BAŞ AĞRISI

10 Şubat 2019

Baş ağrısı toplumda en sık görülen şikayetlerin başında gelir. Şikayeti olanların oranı yüzde 90’lara ulaşır. Tümünün yüzde 90’ını ise migren ve gerilim tipi baş ağrıları oluşturur. Doğrudan doğruya baş ağrısı tablosuyla ortaya çıkan ve başka bir hastalıkla ilişkisi olmayanları primer baş ağrılarıdır. Bunlar migren, gerilim tipi ve küme baş ağrılarıdır. Sekonder baş ağrıları ise yüzde 10 oranında görülen, nedeni belli bir hastalığa bağlı olarak, beyin damar hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları, beyin tümörleri, göz hastalıkları, sinüzit ve menenjit gibi hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkan ağrılardır.

Migrenin özellikleri nedir?
- Genelde ağrı başın tek tarafındadır,
- Ağrı zonklayıcı özellikte, orta veya şiddetlidir,
- Bulantı ve kusma olur,
- Krizler (atak) halinde gelir,
- Ağrı 4-72 saat arası sürer,

Yazının Devamı

BURUN KANAMASI

3 Şubat 2019

Burun kanaması, burnun bir ya da her iki deliğinden birden kan gelmesidir. Hafif ya da yoğun bir kanama şeklinde görülebilir ve birkaç saniyeyle 10 dakika arasında devam edebilir.
Tıptaki adı ‘epistaksis’tir. Her yaşta insanın başına gelebilir ve farklı nedenleri vardır. Burunda pek çok küçük damar bulunur ve bunlar en ufak bir darbeyle kanayabilecek kadar hassastır. Kanamalar burnun ön (anterior) ya da arka tarafından (posterior) kaynaklanır. Anterior burun kanaması; alerji, nezle ya da ufak bir yaradan dolayı olabilir ve hafiftir. Genellikle evde tedavi edilebilir. Öte yandan daha çok yetişkinlerde görülen, yüksek tansiyon, tümör ya da ilaç kaynaklı olabilecek posterior burun kanamaları, tıbbi müdahale gerektirebilecek, ciddi kanamalardır.

Sebepleri nelerdir?
- Kuru hava, en çok rastlanan burun kanaması nedenleri arasındadır. Kuruyan burun zarları, kanama ve enfeksiyonlara karşı hassaslaşır. Çok soğuk havalarda burun mukozasının kuruyup çatlaması sonucu, oluşabilir.
- Pek çok burun kanamasında, kanamanın sorumlusu farklı şekillerde oluşan darbe veya yaralardır.
- Kaza ya da kavga sonucu buruna alınan şiddetli bir darbeyle oluşan kırıklar da şiddetli bir kanamaya ve şekil

Yazının Devamı

GECE YANIĞI: ZONA

27 Ocak 2019

Zona hastalığı ağrıya yol açan, ciltte kabartı, kaşıntı ve döküntülere neden olan bir cilt hastalığıdır. Tıp dilinde ‘herpes zoster’ adını almıştır. Halk arasında ise ‘gece yanığı’ olarak bilinir. Zonada belli bir bölgeyi etkileyen döküntüler, birlikte kemer ya da bant şeklinde bir görüntü oluşturan, ilk önce su toplayıp, ardından kabuk tutan kabarcıklar şeklindedir. Burada önemli olan zona değil; hastanın neden zona olduğudur.
Su çiçeğine yol açan ‘varisella zoster’, adlı aynı virüs zona hastalığına da sebep olur. Bu virüs, bir kez vücuda yerleştikten sonra, bağışıklık sisteminin zayıf düşmesini bekler ve fırsat bulduğunda harekete geçer.
Depresyon, stres, yaşlılık ve çeşitli hastalıklar, vücudun zayıf düşme nedenleri arasında sayılabilir. Zonaya yol açan virüs, sinir köklerine yerleştiğinden, zona ağrıları da şiddetli olabilir. Sırt, göğüs, karın, kalça, kol, bacak, boyun, baş ve yüz bölgeleri, etkilenen bölgelerdir. Zona şikayeti, bu bölgeler arasında en çok göğüs ve başta görülür.
Virüsün neden birden bire harekete geçtiği ve zonaya neden olduğu tam olarak açıklanmış değildir. Ancak bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir dönemi seçtiği bilinmektedir.
Hemen her yaş grubunda

