Dr. Jan Klod Kayuka

Dr. Jan Klod Kayuka

jan.klod@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Birkaç haftadır bu konu gündemde olmasına rağmen konunun tam olarak anlaşılmadığını düşündüğüm için geç de olsa bu konuyu yazma gereği duydum.

Hayatımıza giren koronavirüsün en önemli kötü sonucunun zatürre olması ve yoğun bakım gerektiren solunum yetersizliğine yol açması zatürre aşısını gündeme soktu.

Fakat burada bilmemiz gereken en önemli konu, zatürrenin akciğerin iltihabi olayı olduğu ve birçok sebepten oluşabileceğidir. Yani koronavirüsün yol açtığı zatürre ile pnömokok adı verilen bakterinin yol açtığı zatürre tamamen farklıdır. Aynı şekilde grip yapan influanza virüsünün yol açtığı zatürre de tamamen farklıdır. Ortak yönleri akciğerde enfeksiyon yapmış olmalarıdır. Yani sonuçtur

Haberin Devamı

Durum böyle iken, bizim daha önce zaten çok iyi bildiğimiz bu iki aşıyı daha bilinçli şekilde uygulamamız gerekiyor. Ama kime?

Zatürre (tıbbi adıyla pnömoni) başta virüs, bakteri gibi etkenlerin yol açtığı, akciğer dokusunun tek veya iki taraflı enfeksiyonudur. Enfeksiyon, genellikle basit bir soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlar ve ilerler.

Yıllar önce zatürre özellikle 1940-1950’li yıllarda tüberküloz mikrobuna, bir başka deyişle vereme bağlı ve ölümle sonuçlanabilen çok ağır tablolardı. Bu nedenle büyüklerimiz zatürre lafından çok korkarlar. Ardından halen günümüzde de sıklıkla karşılaşılan pnömokok adı verilen mikropla olan klasik zatürreler arttı. Fakat o dönemde antibiyotikler de ancak devreye girmeye başladığı için sık ölümler olabiliyordu. Günümüzde ise en sık sebep kapalı devre havalandırmaların hayatımıza girmesiyle (uçak ve toplu taşımacılık, büyük alışveriş merkezleri gibi) karşımıza çıkan çok hafif geçebileceği gibi ölüme dahi götürebilen ATİPİK PNÖMONİ’lerdir. Adından da anlaşılabileceği gibi, sıra dışı seyredebiliyor ve bu nedenle geç teşhis edilebiliyor. Ayrıca grip sonrası gelişen zatürreler de sık görülmeye başladı. Bunlarda sebep grip, yani influenza virüsü olabildiği gibi, zayıflamış zeminde yerleşmiş klasik zatürre de olabilir.

Risk grupları

65 yaş ve üzeri ve 2 yaş altı kişiler

Haberin Devamı

Şeker hastalığı dâhil herhangi bir metabolik hastalığı olanlar

Astım dâhil kronik solunum yolu hastalığı olanlar

Kronik böbrek ve karaciğer hastalığı olanlar

Kronik kalp ve damar sistemi hastalığı olanlar

Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kronik kan hastalığı olanlar, kanser hastaları, immunsupresif ilaç kullananlar, HIV/AIDS hastaları)

Huzurevi, bakımevi vb. ortamlarda yaşayanlar

Aşırı kilolu olanlar

Gebeler

Koronalı günlerde zatürre ve grip aşısı

Pnömokok (zatürre) aşısı önerilen kişiler

Bağışıklık sistemi normal olup kalp hastalığı, akciğer hastalığı, şeker hastalığı, alkolizm, siroz, beyin- omurilik sıvı kaçağı gibi kronik hastalığı olanlar

Bağışıklık sistemi yetersiz olup pnömokoksik hastalık riskinin artmış olduğu dalağı alınmış kişiler, bazı kan hastalıkları, kronik böbrek hastalığı bulunanlar ve organ nakli yapılmış olanlar

AIDS taşıyıcısı erişkinler

65 yaş ve üzerindekiler

Grip ve pnömokok aşıları yüksek ateşli bir hastalığın seyri sırasında yapılmaz

Grip aşısı yumurta alerjisi olanlara uygulanmamalıdır. Her iki aşı da oldukça güvenlidir. Aşı uygulanan yerde ağrı ve kızarıklık gelişebilir. Ateş, halsizlik, kırıklık gibi bazı yan etkiler olabilir, bunlar geçici ve hafiftir.

Haberin Devamı

Grip, sağlıklı kişilerde kendini sınırlasa da yüksek risk grubundaki bireylerde ciddi hastalık, komplikasyon ve ölüme varan sorunlara neden olabiliyor. Grip aşısı olarak bu risklerden kurtulmak oldukça kolay.

Hastalık bebeklik döneminden yaşlılığa kadar tüm yaş grubunu etkilemekte ve görülebilmektedir. Bununla birlikte, risk grubunda yer alan kişilerde hastalık diğer kişilere göre daha ağır seyredebilmektedir. Bu kişilerde zatürre, bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabı ve oldukça nadiren beyin ve sinir sisteminde hasar oluşması, kalp kası hasarı gibi ciddi tablolara neden olabilir.

Grip aşısı ne kadar etkilidir, etkisi ne zaman başlar?

Grip aşısı, her yıl bir önceki mevsim en çok rastlanan grip virüslerinin türlerine göre yeniden hazırlanır. Bu amaçla, 80 ülkedeki 110 laboratuvardan elde edilen bilgiler, Dünya Sağlık Örgütü’nde toplanarak her yıl dünyada en çok hastalık yapmış olan ikisi A ve biri B olmak üzere üç değişik virüs grubu belirlenir.

Grip aşısı sadece gripten korur. Aşı olduğunuz halde basit nezle türü viral infeksiyonları geçirebilirsiniz. Bu aşının etkisiz olduğu anlamına gelmez.

Aşının koruduğu grip hastalığı, 38.5 derecenin üzerinde ateş, kas ağrıları ve genel durum bozukluğuyla birlikte giden bir hastalıktır.

Grip aşısı, grip salgınları başlamadan önce yaptırılmalıdır. Bunun için ideal dönem eylül-ekim aylarıdır.

Grip aşısının etkisi yapıldıktan 2-3 hafta sonra ortaya çıkar. Bu nedenle grip aşısının bir grip salgınından en az 2 hafta önce yapılmış olması gerekir.

 Aşının koruyuculuğu genellikle 6-12 ay kadardır.

Yazımın sonunda özellikle belirtmek istediğim birkaç önemli nokta var.

Zatürre aşısı sadece klasik zatürre diye bahsettiğim pnömokok zatürresine karşı korur. Atipik dediğimiz sık rastlananlara etkili değil.

Koronavirüs günlerinde daha önce kimlere yapılacağı bilinen bu aşılar mutlaka yaptırılmalı ve takip edilmeli.

Bilinen gereklilikler dışındakiler de aşı olabilir ama bunun bir panik yaratıp eczanelerde aşının bulunmamasına yol açmaması ve yapılması zorunlu olan hastalara engel oluşturmaması gerekiyor!!!