Bu bayram, derler ya, “zehir oldu”. Tam manasıyla zehir oldu.
Çünkü Türkiye bölünmenin eşiğine geldi.
İç savaşın eşiğine geldi.
Çok sayıda gencimiz şehit oldu.
Hem hükümet yok, seçim var, partiler seçimi de düşünüp birbirinin altını oyuyor. Birlik beraberlik yok, anlayış yok. Yani Türkiye’nin en zayıf zamanı. Oysa 78 milyon “çözüm süreci” diye umutla bekliyordu.
Heyhat.
Yanılmışız.
Güven boşunaymış.
Çözüm süreci PKK’nın “güçlenme süreci”ymiş ve bunu Ankara’daki görevliler anlayamamış.
Yani görevliler “aldatılmış”.
* * *
Şunu da hemen başta belirtelim.
Türk-Kürt kardeştir.
Farkımız yok.
Öyle bir karışmışız ki hepimiz yıllardır bu topraklarda akraba veya dost veya komşu olarak yaşıyoruz.
Köken farkları artık kimsenin umurunda değil.
Ve PKK 78 milyona, Kürt kökenliye de kötülük yapıyor.
Yani PKK’ya Kürt kökenli olduğu için karşı değiliz. Terörist olduğu için karşıyız.
Kürt kökenli kardeşlerimizde bu teröre, PKK terörüne karşı, teröriste karşı biliyoruz, görüyoruz.
* * *
PKK’nın isteği yıllardır belli, sonuç olarak Güneydoğu’yu Türkiye’den koparmak.
O bölgeyi, hayallerdeki “büyük Kürdistan’a” katmak.
Artık bunun aksini söylemek, karşınızdakilerle alay etmek oluyor, aptal yerine koymak oluyor.
Mücadele buna göre yapılmalı.
Türkiye bölünecek mi, bölünmeyecek mi?
Bölünmeyecek...
* * *
Yalnız içte olanlara değil, dışta olanlara da bakmayı unutmayalım.
PKK ve onun gibi terör örgütleri şimdi, Kuzey Suriye’de kendileri için bir koridor kurma peşindeler. Buradan Akdeniz’e çıkmayı hesap ediyorlar.
Afşin kantonu, Kobani kantonu, Cezire kantonu bunun için ilan edildi. Sıra artık bizim Cizre’ye gelmişti, Cizre kantonuna gelmişti. Ama orada bu plana darbe indirildi.
Yani Cizre’de “kurtarılmış bölge” kurulamadı.
* * *
Artık politikacılar, iktidar ve muhalefet kendine gelmeli.
78 milyonun kardeşliğini daha da güçlendirmeli.
Birlik ve beraberlikten başka yolumuz olmadığını ispat etmeli.
Türkiye’nin dünya durdukça bölünmeyeceğini, böldürülmeyeceğini kafalara çakmalı.
Hepinize iyi bayramlar dilerim.
MİLLİYET’LE 50 YIL
İnsan kendi kitabından söz eder mi?
Eder.
Çünkü bu kitabın, 50 yıllık bu anıların niye yazıldığını başka nerede anlatayım?
“Milliyet’le 50 Yıl” kitabımdan söz ediyorum.
Biz okuyucu olarak gazetelerin dünyadan ve yurttan yani dışarıdan verdiklerini okuyoruz.
Peki o gazetelerin içinde neler oluyor, biliyor muyuz?
Hayır.
Bilmek ister miyiz?
Evet.
Öyleyse, Milliyet’te yıllardır neler oldu, ne oluyor, o gazetede 50 yıl çalışmış, her kademede bulunmuş, artık “Ben Milliyet’im” diyebilen birinin kaleminden gazetenin içine bir bakmak ister misiniz?
İşte ben bunu sizin için yaptım, yazdım.
“Milliyet’le 50 Yıl” işte bu.
Özetleyebildim mi?
YETER
PKK için iki yolPKK sorununun bitirilmesi için iki yol vardı.
1- Barış
2- Savaş
Barışı AKP savunuyordu ve bunun adına “çözüm süreci” dedi. Yani bu sürecin sonunda barış olacaktı.
Savaşı çare olarak görenlerin başında ise MHP geliyordu. Ve onun tahmin ettiği oldu. Ben ve benim gibi, çözüm süreciyle barış bekleyen pek çok kişinin yanıldığı anlaşıldı.
Şimdi HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, bu kadar polis, şu kadar asker PKK tarafından tuzağa düşürülüp öldürülmüyormuş, şehit edilmiyormuş gibi konuşuyor.
Dünyanın en büyük ordularına sahip ülkelerden biri Türkiye.
Boşuna mı?
ADAY
İlginç kişilerAday olanlar ve olamayanlar arasında bana göre birkaç ilginç isim var.
Mesela Tuğrul Türkeş AKP’den aday.
Çünkü MHP başkanı Bahçeli onu AKP’ye verdi...
Evet, bunu her şeye “hayır” diyen Bahçeli yaptı, dersek yanlış olmaz. Akşener de MHP’den aday yapılmadı. Bunu da Bahçeli yaptı. Yani Bahçeli’nin demokrasi değil diktatörlük gösterisi oldu.
AKP iyi yaptı. Boynukalın’ı aday göstermedi. Bravo.
Bir gazeteyi basanların, cam çerçeve indirenlerin başında olan bir kişi AKP’den aday yapılsaydı, AKP bu günahın altından kalkamazdı.
Ben TV’lerdeki tartışma programlarını aşağı yukarı her akşam izleyenlerden biriyim, hiç kaçırmam. Benim bu programlarda çok antipatik bulduğum katılımcılardan biri de Koray Çalışkan’dı. O da Boğaziçi Üniversitesi’nden istifa etti ve adaylık için CHP’ye başvurdu. CHP onu reddetti. Aday yapmadı. Demek ki benim görüşüm doğruymuş.