Yazının Devamı

BAŞIM DÖNÜYOR

20 Ocak 2019

Baş dönmesi, bir hareket yanılsamasıdır. Hasta, olmayan bir hareketi varmış gibi algılamakta ve kendisinin ya da çevresinin hareket ettiğini zannetmektedir. Dengesizlik hissi, kişinin çevresine göre dengesini sağlayamama durumudur. Çoğu zaman baş dönmesine bulantı da eşlik eder. Hareket ederken dengemizi sağlayabilmek için çok sayıda vücut sisteminin birlikte uyum içinde çalışması gerekir. Bu da göstermektedir ki, çok sayıda sistemi etkileyebilen çeşitli hastalıkların sonucunda baş dönmesi ve dengesizlik yakınması ortaya çıkabilir. Doğru şekilde alınan yakınma ve hastanın öyküsü, baş dönmesi olan hastalarda daha kısa sürede tanı vetedaviye olanak tanır.
Baş dönmesi ve dengesizlik yakınması olan hastanın mutlaka sistemik muayeneye tabi tutulması gerekir. Bu da ekip çalışması (kulak burun boğaz, nöroloji ve iç hastalıkları ) gerektiren bir durumdur. Çoğu zaman hastalığın birçok organı tutan bir boyutu olduğunu düşünerek, bu konuyla ilgilenen merkezlerde teknolojik aletten yararlanarak (odyometrik testler, rutin biyokimya, elektrokardiyografi, MRI, boyun doppler, ultrasonografi vb) tanı rahatça konacaktır. Hastalığın yeri ve ismi konusunda net cevaplar almamız mümkündür. Muayene ve

Yazının Devamı

ÖKSÜRÜYORUM, ZATÜRRE MİYİM?

13 Ocak 2019

Zatürre (tıbbi adıyla pnömoni) başta virüs, bakteri gibi etkenlerin yol açtığı, akciğer dokusunun tek veya iki taraflı enfeksiyonudur. Genellikle basit bir soğuk algınlığı, üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlar ve ilerler. Yıllar önce zatürre, özellikle 1940-1950 li yıllarda tüberküloz mikrobuna, bir başka değişle vereme bağlı ve ölümle sonuçlanabilen çok ağır tablolardı. Bu nedenle büyüklerimiz, zatürre lafından çok korkar. Ardından halen günümüzde de sıklıkla karşılaşılan pnömokok adı verilen mikropla olan klasik zatürreler arttı. Fakat o dönemde antibiotiklerde ancak devreye girmeye başladığı için, sık ölümler olabiliyordu. Günümüzde ise en sık sebep kapalı devre havalandırmaların hayatımıza girmesiyle (uçak ve toplu taşımacılık, büyük alışveriş merkezleri gibi) karşımıza çıkan çok hafif geçebileceği gibi, ölüme dahi götürebilen atipik pnömonilerdir. Adından da anlaşılabileceği gibi sıradışı seyredebiliyor ve bu nedenle geç teşhis edilebiliyor. Ayrıca grip sonrası gelişen zatürreler de sık görülmeye başlandı. Bunlarda sebep grip yani influenza virüsü olabildiği gibi,zayıflamış zeminde yerleşmiş klasik zatürre de olabilir.
Atipik pnömoni, üst ve alt solunum yollarını

Yazının Devamı

HİPERTANSİYON NEDİR?

6 Ocak 2019

Hipertansiyon, basit olarak yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da daha doğru söylemek gerekirse, kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Bugün kabul edilen kan basıncı değeri, istirahat halindeki normal bir yetişkinde 120/80 mmHg’dır (milimetre civa). Herhangi bir kişide kan basıncı uyku sırasında düşük, sinirli ya da heyacanlıyken yüksektir. Kanı kalpten dokulara taşıyan damar kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa, hipertansiyondan bahsedilir. Hipertansiyon, kalp hastalıkları için ana bir risk faktörüdür. Eğer tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar, böbrek hastaları için ciddi hastalık ve ölüm oranlarında artışa sebep olur. Bir kez teşhis yapılıp tedavi başlarsa artan kan basıncı düşürülebilir, kalp ve kalp dolaşım sistemindeki hastalık riski azaltılabilir.

