Her sektör birçok zorlukla mücadele ederken, su ürünleri sektörü binbir zorlukla boğuşan bir sektör oldu. Su Ürünlerinin tümü bir yandan turizmin düşmanı gösterildi. Öte yandan sırtları sıvazlanarak, “geleceğin sektörü” ilan edildi.
Devlet yeterli fizibiliteyi yapmadan ruhsatları dağıttı, izinleri verdi. Bu arada doğru yerlerde işini yapanlarla, turizm bölgelerine sıçramaya çalışanlar birbirine karıştı. Sektör kimi zaman kendi içinde kabul etmediği gelişmelerin de müsebbibi olarak göründü. Oysa sektörün önde gelenleri ise özellikle şukonunun altını çizdi: Dört beş bakanlık bir araya gelip akua kültür alanları belirleniyor. Alanlar doğru saptansın ve değiştirilmesin. İki sektör karşı karşıya getirilmesin.
Örneğin gelen yatırımcılardan Orhan Kılıç, havuzları gerekirse 10 km. uzağa taşımaya da razı...
Sektörün sorunlarına bir girdik mi kolay kolay çözülmez. O nedenle biz İzmir’de açılan Future Fish Eurasia- Fuarı’nın güzelliklerinden söz edelim.
Zorlukları yendikçe dirayetini artıran Su Ürünleri bugün örnek bir birliktelik sergiliyor. Fuarda İhracatçılar Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, Ege Su Ürünleri Derneği Başkanı Hasan Hasan Girenes, Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel ve Başkan Yardımcısı Sevinç Kopuz olmak üzere verilen yoğun emek karşılığını buluyordu.
Yanlışlıkları içlerinden eleyerek birlikte ayakta durmanın, sektöre belki 10-15 yılda alabileceği yolu dört-beş yılda aldırdığı fuarda açıkça görünüyordu.
Alsancak Stadı’na AVM yerine müzeler yapılsın
Yazılarımı takip edenler benim bölgeye Alsancak Stadyumu’nun da içinde bulunduğu bölgeye yönelik yaklaşımımı da bilirler.
Dünyanın birçok liman kentinin etrafında yer alan restoranlar, müzelerle geniş bir kültür havrasına benzerliği nedeniyle, sözkonusu bölgenin bir kültür sanat alanı yapılmasına dair özlemim vardır.
Zaman zaman en değerli rant bölgesinin kültür sanata, müzelere ayrılmasını talep etmem “romantik ekonomi yazarı” gibi eleştirilere maruz kalmışsa da bir kent için en büyük hazinenin, ‘doğru kullanılan’ kültür sanat alanları, müzeler, gençleri çocukları sanatla bütünleştirecek operalar, tiyatro salonları, heykellerle donatılmış alanlar olduğuna dair ısrarım sürüyor.
Tabii rantçıların da ısrarı sürüyor. Öyle ki ben nacizane öneriyi Alsancak’ın liman karşısı için yaparken, iş Alsancak stadyumuna sıçradı.
Stadyumun yıkılarak yerine AVM yapılmak istenmesine kadar vardı. Kent merkezine AVM baştan sona yanlış. Esnaf biter, trafik kilitlenir ama bu kente turist, AVM için gelmez... Bu kez bu alanın kültür sanat konusunda değerlendirmesine yönelik önemli bir destekçi var. İzmir’in kültür sanat hayatına eşsiz bir katkı sunan İzmir Kültür Sanat Vakfı Başkanı Filiz Eczacıbaşı Sarper, eğer stadyum yıkılacaksa alanın AVM olarak değerlendirilmesinin çok yazık olacağını söylüyor. Agora’da yapımı düşünülen mega müze gerekirse buraya olabilir ya kültürel donatılar yer alabilir. Sarper, bu kadar merkezi bir bölgenin bunun için değerlendirilmesi için çalışmaya, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da desteğini almak için çaba harcamaya hazır.
Elleriyle para işareti yapanlar bize “ne kadar romantiksiniz” diyorlar mıdır
acaba ?