Koranavirüs salgınının tüm dünyayı olduğu gibi bizim ülkemizi de etkisi altına aldığı süreç anlaşılan çok kısa olmayacak. O zaman bizler koronavirüse odaklanmışken aslında hayat devam ediyor. Sağlığımızın genel durumu çok önemli hale geliyor. Çünkü bu amansız virüsle baş edebilmemiz için sağlığımızın iyi olması gerekiyor. Bunun için:
1-Hareket
Yaşınıza uygun fiziksel aktiviteyi her yaşta yapmanız çok önemli. Unutmayın ki atalarımızın dediği gibi, “işleyen demir ışıldar”. Bu da bedeniniz için egzersiz yapın anlamına geliyor. Egzersizin ne olacağını yaşınıza ve kapasitenize göre ayarlayın.
Evde olduğumuz bu günlerde bulunduğumuz ortama uygun egzersizler yapmamız çok önemli.
Solunum egzersizleri önemli
Koronavirüse karşı en önemli mücadele bölgemiz hava yolları ve akciğerlerimiz. Bu nedenle solunum kapasitesinin üst düzeyde tutulması önemli. İlk egzersizimiz yavaş bir şekilde burundan nefes almak (4 sn) ve dudakları büzerek ağızdan 8-12 sn içinde bu nefesi vermektir. Ayrıca yürüyüşle birlikte basit bir sandalyeye oturma ve kalkma egzersizi, tüm postür kaslarımızın kas kaybını engelleyecektir
Evde bir bezle ya da bir tenis topuyla yapılabilecek diğer basit bir egzersiz de parmakları yumruk şeklinde sıkıp bırakmadır. Bu egzersiz de her el için 50 tekrar şeklinde
yapılabilir.
Evin içinde 5 dakika yürümek derin bel kaslarını çalıştırır
1 saatlik bir oturma döneminden sonra evin içinde bir beş dakika yürünmesi, derin bel kaslarının düzenli çalışmasına neden olur. Bu şekilde gün içerisinde 30-45 dakika kadar yürüyüş yapılacaktır.
2- Beslenme
Bağışıklık güçlendirici beslenme önce dengeli beslenmeyle başlar. Dört besin grubundan yeterli derecede beslenilmeli. Bunlar süt ve ürünleri, et grubu, sebze-meyve grubu ve tahıllardır. Bu gruplar içerisinde enfeksiyonla baş etme konusunda çok başarılı besinler var. Özellikle rengârenk çeşitli sebze ve meyveler çeşitli antioksidan ve lif içerikleri nedeniyle kıymetli.
Özellikle soğan, sarımsak, lahanagiller, turpgiller, brokoli, nar, portakal, avokado başta olmak üzere tüm sebze meyvelere beslenme programınızda çeşitli olmak üzere yer vermelisiniz. Sebze ve meyvelerin bağırsaklarımızdaki yararlı bakteriler olan probiyotiklerin çoğalmasına yardımcı olması özelliği de savunma sistemimize güç katar. Probiyotik sayımızı artırmak için yoğurt, kefir, turşu, sirke gibi fermente ürünlerden faydalanacağımız gibi, probiyotik-prebiyotik takviyelerden de doktor ve diyetisyeniniz uygun görürse kullanabilirsiniz.
3- Su
Basit gibi görünen ve sıklıkla ihmal edilen su içme alışkanlığı, sağlıklı yaşlanmanın olmazsa olmazlarından. Günlük su ve sıvı tüketimi hem sindirimin düzenli olması hem de fizyolojik hatta ruhsal sağlığımız açısından çok önemli. İnsan vücudundaki birçok biyokimyasal reaksiyon suyla gerçekleşiyor. Böbreklerimiz bir duş başlığı gibi! Az su alırsak tıkanıyor, yeterli su tüketimiyle açılıyor. Bunu hiç unutmayın ve mutlaka günde sekiz su bardağı su için.
4- Uyku
Uyku düzeni ve kalitesi sanıldığından çok daha önemli. O nedenle, vücudunuzun dinlenmesi ve tekrardan enerji toplaması için uykusuz kalmayın. İlerleyen yaşla birlikte uyku süresi ve kalitesinde azalma olabiliyor ama bunu değiştirmenin birçok yolu var. Mümkünse uyku ilaçlarına başvurmadan, birtakım doğal yollarla bu işi başarmaya çalışın. Bunun ilk yolu da kafanızı boşaltmış olarak yatağa girmek.
Geceleri salgılanan melatonin hormonu uykuyu sağlarken, ışıklandırmanın fazla olması melatonin üretimini baskılıyor. Bu nedenle yatmadan bir saat önce TV ve bilgisayarı kapatın. Odanızdaki ışıklandırmayı minimum seviyeye indirin. Yatma saatinde ılık bir duş almak, hafif bir müzik dinlemek, meditasyon yapmak gibi kendinize özel ritüeller edinin.
5- Kontrol
Sağlık kontrollerinizi düzenli yaptırın. Bunun için doktorunuza sadece hasta olduğunuzda değil, düzenli olarak sağlıklı iken de gitmeyi ihmal etmeyin ve böylece hep hastalıktan önce davranabilin. Amaç hastayken tedavi olmadan önce, hastalığı önlemek olmalı.
6- Kaçının!
Sağlıklı yaşlanmak için son derece önemli unsurlardan biri, sigara ve alkol gibi zehirli maddelerden uzak kalmak. Anlık keyifler vücutta kalıcı zararlara yol açabiliyor ve sağlığımızı bozuyor.
7- Kanmayın!
Moda olan veya komşunuza, arkadaşınıza iyi gelen ilaç illa ki size de iyi gelecek diye hiç düşünmeden ve doktorunuza danışmadan kullanmayın. Özellikle sonsuz sağlık ve gençlik vaat eden pek çok maddenin fazla kullanımı vücutta birtakım dengeleri, karaciğer, böbrek ve kalbi negatif etkileyebilir. İlaç kullanımı gerekli durumlarda reddedilmemeli, ancak boş yere de fazla ilaç kullanımından sakınılmalıdır.