yolu dergilerinde Alevilikle ilgili yazılar yazmış. 1975’te Pir Hacı Bektaşi Veli ve Alevi-Bektaşiliğin Esasları; 2000 yılında Paylaşımcı, Yargılayıcı, Ahlakçı yönleriyle Anadolu Alevi Müslümanlığı; 1988 tarihinde İsmail Cem’in ön sözüyle Politika Kılavuzu adlı kitapları yayımlanmıştır. Hâlâ İstanbul barosuna bağlı serbest avukat olarak mesleki yaşamına devam etmektedir.
Hukuk öğrenciliğimin başladığı 1962 yılından bu yana, içerisinde yer aldığım birçok Aşıklar, Ehlibeyt, Hacı Bektaş Geceleri, bazı sivil toplum ve Alevi örgütlenmelerindeki, TV’lerdeki konuşma ve yazılarım, yayımladığım kitaplarım, Alevilikle ilgili davalardaki savunmalarım gibi çalışma ve çabalarımın verdiği duyarlılık ve sorumlulukla işbu uyarıyı kaleme aldım.
Son günlerde Alevilerin yükselen mücadeleleri ile giderek artan yurtiçi-dışı örgütlenmelerinden kaygılanan Sünni çoğunluğu ile