Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını pek çok kişinin korku ve kaygılarını artırıyor. Kişilerin hayatına, vücut bütünlüğüne, inanç sistemlerine ve sevdiklerine yönelik bir tehdit oluşturuyor. Bununla birlikte, gündelik rutinin bozulması, değiştirilmesi, dışarı çıkamamak, iş, özel ya da sosyal hayatın kısıtlanması insanların duygu durumlarını olumsuz etkiliyor.
Koronavirüs salgınıyla eve kapanan Türkiye’nin sadece ruh hali ve tüketim alışkanlıkları değil, aile ilişkileri de değişti. Aile büyüklüğü arttıkça, eşler arasındaki ilişkinin de kötüye gittiği görüldü. Buna karşılık, karantinayla birlikte çocuklarla olan ilişkinin ise olumlu etkilendiği görüldü.
Tüm bu duygularla birlikte, evde kalmaya, sevdiklerimizi, toplumu korumaya ve normal hayata devam etmeye çabalıyoruz. Aynı zamanda bir evde, dar bir alanda, sokağa çıkmadan uzun zaman geçirmek de aile bireyleri arasındaki iletişimi zorlayabiliyor ve bu olumsuz duygularla baş edilemediğinde aile içi çatışmalara neden olabiliyor.
İnsanların bu süreçte eşlerinin, çocuklarının ve hatta kendilerinin gerçekten ve tam olarak nasıl biri olduğuyla ilgili farkındalık edinmeleri, birbirlerini yeniden keşfetmeleri mümkün. Bu durum iki yönlüdür, olumlu ve harika özellikler keşfedebileceğimiz gibi, son derece irkiltici özellikler de görebiliriz. Bu süreçte ilişkinin temelinde üzeri örtülmüş, görmezden gelinen çatlaklar var ise bunların açığa çıkması mümkün. Eğer temelde uyumlu ve tutkulu bir bağ var ise bu bağı yeniden fark edip, keyfini sürmek de mümkün.
Yaşanabilecek olumsuz senaryolardan biri, evin içinde gergin ve hırçın bir atmosfer hakimken, bireylerin hiçbir şeyden hoşnut kalmama durumu olabilir. Bu kaygı dolu zor günlerde yapabileceğimiz en iyi şey yaşadıklarımızın zorluğunun farkında olmak, her birimizin bir diğerine tahammül güçlüğü olabileceğini anlayıp kabullenmek. Bunu açıkça aranızda konuşup paylaşabilmek. Bilinçli olarak dostça, samimi ve sıcak davranmaya çaba sarf etmek.
Birbirimizi bu kadar çok görmenin elbette bunaltıcı etkileri de olacaktır. Bunu da kabul etmemiz gerekir. Her birimizin tek başına meşgul olacağı aralıklar olması iyidir. Bu eşler için geçerli olduğu gibi, eğer varsa çocuklarınız için de geçerlidir. Bireylerin tek başına meşgul olduğu, belki hiç konuşmadığı aralıklar yaratmaya önem verin.
Bu süreci fırsata çevirmek ve kazanımlar çıkarmak mümkün. İlk adım bu süreç içinde bilinçsizce sürüklenmek yerine, farklı neler yapılabileceğinin, kendinize ya da ailenize neler katabileceğinizin üzerine düşünüp çalışmaktan geçiyor. Belki nadir yapılan zahmetli bir yemeği ya da tatlıyı yapmak, belki hep merak ettiğiniz bir konuyu ailecek okuyup araştırmak. Bu süreçten verim almanın en önemli kriteri her ne yapılıyorsa birlikte yaparak doyurucu zaman geçirmek.
Öncelikle düşebileceğimiz bir hata, evde olduğumuz bugünlerde bütün zamanımızı çocuğumuza ayırmamız gerektiği, verimli zaman geçirmek için sürekli bir şey yapmamız gerektiği kanısına kapılmaktadır. Bu fazladan kaygı yaratan bir durum. Rahat olun. Bir ilişkide birlikte doyurucu zaman geçirmek istiyorsak, bu yalnızca keyif alınan, eğlendirici şeyleri paylaşmak anlamına gelmez. Siz her ne yapıyorsanız, onu birlikte yapmak da bir paylaşım yoludur. Her türlü ev işi çocuklarla birlikte yapılabilir mesela. Ortalık mı pislenir, pislensin. Temizlemek için hem bir ortak hem de zaman var. İster birlikte film izleyin ya da kitap okuyun, ister resim yapın ya da kutu oyunu oynayın, yaptığınız her şeyi yaparken çocuğunuzla sohbet edin, duygu ve düşüncelerinizi paylaşın ve onunkileri dinleyin. Onun kendini anlatmasına izin verin. Hatta geçmiş günler ve gelecek günler üzerine konuşun, hayallerinizi, umutlarınızı paylaşın.
İleri yaştaki yakınlarımız bilgi alma kaynaklarını sosyal mecraları bizim kadar etkin, etkili şekilde kullanamıyor olabilirler. O yüzden bu süreçle ilgili yeterli bilgiye sahip olamayabilirler. Bizim onlara özellikle alınacak önlemlerle ilgili korku ve kaygıya mahal vermeden bilgilendirme yapmamız gerekmekte. Sosyal izolasyon, sosyal mesafenin önemi özellikle vurgulanmalı, evlerine misafir kabul etmemeleri, çok acil bir durum olmadıkça evden dışarı çıkmamaları gerektiği söylenmeli, bağışıklıklarını güçlü tutmalarının ve hijyenin ne kadar önemli olduğu açıklanmalı, temel ihtiyaçları, alışveriş vb. gibi dışarıda halletmesi gereken durumlar için onlara destek olunmalıdır.
ÖZETLEBireysel alanlarınıza ve etkinliklerinize saygı duyun.
Birlikte yapılacak aktivitelerde ortak ilgi alanları olan eğlenceli şeyler tercih edin.
Beraber veya bireysel olarak yeni hobiler deneyin.
Birbirinizin duygu ve düşüncelerini ifade etmesine izin verin.
Bol bol sohbet edin, lakin geçmişe geri dönüp, daha önceden birikmiş, çözümleyemediğiniz olayları dile getirmeyin.
Okullar kapalı olduğu için eğer çocuk/çocuklarınız var ise, onlarla etkin ve verimli zaman geçirin.
Çocuklarınızın korkularını dinleyin ve onlarla empati kurun.
Birikmiş, yarım kalmış projelerinizi bitirin.
Kendinizi geliştirin.
Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarınızı geliştirin. Sağlıklı ve dengeli beslenin.
Problem odaklı değil, çözüm odaklı yaklaşımı tercih edin.
Kendinizi içsel olarak keşfedin.