Riskleri nelerdir?
Hipertansiyon ciddi bir durumdur. Kendi başına öldürücü değildir; fakat tedavi edilmediğinde sonuçları öldürücü olabilir. Kalbi zorlayarak, yetmezliğine neden olabilir. Buna ilaveten, hipertansiyonlu hastalar kanama ve beyindeki kan

Yazının Devamı

GAZ VE ŞİŞKİNLİK

30 Aralık 2018

Gaz ve şişkinlik doğal vücut tepkileridir. Ancak konu gaz çıkarmaya geldiğinde, başkalarının yanında bu doğal tepkiler ayıp kaçtığından, gaz sorunu bizi zor duruma sokabilir ve rahatsız edici olabilir. Herkeste gaz olur ve çoğu kişi fazla çıkardığını düşünse de, aslında bu normal bir durumdur. Gaz, genel olarak hava yutmaktan ya da yiyeceklerin sindirim sırasında parçalanmasından kaynaklanır. Bazı yiyecekler kiminde gaz şikayetine neden olurken, diğer bir kişiye bu anlamda hiç dokunmayabilir. Şişkinlik, karın bölgesinde doluluk hissidir ve çoğunlukla bağırsak gazının toplanmasından kaynaklanır. Gaz şikayetleri, hava yutmayı azaltarak, beslenmede değişiklik yaparak ve bazı reçetesiz ilaçlarla giderilebilir.

Hava yutmak
Sindirim sistemindeki gazın çok azı bağırsaklarda üretilir ve geri kalanı hava yutmaktan kaynaklanır. Hava yutmak deyince, kulağa sanki özel bir durumdan söz ediliyor gibi gelebilir ama aslında hava, yemek yerken ya da bir şeyler içerken doğal olarak yutulur. Sakız çiğnemek, sigara içmek ya da kamışla bir şeyler içmek de yutulan havayı fazlalaştırır.
Kaygı, iyi oturmamış takma dişler, geniz akıntısı, kronik ağrılar veya sıcak içecekler içmek de hava yutmaya neden

Yazının Devamı

ÖKSÜRÜĞÜM GEÇMİYOR!

23 Aralık 2018

Bu yazımda özellikle anlatacağım, ortalama 3-4 haftadan uzun süren inatçı öksürüktür. Kronik olan, üç haftadan daha uzun süren, inatçı, kişileri rahatsız eden, tanı ve tedavide problem olan bir semptomdur. Son yıllarda öksürük mekanizması anlaşılmaya başlanmış ve anatomik tanısal yaklaşımla tanı ve tedavisi daha başarılı hale gelmiştir. Öksürük, yabancı maddelerin alt solunum yollarına oturmasını ve bronş, akciğer sekresyonlarının birikmesini önleyen bir savunma mekanizmasıdır. Beklenen amacı sağladığı takdirde etkili ve yararlıdır. Ancak, özellikle kronik ve tekrarlayan öksürük, beklenen amacı sağlamazsa, birçok komplikasyonlara yol açar ve en önemlisi yaşam kalitesini bozar. Sebebi araştırılırken, öksürük süresinin bilinmesi önemlidir. Klasik olarak, üç haftadan daha az süren öksürük akut, üç haftadan daha uzun süren öksürük kronik olarak tanımlanır. Mamafih, son yayınlarda sekiz haftadan daha fazla süren öksürük kronik öksürük olarak kabul görmektedir.

Çocuklarda kronik öksürüğün en sık nedenleri;
Üst hava yolu viral enfeksiyonları ve astımdır. Soğuk algınlığı ve astımla ilişkisiz, ev içi rutubet, hava kirliliği ve sosyo-ekonomik durum gibi çevresel faktörler, çocukların

Yazının Devamı