Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Önce şunları sıralayalım: Güney- doğu’daki 120 aşiret reisi ilk defa PKK’ya “silah bırak” çağrısı yaptılar.

Şırnak’ta uzman çavuşun yolunu PKK’lılar kesti ama halk onu ve eşini PKK’lılara karşı savundu. Arabalarına bindirdi, olay yerinden uzaklaştırdı.

Hakkari’de PKK Mehendi Köprüsü’nü patlattı. 400 köylü köprüyü patlatan PKK’ya karşı yürüyüş yaptı. Askerlerimiz lehine sloganlar attı.

PKK’nın santralleri yakması halk tarafından protesto edildi.

PKK yürütme komitesi üyesi Murat Karayılan, Diyarbakır’da PKK tarafından öldürülen doktor Abdullah Biroğlu için özür diledi. Oysa aynı Karayılan 29 Haziran günü “Türkiye’nin tümünü savaş alanına çeviririz” diye tehdit savurmuştu.

Haberin Devamı

HDP yöneticileri ise PKK’yla temas kurarak, örgütün “ateşkes” ilan etmesini, olmazsa muayyen bir savunma çizgisine çekilmesi önerisini gündeme aldı. Bunun için HDP’den bir heyetin PKK ile temaslarda bulunması da kararlaştırıldı.

Bazı HDP’li milletvekilleri Öcalan’ın “barış çağrısı” yapmasını beklediklerini belirtti.

Uzatmayalım.

Bunlar, son günlerdeki ateş ve kan arasında, yakın gelecek için barış umudu veren söz ve davranışlardı.

Ama umudumuz boşuna mıydı? Evet boşunaymış.

* * *

Bazı bölgelerde sokağa çıkma yasakları ilan ediliyor.

PKK’nın dağlardan şehirlere indiği görülerek bölgede sıkıyönetim bekleniyor.

Acaba bazı PKK’lıların bir süre önce verdiği barış umudu Ankara’nın sertliği ve kararlılığını gördüğü için miydi?

* * *

Ankara’nın geçmişte “çözüm süreci” denilerek aldatıldığı günümüzde anlaşıldı.

Öyleyse artık yeter. Yoksa Ankara haklı olarak politika değiştirdi, diyeceğiz. Uçaklar bombalamayı artıracak ve bu başkaldırmayı yerle bir edecek.

* * *

İlk satırlarda saydıklarımız bize umut veriyordu.

Ne zamana kadar?

Dağlıca’daki mayınlı PKK tuzaklarına kadar. Iğdır’da düzenlenen PKK saldırısına kadar.

Hakkari Dağlıca’daki ve Iğdır’daki hain saldırılardan sonra artık Ankara daha da sertleşebilir, sertleşmeli. Herkesin, halkın görüşü bu...

Demek ki başta sıraladıklarımız boş laflarmış.

Barış için yol savaştan geçiyormuş.

Öyleyse geç kalmayalım.

Haberin Devamı

“Yıllardır barış dedik de ne oldu? İşte her şey meydanda” diyenlere hak vermeyelim mi?

* * *
Sonra şunu da soralım.

Savaş uçaklarımız olaydan sonra PKK hedeflerini bombalıyor, yok ediyor.

Niye PKK’nın tuzağından önce değil?

Not: Unutulmasın, Kürt başka, PKK başka. Kürt Türk’ün kardeşi ama PKK hem Kürt’ün hem Türk’ün düşmanı.


DİKKAT
Kendinize gelin

Susun.
Ve kendinize gelin.
78 milyonluk bu devlet oyuncak mı!
Hükümet yok.
İsteyen istediğini yapıyor.
Üst düzey yetkililerin çoğu taraf. Olur mu? Olmaz.
Bu böyle gitmez.
Dört lider hemen bir araya gelmeli ve normale dönüş çaresini ilan etmeli.
Yoksa ileride onlar “hain” diye anılacaklardır.
Acele edin ve Türkiye’yi normale döndürün.
PKK’yı susturun, şehitlerin gelmesine son verin; onu bunu, birbirinizi suçlamayı bırakın.
78 milyon sizden bu olgunluğu bekliyor.
Acele...
Hemen..
FARK YOK
Seta kardeşimiz

Benim ilkokulum 56. İlkokuldu. Binamız eski bir ahşap konaktı. Şimdiki “Belediye Sarayı”nın karşı köşesindeki park alandaydı. Burası Horhor Caddesi’nin sonuydu.
Benim o binada hâlâ unutamadığım, burnumda tüten kıymalı patates yemeği kokusuydu...
Yemek, geçim gücü zayıf ailelerin çocukları olan arkadaşlarımız için pişirilir ve kokusundan biz de istifade ederdik!..
O kokuyu bugüne kadar unutamadım.
Bir unutmadığım da, öğretmenimiz “Muammer Öğretmen”di. O bir kadındı.
Ve sınıf mümessilliğine Seta Papazyan diye bir kız arkadaşımızı getirmişti.
Seta, isminden anladığınız gibi Ermeni kökenli bir Türk kızıydı. Ama hiçbirimizin aklına onun başka bir kökenden olduğu gelmezdi. Zaten öğretmenimiz de herhalde bunu bildiği için onu atamıştı. Seta da bizden biriydi, aramızda ayrılık gayrılık düşündüğümüz bile olmadı, olmazdı.
O günden bugüne geldik. Ve ilerleyeceğine geriledik.
Artık köken farkları problem olabiliyor.
Seta, yaşıyorsan kulakların çınlasın, e mi?